ADLİ TABİPLİK HİZMETLERİNİN YÜRÜTÜLMESİNDE UYULACAK ESASLAR
T. C. SAĞLIK BAKANLIĞI
Temel Sağlık Hizmetleri Genel
Müdürlüğü
[if !supportEmptyParas] [endif]
Sayı : B.10.0.TSH.013.003-
13292
22.09.2005
Konu : Adli
tabiplik hizmetlerinin yürütülmesinde uyulacak esaslar
[if !supportEmptyParas] [endif]
..........................
VALİLİĞİNE
(İl Sağlık
Müdürlüğü)
GENELGE
2005/143
İlgi:
20.09.2000 tarihli ve B100TSH0130000-13243 (2000/93) sayılı Genelge.
Bilindiği
üzere, Bakanlığımıza bağlı sağlık kuruluşlarında adlî tabiplik hizmetleri
hâlen ilgi Genelgede belirtilen esaslar çerçevesinde yürütülmektedir. Ancak,
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) ile 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve bu Kanuna dayanarak çıkartılan bazı
yönetmelikler doğrultusunda, adlî tabiplik hizmetlerinin yürütülmesi ile ilgili
konuların yeniden düzenlenmesi gereği ortaya çıkmıştır.
Bu nedenle,
Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kuruluşlarında adlî tabiplik hizmetleri
aşağıda açıklanan düzenlemeler çerçevesinde yürütülecektir.
1. ADLİ
TABİPLİK HİZMETLERİNİN KAPSAMI VE YASAL ÇERÇEVE
Kapsam
1.1. Bakanlığımıza bağlı sağlık kuruluşlarınca yürütülen
adlî tabiplik hizmetleri esas olarak travmaya bağlı adlî vakaların
değerlendirilmesi ve bunlara ait adlî raporların düzenlenmesi ile adlî
ölü muayenesi ve otopsi işlemleridir. Kimlik tespiti, cinsel saldırı
olgularının değerlendirilmesi, yaş tayini, maluliyet değerlendirmesi, ceza ehliyeti
ve hukukî ehliyet tespiti ile kişinin işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını
algılama (fârik ve mümeyyizlik) ve/veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin
yeterince gelişip gelişmediğinin değerlendirilmesi gibi hizmetler de bu kapsamdadır.
Muayene ve rapor düzenleme yetkisi
1.2. 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı
İcrasına Dair Kanun’da, kişilerin bedenî ve aklî durumu hakkında rapor tanzimine
sadece bu Kanuna göre meslek icrası hakkına sahip tabipler yetkili kılınmış olup
(Madde 13), mahkemelerce bilirkişilik için başvurulacak tabiplerin de bu özelliğe
sahip olması gerektiği hükmü yer almaktadır (Madde 11).
Aynı şekilde, CMK’da adlî tabiplik hizmetleriyle ilgili muhtelif
maddelerde, bu işlemlerin sadece tabipler veya sağlık mesleği mensuplarınca
yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Bilirkişi olarak adlî tabibin yükümlülükleri ve yetkileri
1.3. Adlî tabiplik hizmeti aslen bir bilirkişilik hizmeti
olup, görevin icrasında CMK’nın bilirkişilik ile ilgili hükümleri geçerlidir
(CMK, Madde 62-73). Buna göre,
a) Bilirkişiler, hâkimler veya mahkemeler ile soruşturma evresinde
Cumhuriyet savcısı tarafından belirlenir. Kanunların belirli konularda
görevlendirdiği resmî bilirkişiler öncelikle atanırlar.
b) Resmî bilirkişilikle görevlendirilmiş olanlar, bilirkişilik
görevini kabul etmekle yükümlü olup, usulünce çağrıldığı halde yasal bir sebep
olmaksızın gelmeyen veya görüş bildirmekten çekinen bilirkişiler hakkında disiplin
hapsi cezası uygulanır.
c) Bilirkişi olarak görevlendirilen tabip, görevini yerine
getirirken zorunlu saydığı soruları, mağdur, şüpheli veya sanığa yöneltebilir.
Ayrıca, görevini yerine getirmek amacıyla bilgi edinmek için şüpheli veya sanık
dışındaki kimselerin de bilgilerine başvurabilir.
d) Mahkeme, her zaman bilirkişinin duruşmada dinlenmesine karar
verebileceği gibi, ilgililerden birinin istemesi halinde de açıklamalarda bulunmak
üzere duruşmaya çağırabilir.
[if !supportEmptyParas] [endif]
Adlî tabiplik hizmetlerinde resmî bilirkişilik yetkisi
1.4. Adlî tabiplik hizmetleri esasen ve öncelikle Adlî
Tıp Kurumu’na bağlı birimlerce yürütülmek durumundadır. Mahkemeler ile
hâkimlikler ve Cumhuriyet savcılıkları tarafından gönderilen adlî tıpla ilgili
konularda bilimsel ve teknik görüş bildirmek üzere, 2659 sayılı Adlî Tıp Kurumu
Kanunu ile Adalet Bakanlığı’na bağlı Adlî Tıp Kurumu tesis edilmiş olup; bu
Kuruma bağlı şube müdürlükleri, kurulu bulundukları yerlerde adlî tıp
hizmetlerini yerine getirmekle yükümlü kılınmışlardır. Diğer yandan, sözüedilen
Kanunun 31’inci maddesi gereğince yüksek öğretim kurumlarının/üniversitelerin
adlî tıpla ilgili bölüm veya birimlerinde çalışan uzmanlar, adlî olaylarda resmî
bilirkişi sayılmışlardır.
Keza, adlî tabiplik hizmetleri, Adlî Tıp Kurumu
Kanunu’nun ve 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında
Kanun’un 10’uncu maddelerine istinaden büyük ölçüde Sağlık Bakanlığı
kuruluşlarınca da yerine getirilmektedir.
Adlî vakaların muayenesinde ve rapor tanziminde yasal çerçeve
1.5. Adlî vakaların muayenesi ve rapor tanziminde
dikkat edilecek hususlara bu Genelgenin ilgili kısımlarında yer verilmekle beraber,
dikkate alınması gereken mevzuat aşağıda sıralanmıştır:
a) Adlî tabiplik hizmeti -yukarıda da belirtildiği
üzere- bir bilirkişilik hizmeti olup, bu hizmetin yürütülmesinde CMK’nın
Bilirkişi İncelemesi başlıklı bölümünde yer alan hususlar dikkate alınmalıdır.
b) Şüpheli veya sanık ile mağdur ve diğer kişilerin
beden muayenesi, bu kişilerin vücudundan örnek alınması ve bu numuneler üzerinde
yapılacak moleküler genetik incelemelerle ilgili hususlar, CMK’nın Gözlem Altına
Alınma, Muayene, Keşif ve Otopsi başlıklı bölümündeki 75 ilâ 81’inci
maddelerinde ve bu Kanuna göre çıkarılıp 01.06.2005 tarihli ve 25832 sayılı Resmî
Gazete’de yayımlanan Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik
Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik’te yer almaktadır.
c) Zor kullanılarak yakalanan veya yakalanıp
gözaltına alınan kişilerin sağlık kontrolü ile ilgili hususlar, CMK’nın
99’uncu maddesine istinaden çıkarılıp, 01.06.2005 tarihli ve 25832 sayılı Resmî
Gazete’de yayımlanan Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nin
Sağlık Kontrolü başlıklı 9’uncu maddesinde yer almaktadır.
d) Adlî tabiplik hizmetleri kapsamında
değerlendirilmesi gereken ölünün kimliğini belirleme ve adlî muayene CMK’nın
86’ncı, otopsi 87’nci, yeni doğan cesedinin adlî muayenesi veya otopsi 88’inci,
zehirlenme şüphesi üzerine yapılacak işlem 89’uncu, bir şüpheli ölüm vakası
durumunda yapılacak işlem 159’uncu madde hükümlerine göre yapılmalıdır.
2.
HİZMETİN İL İÇİ DÜZENLENMESİ: İL SAĞLIK MÜDÜRLÜKLERİNCE YAPILACAK İŞLEMLER
VE ALINACAK TEDBİRLER
2.1.
Bakanlığımıza bağlı sağlık kuruluşlarınca verilecek adlî tabiplik hizmetleriyle
ilgili idarî düzenlemeler, ilde Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı’na bağlı birim
ve/veya yüksek öğretim kurumlarının adlî tıpla ilgili bölüm veya birimlerinin
bulunup bulunmaması, il nüfusu ve iş yükü dikkate alınarak, il sağlık
müdürlüklerince yapılacaktır. Bu amaçla, adlî tabiplik hizmetlerinin
düzenlenmesine ve izlenmesine yönelik olarak, sağlık müdürlükleri bünyesinde bir
birim oluşturulacak veya mevcut şubelerden birisi görevlendirilecektir.
2.2. Adlî tabiplik
hizmetlerinin ne şekilde sunulacağı, yapılacak düzenlemeler ve alınacak tedbirler,
ildeki adlî makamlar ve varsa sözüedilen kurum yetkilileri ile görüşülüp,
aşağıda belirtilen ilkeler doğrultusunda kararlaştırılacaktır:
a) Hizmet planlaması,
ildeki adlî teşkilat yapılanması da dikkate alınarak büyükşehir belediyesi
statüsündeki il merkezleri, diğer il merkezleri ve ilçe düzeyinde ayrı ayrı
yapılacaktır.
b) Adlî tıp hizmetleri,
Adlî Tıp Kurumu’na bağlı birimler ve adlî tıp anabilim dalı olan üniversitelerin
bulunduğu il ve ilçe merkezlerinde, bütünüyle bu kurumlar tarafından veya bunların
yanısıra Bakanlığımıza bağlı sağlık kuruluşları tarafından desteklenerek
birlikte yürütülecek; bu kurumların bulunmadığı yerlerde ise bütünüyle
Bakanlığımıza bağlı sağlık kuruluşlarınca yerine getirilecektir.
c) Yerleşim biriminde
yataklı tedavi kurumları varsa, bu hizmetlerin aksatılmadan yürütülmesi amacıyla,
mesai saatleri içi ve dışı için ayrı ayrı planlama yapılmak üzere, yeterince
yataklı tedavi kurumu ve sağlık ocağı görevlendirilecektir. Birden fazla sağlık
kuruluşunun bulunduğu yerleşim birimlerinde, görevlendirilecek kuruluş sayısı, iş
yükü ve ulaşım imkânları dikkate alınarak tespit edilecektir. Birden fazla sağlık
kuruluşunun görevlendirilmesi durumunda, adlî travmatoloji vakalarının muayenesi ile
rapor tanzimi, gerektiğinde otopsi hizmeti ve diğer hizmetler için, bu kurumlar
arasındaki işbölümü açık bir şekilde belirlenecektir.
Bakanlığımıza bağlı
yataklı tedavi kurumlarının bulunmadığı yerleşim birimlerinde, mesai saatleri
içinde ve dışında bu hizmetler sağlık ocaklarınca yürütülecektir.
d) Mesai saatleri
dışında, adlî vakaların muayenesi ile rapor tanzimi gibi hizmetlerin, varsa 24 saat
hizmet veren ve tanı-tedavi imkânları en geniş ve merkezî konumdaki bir sağlık
kuruluşunca/kuruluşlarınca yerine getirilmesi şeklinde düzenleme yapılacak; otopsi
hizmetleri için ise icapçı personel görevlendirmesi esas olacaktır.
e) Yataklı tedavi
kurumlarında adlî tabiplik hizmetleri, varsa adlî tıp uzmanlarının sorumluğu
altında yürütülecek; yoksa, acil servis veya başhekimlikçe belirlenecek başkaca bir
birim, bu hizmetlerden birinci derecede sorumlu olmak üzere görevlendirilecektir.
Yataklı tedavi kurumlarındaki adlî tabiplik hizmetlerinin, bağlı semt polikliniği ve
benzeri uç birimlerde değil, kuruluşun ana hizmet binasında verilmesi esastır.
f) Adlî tabiplik hizmeti
veren sağlık kuruluşları, personel ve hizmetin gerektirdiği diğer hususlarda
desteklenecektir.
g) Adlî tabiplik hizmeti
verecek sağlık kuruluşları ile gerektiğinde otopsi hizmeti verecek icapçı
personelin ad, soyad ve iletişim bilgilerini içeren listeler, mesai saatleri içi ve
dışı için ayrı ayrı bilgi ihtiva etmek üzere ve aylık olarak düzenlenecek ve
Cumhuriyet başsavcılıklarına gönderilecektir.
3. ADLİ VAKALARIN
MUAYENESİ VE RAPOR TANZİMİ
3.1. ORTAK HÜKÜMLER
Yasal
çerçeve
3.1.1. Adlî vakalar iki kategoride ele alınacak,
a) Bir suça ilişkin olarak şüpheli veya sanık ile mağdur ve diğer kişilerin beden muayenesi, bu kişilerin vücudundan örnek alınması ve muayene sonucunda rapor tanzimi, CMK’nın yukarıda sözüedilen maddelerinde ve bu Kanuna istinaden çıkarılan Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik’te yer alan hükümlere göre,
b) Kolluk
kuvvetlerince zor kullanılarak yakalanan veya yakalanıp gözaltına alınan kişilerin
sağlık kontrolü ve rapor tanzimi Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma
Yönetmeliği’nin Sağlık Kontrolü başlıklı 9’uncu maddesinde yer alan
hükümlere göre yapılacaktır.
3.1.2. Bunların yanında, adlî vakaların muayenesinde tıbbî deontoloji kurallarına titizlikle uyulacaktır.
Adlî vakaların yetkili resmî mercilerce gönderilme zorunluluğu
3.1.3. Adlî muayene ve sonucunda rapor tanzimi işleminin, yetkili bir resmî makamın usulünce talebi üzerine yapılması esastır. Bu çerçevede, muayene ve sonucunda rapor tanzimi için adlî vaka olarak tabibe gönderilen kişinin gönderilme işleminin, Kanunda belirtilen adlî makamlarca yapılması gerekir. Muayene ve rapor tanzimi isteme yetkisi, olayın mahiyeti (yakalama, gözaltına alma, soruşturma veya kovuşturma), muayenesi istenilen kişinin sanık, şüpheli veya mağdur olması ve yapılması istenen tıbbî işleme göre değişmektedir.
3.1.4. Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik kapsamındaki vakalarda,
a) Şüpheli veya sanık üzerinde iç beden muayenesi yapılabilmesi ya da vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tırnak veya tükrük gibi örneklerin alınabilmesi için, hâkim, mahkeme veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararı ve istemi gerekir. Cinsel organlar ve anüs bölgesinde yapılacak muayeneler de iç beden muayenesi kapsamında değerlendirilecektir. Şüpheli veya sanık üzerinde dış beden muayenesi, hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı ile emrindeki adlî kolluk görevlilerinin talebiyle yapılabilir.
b) Mağdurun vücudu üzerinde dış ve iç beden muayenesi yapılabilmesi ya da kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tırnak veya tükrük gibi örneklerin alınabilmesi için, hâkim, mahkeme veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararı ve istemi gerekir.
c) Genital muayene taleplerinde mutlaka hâkim, mahkeme veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararı aranacaktır.
d) Çocuğun soybağının araştırılması amacıyla yapılacak işlemler için, hâkim veya mahkeme kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararı gerekir.
e) Suçun aydınlatılmasını sağlamak amacıyla şüpheli, sanık veya diğer kişilerin kendi rızaları ile başvuruları halinde, soruşturma safhasında Cumhuriyet savcısının, kovuşturma aşamasında hâkim veya mahkeme kararı ile tıbbî muayeneleri yapılabilir ya da vücutlarından örnek alınabilir.
3.1.5. Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nde belirtilen hallerde yakalanan kişinin gözaltına alınacak olması veya zor kullanılarak yakalanması durumunda tabipçe yapılması öngörülen sağlık kontrolü, Cumhuriyet savcısı ile emrindeki adlî kolluk görevlilerinin talebiyle yapılacaktır.
Muayene yapmaya ve rapor
tanzimine yetkili kişiler
3.1.6. Adlî vakaların
muayenesi ve rapor tanzimi işlemi, mutlaka tabiplik yapma yetkisine sahip kişilerce ve
muayeneyi yapanın çalıştığı kurumun bu işe uygun bir mekânında yapılacaktır.
CMK doğrultusunda (Madde
77) kadın muayenesi, istemi halinde ve olanaklar elverdiğinde bir kadın tabip
tarafından yapılacaktır. Muayene edilecek kadının talebine rağmen bir kadın tabibin
bulunmasına olanakların elvermediği durumlarda, muayene sırasında tabip ile birlikte
bir başka kadın sağlık mesleği personelinin bulundurulmasına özen gösterilecektir.
Fizik kimliğin tespiti açısından, kişinin ağzındaki dişlerin incelenmesi ve diş izlerinin alınması diş tabibi tarafından yapılacaktır.
Kişilerin dış beden
muayenesi kapsamında değerlendirilebilecek tıbbî görüntüleme, laboratuvar
tetkikleri ve benzeri işlemler, tabip gözetiminde sağlık mesleği mensubu diğer bir
yetkili kişi tarafından da yapılabilir.
Adlî vakaların işlem önceliği
3.1.7. Sağlık
kuruluşlarında, acil vakalar hariç olmak üzere, adlî vakaların muayenesine ve rapor
tanzimine öncelik tanınacaktır.
3.1.8. Adlî vakaların
muayene ve rapor tanzimi işlemlerinin CMK (Madde 332) doğrultusunda en geç 10 gün
içinde sonuçlandırılarak gönderen adlî makama bildirilmesi gerekmektedir. Muayene
sonucunda düzenlenen raporun ilgili adlî makama en kısa sürede gönderilmesi esas
olmakla beraber, tanıya yönelik tetkik işlemlerin uzaması ve bu sürenin aşılması
sözkonusu ise, aynı süre içinde durum gerekçeleri ile birlikte ilgili adlî makama
bildirilecektir.
Tabibin bilirkişi
olarak davete icap zorunluluğu, ilk değerlendirme ve sevk durumu
3.1.9. Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından adlî vakanın muayenesi talep edilen sağlık kuruluşunda görevli tabip, CMK kapsamında resmî bilirkişi olarak bu görevi kabul etmek zorundadır.
3.1.10. Vaka
değerlendirilerek, tespit edilen bulgular ışığında mümkünse rapor düzenlenmesi
yoluna gidilecektir. Ancak, canlı adlî vakaların veya cesetlerin muayenesi sonucunda,
vakanın olanakları daha fazla olan bir kuruluşa sevk edilmesi, bazı uzmanlardan
konsültasyon istenmesi, bir adlî tıp uzmanına, Adlî Tıp Kurumu veya üniversitelerin
adlî tıp ile ilgili bölüm veya birimlerine gönderilmesi gerekebilir. Böyle bir
durumda bilirkişi sıfatı ile tabip, kendisini görevlendiren Cumhuriyet savcısı,
hâkim veya mahkemeye durumu gerekçeli olarak anlatacak veya rapor edecektir. Cumhuriyet
savcısı veya mahkeme ya da hâkimin bu görüşü kabul etmemesi halinde, yasal
zorunluluk olarak adlî makamların talebi doğrultusunda hareket edilecek; ancak,
vakanın sevk edilmesinin daha uygun olacağı yönündeki bilirkişi görüşünün
raporda yer alması sağlanacaktır.
3.1.11. Adlî vakanın
sevki durumunda, bu Genelgenin Adlî Raporların Düzenlenmesi başlıklı bölümündeki
sevkle ilgili hususlara uyulacaktır.
Adlî vakalarda tıbbî gerekliliklerle
yapılması gerekli muayene ve tedaviler
3.1.12. Adlî vakalarda,
kişinin sağlık durumunun gerekliliklerine göre, kişinin hayatını ve sağlığını
korumaya yönelik olarak, Cumhuriyet savcısı veya hâkim kararı aranmaksızın tıbbî
muayene ve tedavi amaçlı müdahaleler yapılabilir. Ancak, bu muayene ve müdahaleler
sırasında, suç delillerinin kaybolmamasına özen gösterilecektir.
3.2. ADLİ VAKALARIN
MUAYENESİ
Kimlik
Tespiti
3.2.1. Muayene edilmek
üzere getirilen kişinin resmî evrakta belirtilen kişi olup olmadığına dikkat
edilecek; kişinin kimliği konusunda şüpheye düşülmesi halinde durum derhal
Cumhuriyet başsavcılığına bildirilecektir. Kişinin kimliğinin kontrolünde, yasal
olarak geçerli bir kimlik belgesi ibrazı esastır. Böyle bir belge ibraz edilememesi
halinde, durum raporda belirtilecek ve tıbbî kimlik bilgileri yazılacaktır.
Muayene edilenin bilgilendirilmesi
3.2.2. Muayene edilenin,
tabip tarafından muayene ve yapılacak işlemler konusunda bilgilendirilmesi esastır.
İlgilinin, buna rağmen muayene yapılmasına ve vücudundan örnek alınmasına rıza
göstermemesi halinde, bu durum tutanakla tespit edilerek ilgili adlî makama bildirilecek
ve gerekli tedbirlerin alınması istenecektir.
Kişilerin sağlığına zarar vermeme
3.2.3. Adlî vakalarda muayeneye getirilen kişinin üzerinde beden muayenesi yapılabilmesi ya da vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tırnak veya tükrük gibi örneklerin alınabilmesi için müdahalenin, kişinin sağlığına açıkça ve öngörülebilir zarar verme tehlikesinin bulunmamasına dikkat edilecektir.
Muayenede dikkat edilecek hususlar ve muayene
koşulları
3.2.4. Adlî vakaların
muayenesi ve muayene koşulları ile ilgili olarak uyulacak hususlar şunlardır:
a) Adlî vaka olarak
sevkedilen kişi, tabip tarafından bizzat görülecek ve muayene edilecektir.
Başkasının ifadesine dayanılarak rapor tanzim edilmeyecektir.
b) Muayene ve tetkikler
sırasında temel insan hak ve hürriyetleri ile mahremiyete saygı kurallarına mutlaka
uyulacaktır.
c) Muayenenin diğer
kişilerin göremeyeceği ve duyamayacağı bir ortamda yapılması, muayene esnasında
tabip ile muayene edilen kişinin yalnız kalmaları ve muayenenin hekim-hasta ilişkileri
çerçevesinde gerçekleştirilmesi esastır. Gözaltı işlemi nedeniyle yapılan
muayenelerde buna özellikle dikkat edilecek; diğer muayenelerde tabibin gerek görmesi
halinde bir sağlık mesleği mensubu personel muayene ortamında hazır
bulundurulabilecektir.
Ancak tabip, kişisel
güvenlik endişesi ile muayenenin kolluk görevlisinin gözetiminde yapılmasını
isteyebilir. Bu durumda, tabibin isteği belgelendirilerek yerine getirilecektir.
Muayenenin kolluk
görevlisinin gözetiminde yapılması ve muayene edilenin talebi halinde, müdafii de
-muayenede gecikmeye neden olmamak kaydıyla- muayene sırasında hazır bulunabilecektir.
d) Muayene edilecek kişi
kadınsa ve talebine rağmen bir kadın tabibin bulunması mümkün olmamışsa, tabip ile
birlikte bir başka kadın sağlık mesleği mensubu personel muayene ortamında
bulundurulacaktır.
e) Muayene, kişinin
bütün vücudu üzerinde yapılmalıdır. Rapor yazımında yardımcı olmak üzere,
muayene bulguları kısaca not alınmalıdır.
f) Muayeneyi yapan tabip,
bütün adlî vakalarda ve özellikle gözaltına alınmış kişilerin muayenesi
esnasında TCK’da yer alan işkence (Madde 94), neticesi sebebiyle ağırlaşmış
işkence (Madde 95) ve eziyet (Madde 96) suçlarının işlendiği yolunda herhangi bir
bulguya rastlaması hâlinde, durumu derhâl Cumhuriyet savcısına bildirecektir. Bu
durumda Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin
Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 7’nci ve 8’inci maddesine göre işlem
yapılacaktır.
g) Adlî vakalarda,
suçun aydınlatılmasına katkıda bulunabilecek delil ihtiva etmesi muhtemel elbise ve
benzeri materyalin saklanması için gerekli tedbirler alınmalı veya tedbirlerin
alınması hususu kolluk kuvvetlerine hatırlatılmalıdır.
Numune alınması ve
iletilmesi
3.2.5. Muayene edilen
kişinin bedeninden numune alınması gerekiyorsa, bu işlem usulünce yapılacak; alınan
numunelerin kurum içi veya başka bir kuruma gönderilmesi sırasında örneklerin
değiştirilmemesi ve dış koşullardan etkilenip bozulmaması için gerekli önlemler
alınacaktır.
3.3. ADLİ RAPORLARIN
DÜZENLENMESİ
Raporların
tanziminde dikkat edilecek hususlar
3.3.1. Raporların
tanziminde aşağıdaki hususlara titizlikle dikkat edilecektir:
a) Adlî raporlar,
bütünüyle muayeneyi yapan tabibin tespit ettiği objektif bulgulara, konsültasyonlar
ve tetkik sonuçlarının incelenmesi ile meslekî bilgileri ışığında yapacağı
değerlendirmelere dayanmalıdır ve tarafsız olmalıdır.
b) Adlî raporlar,
kesinlikle resmi makamların istek yazısının altına yazılmamalı, ayrı bir rapor
olarak düzenlenmelidir.
c) Raporlar el yazısı
ile tanzim edilebileceği gibi, daktilo veya bilgisayar çıktısı şeklinde de olabilir.
El yazısı kullanılmışsa okunaklı olmalıdır. Özellikle sonuç kısmında
anlaşılır ve sade bir dil kullanılmalıdır. Kelimeler, özellikle tıbbî terimler,
kısaltma yapılmadan tam olarak yazılmalıdır.
d) Adlî rapor formları
eksiksiz olarak doldurulmalı; olayın öyküsü, kişiye ait özgeçmiş ve fizik muayene
bulguları, muayene tarihi ile saati ve varsa yapılan konsültasyon değerlendirmeleri
açıkça belirtilmelidir. Raporda, saptanan bulgulara, varsa travmatik lezyonlara ve
yapılmışsa tetkik sonuçlarına ayrıntılı olarak yer verilmelidir. Adlî
değerlendirmede “yaşamsal tehlike” kararı verildi ise, karara dayanak teşkil eden
bulgular raporun sonuç kısmında mutlaka belirtilmelidir. Adlî makamlar tarafından
sorulan sorular muhakkak cevaplanmalıdır. Sorulmamış olmakla birlikte adlî
soruşturmanın boyutunu etkileyebilecek durumlar da rapora yazılmalıdır.
e) Muayenesi yapılan
kişinin alkollü olup olmadığı dikkate alınmalı; tabipçe gerekli görülmesi, adlî
makamın veya kolluğun talebi halinde kişinin alkollü olup olmadığı usulünce tespit
edilerek sonucuna raporda yer verilmelidir.
f) Raporun ilk
sayfasında sağlık kuruluşunun ismi; raporun her sayfasında muayene edilen kişinin
adı, soyadı ve raporu düzenleyen tabibin parafı veya imzası; raporun sonunda
okunaklı olarak raporu düzenleyen tabibin adı, soyadı, diploma numarası ve imzası
ile kurumun adı ve okunaklı olarak kurum mührü bulunmalıdır.
g) Adlî kanıt niteliği
taşıyan tetkik sonuçları ve grafilerin aslı, muayene edilen kişinin kendisine
verilmemeli ve ilgili mevzuatta belirtilen süreyle arşivde saklanmalıdır. Bu
materyallerin, özellikle grafilerin üzerinde muayene edilenin adı, soyadı ve kayıt
numarası silinmeyecek ve değiştirilmeyecek şekilde yer almalıdır.
Adlî vakanın bir başka
sağlık kuruluşuna sevk edilmesi durumunda veya tetkik sonuçları ile tıbbî
belgelerin düzenlenen adlî raporun ekinde yer alması gerektiğinde, bu belgeler asıl
belge niteliğinde değilse, örnekler “aslı gibidir” ibaresi konularak
onaylanmalıdır.
Muayene edilen kişinin,
tetkik sonuçlarının veya çekilen grafilerin kendisine verilmesini talep etmesi
halinde, asıl belgeler ve grafiler sağlık kuruluşunda korunmak kaydıyla, kişiye bu
tetkik sonucu veya mümkünse grafilerin bir örneği verilmelidir.
h) Adlî vaka bir başka
sağlık kuruluşundan sevk edilerek gelmişse, gönderen kuruluşça düzenlenen geçici
rapor incelenmeli; ancak, sevk edilen kurumca yapılan işlemler ve değerlendirmeler
geçici rapor üzerinde değil ayrı bir rapor olarak tanzim edilmelidir.
ı) Tespit edilen
bulgular ışığında mümkünse kesin rapor düzenlenmesi yoluna gidilmelidir. Ancak,
mevcut muayene ve laboratuvar bulguları kişi hakkında kesin rapor düzenlemek için
yeterli değilse, ayrıntılı geçici rapor/durumu bildirir rapor düzenlenerek muayenesi
ve kesin rapor düzenlenmesi için hastanın bir üst sağlık kuruluşuna sevki
yapılmalıdır. Vakanın sevk edilmesi durumunda, düzenlenen geçici raporun bir
nüshasının sağlık kuruluşunda saklanması ihmal edilmemelidir.
i) Düzenlenen raporlar
adlî rapor kayıt defterine, raporun sonuç kısmındaki değerlendirmeler yer alacak
şekilde kaydedilmelidir.
Yeni TCK’ya göre adlî raporların tanzimi
3.3.2. Yeni TCK, adlî
travmatoloji açısından eski TCK’ya göre kısmen farklı tanımlar getirmekte olup;
bu durum, adlî raporların düzenlenmesinde kısa vadede sorunlar yaşanmasına neden
olabilir. Bu nedenle, adlî tabiplik hizmeti veren personele yeni TCK’ya göre adlî
vakaların değerlendirilmesi ve rapor tanziminde yol gösterici olmak ve ayrıntılı
bilgi vermek üzere hazırlanan ve rapor örnekleri de ihtiva eden bir rehber (Yeni
TCK’da Tanımlanan Yaralama Suçlarının Adlî Tıp Açısından Değerlendirilmesi ve
Adlî Rapor Tanzimi İçin Rehber) Ek 1’de gönderilmektedir.
Rehberde ayrıntılı
şekilde anlatılmakla beraber, yeni TCK’ya göre raporların tanziminde ortaya çıkan
farklılıklar aşağıda özetle belirtilmiş olup; raporların artık bu hususlar
doğrultusunda düzenlenmesine dikkat edilmelidir:
a) Yeni TCK’da
tanımlanan yaralama suçlarının büyük kısmı eski TCK’da yer alanlarla benzer veya
karşılaştırılabilir nitelikte iken, bazı suçlar ise eski TCK’da yer almayan
tamamen yeni tanımlamalardır. Bunlar, yeni TCK’nın 86’ncı maddesinin ikinci
fıkrasında sözüedilen basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif
yaralanma ve 87’nci maddesinin üçüncü fıkrasında sözüedilen vücutta kemik
kırılmasına neden olan yaralamadır. Eski TCK’da yer alan mutad iştigale devam
edememe/mutad iştigalden mahrumiyet kavramı ise yeni TCK’da yer almamaktadır. Eski
TCK’da yer alan kavramların büyük kısmı yeni TCK’da Türkçeleştirilerek
korunmuştur. Mesela, hayati tehlike, yaşamı tehlikeye sokan durum; çehrede sabit eser,
yüzde sabit iz; uzuv zaafı, organlardan veya duyulardan birinin işlevinin sürekli
zayıflaması şeklinde yer almaktadır.
b) Yeni TCK’da
tanımlanan basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif yaralanma,
Kanunda öngörülen en hafif yaralama suçunu oluşturmaktadır. 87’nci maddenin
birinci ve ikinci fıkrası kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış
hallerini içermekte olup; üçüncü fıkrada, kasten yaralamanın vücutta kemik
kırılmasına neden olması haline ilişkin ayrı bir düzenleme yapılmıştır.
c) Özetle, adlî
raporlarda, varsa travmanın sonucu artık mutad iştigale devam edememe/mutad iştigalden
mahrumiyet/iş ve güçten geri kalma şeklinde tanımlanmayacak; bunun yerine basit bir
tıbbî müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğu/olmadığı değerlendirmesi
yapılacak; yaşamı tehlikeye sokan bir durum olup olmadığına mutlaka yer verilecek;
ayrıca, saptanmışsa yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış diğer halleri
ayrı ayrı belirtilecektir. Keza, kemik kırığı saptanmışsa tanımlanacak ve hayatî
fonksiyonlara etkisi belirtilecek; birden fazla kırık varsa skorlama yapılarak
ağırlığı hesaplanacaktır. Bütün bu durumlara ilişkin ayrıntılı bilgi Rehberde
yer almaktadır.
Kullanılacak adlî rapor formları
3.3.3. Adlî rapor tanziminde Ek 2’de yer alan formlar kullanılacaktır. Bu formların düzenlenmesinde yukarda belirtilen hususlara titizlikle riayet edilecektir.
Rapor tanziminde sağlık müdürlüğü tarafından ildeki ihtiyaç miktarına göre topluca bastırılan formlar kullanılabileceği gibi, raporlar sağlık kuruluşlarınca bilgisayar çıktısı şeklinde de düzenlenebilecektir.
Raporların tanzimi ve adlî makamlara
iletilmesi
3.3.4. Adlî raporlar
üç nüsha olarak düzenlenecektir. Her bir nüshanın verileceği merci, vakanın Ceza
Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında
Yönetmelik veya Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği kapsamında
olmasına göre farklılık arzetmekte olup; muayene için getirilen kişinin hangi
kapsamda olduğu sevk evrakında belirtilmemişse getiren kolluk kuvvetinden sorularak
öğrenilecek ve raporun dağıtımı şu şekilde yapılacaktır:
a) Ceza Muhakemesinde
Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik
kapsamında bir suça ilişkin olarak şüpheli veya sanık ile mağdur ve diğer
kişilerin beden muayenesi, bu kişilerin vücudundan örnek alınması ve muayene
sonucunda rapor tanzimi isteniyorsa, raporun bir nüshası sağlık kuruluşunda kalacak,
muayene sonrasında hemen rapor tanzim edilmesi mümkün ise iki nüshası kapalı ve
mühürlü zarf içerisinde ilgili hâkimliğe, mahkemeye veya Cumhuriyet
başsavcılığına iletilmek üzere getiren kolluk görevlisine teslim edilecek, ileri
tetkik ve benzeri nedenlerle hemen rapor tanzimi mümkün değilse raporun iki nüshası
kapalı ve mühürlü bir zarf içinde sağlık kuruluşunca ilgili adlî makama en kısa
sürede iletilecektir.
b) Yakalama, Gözaltına
Alma ve İfade Alma Yönetmeliği kapsamında, kolluk kuvvetlerince zor kullanılarak
yakalanan veya yakalanıp gözaltına alınan kişilerin sağlık kontrolü amacıyla
muayene ve rapor tanzimi istenmesi durumunda,
Yakalama veya
nezarethaneye giriş durumu sözkonusu ise, raporun bir nüshası sağlık kuruluşunda
alıkonacak, ikinci nüshası gözaltına alınan kişiye, üçüncü nüshası ise
soruşturma dosyasına eklenmek üzere ilgili kolluk görevlisine verilecektir.
?Gözaltı süresinin
uzatılması veya yer değişikliği ya da nezarethaneden çıkış sözkonusu ise,
raporun bir nüshası sağlık kuruluşunda saklanacak, iki nüshası ise raporu
düzenleyen sağlık kuruluşunca kapalı ve mühürlü zarf içerisinde ilgili Cumhuriyet
başsavcılığına en seri şekilde gönderilecektir. Bu raporların gönderilme şekli
ve sıklığı sağlık kuruluşunun iş yükü, yerleşim biriminin büyüklüğü ve
ulaşım imkânları dikkate alınarak şu vasıtalarla yapılabilir: Sağlık
kuruluşunca görevlendirilecek bir personel, taahhütlü posta veya APS, imkânlar varsa
Elektronik İmza Kanunu uygulaması esaslarına göre elektronik ortamda.
3.3.5. Raporların
düzenlenmesinde ve adlî makamlara gönderilmesinde gizlilik kurallarına uyulacak ve bu
amaçla gerekli tedbirler alınacaktır.
3.3.6. Sağlık
kuruluşunda saklanması gereken rapor nüshalarının korunması için ilgili mevzuata
göre gerekli tedbirler alınacaktır.
4. ÖLÜ KİMLİĞİNİ
BELİRLEME, OTOPSİ VE ÖLÜ MUAYENESİ
4.1. Adlî tabiplik
hizmeti kapsamında tabipler, Cumhuriyet savcılarınca CMK’nın 86’ncı maddesine
göre ölü kimliğini belirlemek ve adlî muayene yapmak, 87’nci maddesine göre otopsi
yapmak, 88’inci maddesine göre yeni doğanın cesedinin adlî muayenesini veya
otopsisini yapmak ve 89’uncu maddesine göre de zehirlenme şüphesi üzerine inceleme
yapmak üzere görevlendirilebilir. Bu durumlarda CMK’nın sözüedilen maddeleri ile
meslekî ve adlî tabiplik bilgilerine göre işlem yapılacaktır.
4.2. Umumî
Hıfzıssıhha Kanunu’nda, cenazelerin defni için defin ruhsatı düzenlenmesi zorunlu
kılınmıştır (Madde 215-218). Bu doğrultuda, ölü muayenesi ve defin ruhsatı
düzenlenmesi işlemi aşağıdaki esaslara göre yapılacaktır:
a) Ölünün muayenesi ve
defin ruhsatı düzenleme işleminin, belediye tabibinin bulunduğu yerleşim yerlerinde,
varsa bu tabiplerce yapılması esastır. Belediye tabibinin olmadığı yerlerde bu
işlem, ölüm olayı kişinin bağlı bulunduğu sağlık ocağı bölgesinde meydana
gelmişse ilgili sağlık ocağı tabibince; değilse o yerleşim biriminde otopsi hizmeti
vermek üzere görevlendirilmiş tabiplerce yerine getirilecektir. Sağlık ocağı
bulunmayan beldelerde ve köylerde Kanunda belirtilen esaslara göre Valilikçe
belirlenmiş ve ilan olunmuş görevlilerce ölülerin muayenesinden sonra defin ruhsatı
verilebilecektir. Vatandaşların bu konuda mağdur edilmemesi için, adlî tabiplik
hizmetleri kapsamında sağlık müdürlüklerince gerekli düzenlemeler yapılacak ve
önlemler alınacaktır.
b) Resmî tabiplerce
tasdik edilmek şartıyla, ölüme sebep olan hastalık esnasında tedavi eden tabip
tarafından ve ölüm olayı hastanede meydana gelmişse bu kurum tarafından da defin
ruhsatı düzenlenebilir.
c) Ölüm olayının
adlî yönü olduğu veya bir bulaşıcı hastalık sonucu meydana geldiği
düşünülüyorsa, ilgili adlî makamlar veya mahallî sağlık idaresi haberdar
edilecektir.
5. MUHTELİF HUSUSLAR
Adlî
tabiplik hizmetleri ile ilgili mevzuat derlemesi
5.1. Bu Genelge ile adlî
tabiplik hizmetlerinin sunumunda uyulacak genel ilkelerin ortaya konulması
amaçlanmıştır. Yol gösterici olması düşüncesiyle, adlî tabiplik hizmetleriyle
doğrudan ilgili bir mevzuat derlemesi Ek 3’de gönderilmektedir.
Sağlık mesleği mensuplarının suçu
bildirme mecburiyeti
5.2. TCK’da (Madde 280)
sağlık mesleği mensupları (tabipler, diş tabipleri, eczacı, ebe, hemşire ve
sağlık hizmeti veren diğer kişiler), görevlerini yaptığı sırada bir suçun
işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmaları durumunda, bunu yetkili makamlara
gecikmeksizin bildirmekle yükümlü kılınmıştır. Bu nedenle tabipler, adlî vaka
olarak değerlendirilebilecek yaralanma ve benzeri durumları, ihbaren adlî makamlara
bildirmek ve adlî makamlarca gerekli görülürse bu Genelge hükümlerine göre işlem
yapmak durumundadır.
Bilirkişi tabiplerin mahkemeye çağrılması
5.3. CMK’ya göre
(Madde 214) tabipler, muayene ettikleri ve rapor düzenledikleri adlî vakalar hususunda
açıklamada bulunmak üzere mahkemeye çağrılabilir. Bu durumda ilgili tabibin görüş
bildirmek üzere mahkemeye gitmesine bağlı bulunduğu sağlık kuruluşunun idaresince
müsaade edilecektir.
Mahkûmların muayenesi
5.4. Mahkûmların
sağlık muayeneleri sıklıkla adlî vakaların muayenesi ile karıştırılmakta olup,
mahkûmların gerek herhangi bir hastalık durumunda muayene işlemleri ve gerekse adlî
vaka olarak muayeneleri kendi özel mevzuat hükümlerine göre yapılacaktır.
6. YÜRÜRLÜKTEN
KALDIRILAN MEVZUAT
20.09.2000 tarihli ve
B100TSH0130000-13243 (2000/93) sayılı Genelge ile 20.12.2001 tarihli ve
B100TSH01300002-8597 sayılı Makam oluru ile yürürlüğe giren Sağlık Hizmetlerinin
Yürütülmesi Hakkında Yönerge’nin Adli Hekimlik Hizmetleri başlıklı 106’ncı
maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
İlinizdeki adlî tıp hizmetlerinin, bu Genelgede belirtilen hususlar dikkate alınarak ve insan haysiyeti ile temel hak ve hürriyetlerin mahiyetine uygun olarak yürütülmesini; böylelikle bu hizmet ile ilgili olarak ulusal ve uluslararası yargı kuruluşları ve diğer kuruluşlar nezdinde oluşabilecek problemlere ve sağlık personeli hakkında ileri sürülebilecek haksız ithamlara mahal verilmemesini; getirilen düzenlemelerin adlî tabiplik hizmetlerinin yürütülmesinden sorumlu olan tüm kurum ve kuruluş sorumlularına ve uygulayıcılarına tebliğini ve sözkonusu düzenlemelerin aciliyet ve hassasiyetle uygulamaya konulmasını önemle rica ederim.
Prof.Dr.Recep AKDAĞ
Bakan
EKLER:
1) Yeni TCK’da Tanımlanan Yaralama Suçlarının Adlî Tıp Açısından Değerlendirilmesi ve Adlî Rapor Tanzimi İçin Rehber (18 sayfa)
2) Adli Rapor Formları (Açıklamalar dâhil 20 sayfa)
3) Adlî Tabiplik Hizmetleri İle Doğrudan İlgili Mevzuat (13 sayfa)
[if !supportEmptyParas] [endif]
DAĞITIM:
Gereği:
81 İl Valiliği
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
YENİ TÜRK CEZA KANUNU’NDA TANIMLANAN
YARALAMA SUÇLARININ
ADLİ TIP AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
VE
ADLİ RAPOR TANZİMİ İÇİN REHBER
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
Bu Rehber
üç bölümden oluşmaktadır. Birinci Bölüm, konuya genel bir bakış sağlamak
amacıyla hazırlanmıştır. İkinci ve Üçüncü Bölüm, Adalet Bakanlığı Adlî
Tıp Kurumu Başkanlığı, Adlî Tıp Uzmanları Derneği ile Adlî Tıp Derneği
tarafından (Uzm. Dr. Sadullah Güzel, Doç. Dr. Yasemin Balcı ve Prof. Dr. Gürsel
Çetin editörlüğünde) hazırlanan “Yeni Türk Ceza Kanunu’nda Tanımlanan Yaralama
Suçlarının Adlî Tıp Açısından Değerlendirilmesi” başlıklı metnin, Sağlık
Bakanlığı tarafından adlî tıp hizmeti sunan sağlık personelinin bilgilendirilmesi
amacıyla biçimsel yönden düzenlenmiş halidir.
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
Eylül 2005
İÇİNDEKİLER
YENİ TÜRK CEZA
KANUNU’NUN ADLİ TRAVMATOLOJİ İLE İLGİLİ MADDELERİ 1
2. ADLİ
TRAVMATOLOJİ İLE İLGİLİ MADDELER.. 1
YENİ TÜRK CEZA
KANUNU’NDA TANIMLANAN YARALAMA SUÇLARININ ADLİ TIP AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ 3
1. YARALANMALARIN
TANIMLANMASI 3
1.1. Basit bir tıbbî müdahale
ile giderilebilecek ölçüde hafif yaralanma. 3
1.3. Yaşamı tehlikeye sokacak
derecede yaralanma. 3
1.3.1. Yaşamı tehlikeye sokan bir duruma yol
açan yaralanmalar 3
1.3.2. Yaşamı tehlikeye sokan damar
yaralanmaları 3
1.4. Duyularından veya
organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması/yitirilmesi 3
1.5. Yüzde sabit ize - yüzün
sürekli değişikliğine neden olma. 4
1.6. Konuşmada sürekli zorluk
/ konuşma yeteneğinin kaybı 4
1.7. Gebe bir kadında,
çocuğunun vaktinden önce doğmasına / çocuğun düşmesine. 4
1.8. Kişinin iyileşmesi
olanağı bulunmayan bir hastalığa/ bitkisel hayata girmesine neden olma. 4
1.9. Çocuk yapma yeteneğinin
kaybolması 4
1.10. Yaralamanın vücutta kemik
kırılmasına neden olması 4
2. YARALANMA
AĞIRLIĞININ BELİRLENMESİ 4
2.1. Deri, deri altı, kas
dokusunu ilgilendiren travmatik değişimler 4
2.2. Kafa bölgesini
ilgilendiren travmatik değişimler 4
2.3. Yüz bölgesini
ilgilendiren travmatik değişimler 4
2.4. Boyun bölgesini
ilgilendiren travmatik değişimler 4
2.5. Göğüs bölgesini
ilgilendiren travmatik değişimler 4
2.6. Abdomen ve pelvisi
bölgesini ilgilendiren travmatik değişimler 4
2.7. Vertebral kolon-medulla
spinalis-periferik sinirleri ilgilendiren travmatik değişimler 4
2.8. Üst ekstremiteleri
ilgilendiren travmatik değişimler 4
2.9. Alt ekstremiteleri
ilgilendiren travmatik değişimler 4
3. VÜCUTTA KEMİK
KIRILMASININ DEĞERLENDİRİLMESİ 4
3.2. Kırığın hayat
fonksiyonlarını etkileme derecesi 4
4. ZEHİRLENMELERDE
YARALANMA AĞIRLIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ 4
4.1. Basit tıbbî müdahale ile
giderilebilecek nitelikteki zehirlenme olguları 4
4.2. Vücuda acı veren veya
sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan durumlar 4
4.3. Yaşamsal tehlike
oluşturan zehirlenme olguları 4
4.4. Yaşamsal tehlike
açısından özel gruplar 4
4.4.1. Tıbbî tedavide kullanılan
ilaçların doz aşımının söz konusu olduğu olgularda. 4
4.4.2. CO Zehirlenmelerinde. 4
4.4.3. Mantar Zehirlenmelerinde. 4
4.4.4. Etil Alkol Zehirlenmelerinde. 4
4.4.5. Metil Alkol Zehirlenmelerinde. 4
4.4.6. Tarım İlaçları ile Zehirlenmelerde. 4
5. DUYU VEYA
ORGANLARIN İŞLEVİNİN SÜREKLİ ZAYIFLAMASI YA DA YİTİRİLMESİ AÇISINDAN
DEĞERLENDİRME 4
7. TRAVMA SONRASI
GELİŞEN RUHSAL BOZUKLUKLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ 4
7.1. Basit tıbbî müdahale ile
giderilebilecek ölçüde bozukluklar 4
7.2. Algılama yeteneğinin
bozulmasına neden olan durumlar 4
7.3. Duyulardan veya organlardan
birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olan bozukluklar 4
[if !supportEmptyParas] [endif]
1. GİRİŞ
Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından 26.09.2004 tarihinde kabul edilerek 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren
yeni Türk Ceza Kanunu (TCK), adlî travmatoloji
açısından eski TCK’ya göre kısmen farklı tanımlar getirmektedir. Yeni TCK’nın adlî travmatoloji kapsamında hekimleri doğrudan ilgilendiren maddeleri
aşağıda verilmekte olup; maddelerle ilgili kısa açıklamalara maddenin hemen altında
yer verilmekle beraber, bu maddeler incelendiğinde genel hatları ile dikkati çeken
hususlar şunlardır:
a)
Yaralama suçları, eski TCK’da 456, 457, 458 ve 459 ’uncu maddelerde yer
alırken, yeni TCK’da da dört ayrı maddede tanımlanmaktadır: Kasten Yaralama başlıklı 86, Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama
başlıklı 87, Kasten Yaralamanın İhmalî
Davranışla İşlenmesi başlıklı 88 ve Taksirle
Yaralama başlıklı 89’uncu maddeler. Keza, tanımlanan bu eylemler, İşkence başlıklı
94’üncü ve Neticesi İtibariyle Ağırlaşmış
İşkence başlıklı 95’inci maddelerde de (farklı cezalar öngörülerek) yer
almaktadır. Sözüedilen maddelerde tanımlanan yaralama eylemleri şunlardır:
[if !supportLists]§ [endif]Başkasının vücuduna acı veren veya
sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan yaralanma (Madde
86/1)
[if !supportLists]§ [endif]Basit bir tıbbî müdahale ile
giderilebilecek ölçüde hafif yaralanma (Madde 86/2)
[if !supportLists]§ [endif]Yaşamı tehlikeye sokacak derecede
yaralanma (Madde 87/1-d)
[if !supportLists]§ [endif]Duyularından veya organlarından birinin
işlevinin sürekli
zayıflaması (Madde 87/1-a)
[if !supportLists]§ [endif]Konuşmada sürekli zorluk (Madde 87/1-b)
[if !supportLists]§ [endif]Yüzde sabit ize neden olma (Madde 87/1-c)
[if !supportLists]§ [endif]Gebe bir kadında çocuğunun vaktinden
önce doğmasına neden olma (Madde 87/1-e)
[if !supportLists]§ [endif]Kişinin iyileşmesi olanağı bulunmayan
bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine neden olma (Madde 87/2-a)
[if !supportLists]§ [endif]Duyulardan veya organlardan birinin
işlevinin yitirilmesi (Madde 87/2-b)
[if !supportLists]§ [endif]Konuşma yeteneğinin kaybı (Madde 87/2-c)
[if !supportLists]§ [endif]Çocuk yapma yeteneğinin kaybolması (Madde
87/2-c)
[if !supportLists]§ [endif]Yüzde sürekli değişikliğe neden olma
(Madde 87/2-d)
[if !supportLists]§ [endif]Gebe bir kadında çocuğunun düşmesine
neden olma (Madde 87/2-d)
[if !supportLists]§ [endif]Yaralamanın vücutta kemik kırılmasına
neden olması (Madde 87/3)
b)
Yeni TCK’da tanımlanan bu yaralama suçlarının büyük kısmı eski TCK’da
yer alanlarla benzer veya karşılaştırılabilir nitelikte iken, bazı suçlar ise eski
TCK’da yer almayan tamamen yeni tanımlamalardır. Bunlar, yeni TCK’nın 86’ncı
maddesinin ikinci fıkrasında sözüedilen basit
bir tıbbî müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif yaralanma ve 87’nci
maddenin üçüncü fıkrasında sözüedilen vücutta
kemik kırılmasına neden olan yaralamadır. Eski TCK’da yer alan mutad iştigale devam edememe/mutad iştigalden
mahrumiyet kavramı ise yeni TCK’da yer almamaktadır. Eski TCK’da yer alan diğer
kavramlar yeni TCK’da Türkçeleştirilerek korunmuştur. Mesela, hayatî tehlike, yaşamı tehlikeye sokan durum; çehrede sabit
eser, yüzde sabit iz; uzuv zaafı, organlardan veya duyulardan birinin işlevinin
sürekli zayıflaması şeklinde yer almaktadır.
c)
86’ncı maddenin ikinci fıkrasında sözüedilen basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilecek
ölçüde hafif yaralanma, Kanunda
öngörülen en hafif yaralama suçunu oluşturmaktadır. 87’nci maddenin birinci ve
ikinci fıkrası kasten yaralama suçunun neticesi
sebebiyle ağırlaşmış hallerini içermekte olup; üçüncü fıkrada, kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına neden
olması haline ilişkin ayrı bir düzenleme yapılmıştır.
d) Özetle,
adlî raporlarda, varsa travmanın sonucu artık mutad
iştigale devam edememe şeklinde tanımlanmayacak; bunun yerine basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilecek
ölçüde hafif nitelikte olduğu/olmadığı değerlendirmesi yapılacak; yaşamı
tehlikeye sokan bir durum olup olmadığına mutlaka yer verilecek; ayrıca,
saptanmışsa yaralama suçunun neticesi sebebiyle
ağırlaşmış diğer halleri ayrı ayrı belirtilecektir. Keza, kemik kırığı
saptanmışsa tanımlanacak ve hayat fonksiyonlarına etkisi belirtilecek, birden fazla
kırık varsa skorlama yapılarak ağırlığı hesaplanacaktır. Bütün bu durumlara
ilişkin ayrıntılı bilgiye Rehberin İkinci Bölümünde, eski ve yeni TCK’ya göre
adlî raporların düzenlenmesindeki farklılıklar hakkında fikir verebilecek
karşılaştırmalı rapor örneklerine Üçüncü Bölümde yer verilmiştir.
2.
ADLİ TRAVMATOLOJİ İLE İLGİLİ
MADDELER
İKİNCİ
KİTAP
: Özel Hükümler
İKİNCİ
KISIM
: Kişilere Karşı Suçlar
İKİNCİ
BÖLÜM : Vücut
Dokunulmazlığına Karşı
Suçlar
Kasten yaralama
Madde 86- (1) Kasten başkasının
vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden
olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2)
(Ek: 31/3/2005-5328/4. md.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin
basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun
şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına
hükmolunur.
(3)
(Değişik: 31/3/2005-5328/4. md.) Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya,
altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden
veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin
yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu
görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silahla,
işlenmesi halinde, şikâyet
aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Açıklama:
Maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendinde geçen silâh deyiminden, ateşli silâhlar; patlayıcı
maddeler; saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici,
delici veya bereleyici alet; saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen
saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler; yakıcı, aşındırıcı,
yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer,
radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler anlaşılmalıdır (TCK, Madde 6).
Yaralama suçunun silahla işlenmesi, daha
fazla ceza öngörülen nitelikli hallerden biri olup; yaralama yukarıdaki silah
tanımına uyan bir materyalle meydana gelmişse, ne tür bir aletle meydana getirilmiş
olduğu adlî tabipçe dikkatle değerlendirilmeli ve rapora kaydedilmelidir.
[if !supportEmptyParas] [endif]
Neticesi sebebiyle
ağırlaşmış yaralama
Madde 87- (1) Kasten yaralama fiili,
mağdurun;
a) Duyularından
veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında
sürekli zorluğa,
c) Yüzünde
sabit ize,
d) Yaşamını
tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe
bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre
belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren
hallerde üç yıldan, (Değişik: 29.06.2005-5377/11. md.) üçüncü fıkraya giren
hallerde beş yıldan az olamaz.
(2) Kasten
yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi
olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından
veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma
ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün
sürekli değişikliğine,
e) Gebe
bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre
belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren
hallerde beş yıldan, (Değişik: 29.06.2005-5377/11, md.) üçüncü fıkraya giren
hallerde sekiz yıldan az olamaz.
(3)
Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına neden olması halinde,
kırığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, bir yıldan altı yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
(4)
Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci
fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, (Değişik: 31.03.2005-5328/5.
md.) üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
Açıklama:
87’nci maddenin birinci ve ikinci fıkrası, kasten
yaralama suçunun netice sebebiyle ağırlaştırıcı durumlarını içermektedir.
Üçüncü fıkrada, kasten yaralamanın vücutta
kemik kırılmasına neden olması haline ilişkin eski TCK’da yer almayan ayrı bir
düzenleme
yapılmıştır.
Kasten yaralamanın
ihmali davranışla işlenmesi
Madde 88- (Değişik:
31.03.2005-5328/6. md.) (1) Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi halinde,
verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bu hükmün uygulanmasında kasten
öldürmenin ihmali davranışla işlenmesine ilişkin koşullar göz önünde
bulundurulur.
Açıklama: Bu maddede, yaralanmanın ihmali davranışla işlenmesi halinde,
86 ve 87’nci maddelere göre verilecek cezalarda üçte iki oranına kadar indirim
öngörülmektedir. Kasten yaralamanın ihmali
davranışla işlenip işlenmediği hâkim tarafından belirlenecek bir husustur.
Taksirle yaralama
Madde 89- (1) Taksirle başkasının
vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden
olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(2)
Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından
veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Vücudunda
kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında
sürekli zorluğa,
d) Yüzünde
sabit ize,
e) Yaşamını
tehlikeye sokan bir duruma,
f)
Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
neden olmuşsa, birinci fıkraya göre
belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
(3)
Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi
olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından
veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma
ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün
sürekli değişikliğine,
e) Gebe
bir kadının çocuğunun düşmesine,
neden olmuşsa, birinci fıkraya göre
belirlenen ceza, bir kat artırılır.
(4)
Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5)
Bilinçli taksir hali hariç olmak üzere, bu maddenin kapsamına giren suçların
soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.
Açıklama:
Bu madde, kasten yaralama ile ilgili maddelerde tanımlanan yaralama eylemlerine
burada da yer verildiği için alınmıştır. Görüleceği üzere, kasten yaralama
eyleminin taksirle yaralama sonucu oluşması halinde verilecek cezaları kapsamakta olup;
bilinçli taksir durumu hariç, takibat
şikâyete bağlı olacaktır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM :
İşkence ve Eziyet
İşkence
Madde 94- (1) Bir kişiye karşı
insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama
veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları
gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(2) Suçun;
a) Çocuğa,
beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe
kadına karşı,
b) Avukata
veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla,
işlenmesi halinde, sekiz yıldan onbeş
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3)
Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde, on yıldan onbeş
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4)
Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi
cezalandırılır.
(5)
Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek cezada bu nedenle
indirim yapılmaz.
Neticesi sebebiyle
ağırlaşmış işkence
Madde 95- (1) İşkence fiilleri,
mağdurun;
a) Duyularından
veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında
sürekli zorluğa,
c) Yüzünde
sabit ize,
d) Yaşamını
tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe
bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre
belirlenen ceza, yarı oranında artırılır.
(2)
İşkence fiilleri, mağdurun;
a) İyileşmesi
olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından
veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma
ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün
sürekli değişikliğine,
e) Gebe
bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre
belirlenen ceza, bir kat artırılır.
(3)
İşkence fiillerinin vücutta kemik kırılmasına neden olması halinde,
kırığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre sekiz yıldan onbeş yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
(4)
İşkence sonucunda ölüm meydana gelmişse, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasına hükmolunur.
Eziyet
Madde 96- (1) Bir kimsenin eziyet
çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2)
Yukarıdaki fıkra kapsamına giren fiillerin;
a) Çocuğa,
beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe
kadına karşı,
b) Üstsoy
veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe karşı,
işlenmesi halinde, kişi hakkında üç
yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
BÖLÜM 2
YENİ TÜRK CEZA
KANUNU’NDA TANIMLANAN YARALAMA SUÇLARININ ADLİ TIP AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
1. YARALANMALARIN TANIMLANMASI
1.1. Basit bir
tıbbî müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif yaralanma
Yeni TCK’nın 86’ncı maddesinin
ikinci fıkrasında yer verilen bu terim, ceza itibarı ile en hafif yaralanma grubunu
ifade etmek için kullanılmıştır. Basit bir
tıbbî müdahale ile giderilebilecek ölçüde yaralanma, hekimler tarafından
farklı algılanabilecek, kişisel değerlendirme farklılıkları yaratabilecek bir durum
gibi gözükmektedir. Adlî yönden, hangi travmatik değişimlerin basit bir tıbbî
müdahale ile giderilebilecek ya da giderilemeyecek nitelikte olduğu konusunda tüm
hekimler tarafından kullanılabilecek bir listeye ihtiyaç vardır. Bu Rehberde yer
verilen liste oluşturulurken, basit tıbbî müdahalelerin ne olduğu ve nelerin basit
tıbbî müdahale ile giderilebileceğinden öte, hangi travmatik değişimlerin hafif
derecede yaralanmalar içinde yer alması gerektiği gözetilmiştir.
1.2.
Başkasının vücuduna acı veren/ sağlığının
ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan yaralanma
Yeni TCK’nın 86’ncı maddesinin
birinci fıkrasında yer almakta olup, öngörülen ceza itibarı ile orta derece
yaralanma grubunu tanımlamaktadır. Kişinin
sağlığını ya da algılama yeteneğini bozacak derecedeki yaralanma tanımı,
travmanın ruhsal etkilerini de kapsamaktadır. Kişilerin uğradığı travma sonrası
oluşan ruhsal sağlık zararı da TCK kapsamında tanımlanmıştır. Hazırlanan
Rehberde, travma sonrası oluşan ruhsal zararın
belirlenmesine yönelik kriterler, liste içinde ayrı bir başlık altında
değerlendirilmiştir.
1.3.
Yaşamı tehlikeye sokacak derecede yaralanma
Yeni TCK’nın 87’nci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan bu tanım, eski TCK’nın 456’ncı maddesinin ikinci
fıkrasında, kişinin hayatını tehlikeye maruz
kılma şeklinde yer almakta idi.
Bir yaralanma sonrası, kişinin
yaşamının mutlak suretle tehlikeye maruz kalması, ancak gerek kendi vücut direnci ve
gerekse tıbbî yardımla kurtulması durumunda kullanılır. Yani olay sırasında
yaşamsal tehlikenin oluşmuş olması önemlidir. Ölüm olması gerekmez. Kişinin
sonradan iyileşmesi de bu durumu değiştirmez. ‘’Ne olur ne olmaz’’ diyerek
karar vermek yerine, her türlü tanı yöntemi kullanılarak başlangıçta doğru karar
vermek önemlidir.
1.3.1. Yaşamı
tehlikeye sokan bir duruma yol açan yaralanmalar
[if !supportLists]§
[endif]Kafatası
kırıkları
[if !supportLists]§
[endif]Kafa içi kanama,
kontüzyon, laserasyon
[if !supportLists]§
[endif]Klinik bulgu veren
beyin ödemi ve başlangıç Glasgow koma skorunun 8 ve altında olduğu bilinç
kapalılığı
[if !supportLists]§
[endif]İlk üç servikal
vertebra kırığı
[if !supportLists]§
[endif]Vertebral kolonda
hangi seviyede olursa olsun medulla spinalis hasarı (kontüzyon/laserasyon) ile medulla
spinalis hasarının eşlik ettiği kırık, çıkık, disk yaralanması ve herniler
[if !supportLists]§
[endif]İç organ
yaralanmaları
[if !supportLists]§
[endif]Büyük damar
yaralanmaları
[if !supportLists]§
[endif]Büyük damar veya
iç organ yaralanması olmasa bile %20’den fazla kan kaybına işaret eden klinik
tabloya yol açan yaygın ekimoz, hematom ve laserasyonlar
[if !supportLists]§
[endif]Medulla spinalis
lezyonu
[if !supportLists]§
[endif]İç organ lezyonu
olmasa dahi göğüs ve batın boşluğuna penetre yaralanmalar
[if !supportLists]§
[endif]2. derece yanık (%
20’ten fazla)
[if !supportLists]§
[endif]3. derece yanıklar
(% 10’dan fazla)
[if !supportLists]§
[endif]Kuduz hayvan
ısırığı
[if !supportLists]§
[endif]Elektrik çarpması
(Giriş ve/veya çıkış lezyonu bulunması veya vücuttan elektrik akımının
geçtiğini gösteren klinik bulguların varlığı)
[if !supportLists]§
[endif]Ağır klinik
tabloya yol açan zehirlenmeler (Bkz. İlgili bölüm)
1.3.2. Yaşamı
tehlikeye sokan damar yaralanmaları
A. Carotis Communis, A. Carotis
Interna, A. Carotis Externa, A./V. Facialis, A./V. Maxillaris, A./V. Occipitalis, A./V.
Temporalis Superficialis, V. Jugularis Interna, V. Jugularis Externa, Truncus
Brachiocephalicus, V. Brachiocephalica, A./V. Subclavia, A./V. Thoracica Interna (A.
Mammaria Interna), A. Vertebralis, Truncus Thyreocervicalis, A./V. Thyroidea Inferior,
A./V. Thyroidea Superior, A./V. Lingualis, A./V. Axillaris, A./V. Brachialis, A. Ulnaris,
A. Radialis, A./V. Femoralis (Superficialis), A. Profunda Femoris, A./V. Poplitea, A.
Tibialis Posterior, A. Dorsalis Pedis, A. Dorsalis Penis, V. Dorsalis Penis Profunda, A.
Sacralis Media, A. Intercostalis, A. Obturatoria, A. Glutea Superior, A. Glutea Inferior,
A. Umblikalis, V. Saphena Magna, A. Pudenda Interna, A. Spermatica, A.
Testicularis/Ovarica, A. Uterina, A. Lienalis, A. Renalis.
1.4.
Duyularından veya organlarından birinin işlevinin
sürekli
zayıflaması/yitirilmesi
Duyulardan veya organlardan birinde
işlev zayıflaması,
yeni TCK’nın 87’nci maddesinin birinci fıkrasında yer almaktadır. Eski TCK’nın
456’ncı maddesinin ikinci fıkrasında havastan
veya azadan birinin devamlı zaafı şeklinde yer almakta idi. Yaralanmadan sonra bu
durumun varlığının kabul edilebilmesi için, duyu veya organlardan birinin
işlevindeki zayıflamanın sürekli olması gerekmektedir.
İşlev
yitimi, yeni TCK’nın 87’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer almaktadır. Eski
TCK’nın 456’ncı maddesinin üçüncü fıkrasında havastan veya el veya ayaklardan birinin veya azadan
birinin tatili şeklinde yer almakta idi.
Kişideki görme, işitme, koklama,
tatma ve dokunma duyuları ile organlar ve ekstremitelerde (el, ön kol, kol, omuz, ayak,
bacak, uyluk, kalça) oluşan anatomik kayıp ve/veya fonksiyonel bozukluk, her bir duyu,
organ veya ekstremitenin kendi anatomik yapı veya fonksiyonuna göre
değerlendirilmelidir. Protez takılması durumunda da anatomik kayıp
değerlendirilecektir.
Vücutta çift olarak bulunan
organlardan birinin işlevini tamamen yitirmesi halinde, diğer organ fonksiyon görmeye
devam edebilir. Ancak, bu durumda da organın işlevinin zayıflaması değil, işlevin
yitirilmesi sözkonusudur. Çünkü, Kanun metninde duyu ve organlardan birinin
işlevinden söz edilmektedir.
Organdaki veya ekstremitedeki anatomik
kayıp ve/veya fonksiyonel bozukluğun o organ veya ekstremitenin kendi anatomik yapısı
ve/veya fonksiyonuna göre %10-50 arasındaysa işlevin
sürekli zayıflaması, % 50’nin üstünde ise işlevin
yitirilmesi olarak değerlendirilmelidir.
1.5.
Yüzde sabit ize - yüzün sürekli değişikliğine
neden olma
Eski TCK’da çehrede sabit eser ve çehrenin daimi değişikliği şeklinde yer alan
kavramlardır. Oluşan yara az ya da çok iz bırakır; ancak, her iz yüzde sabit iz
niteliğinde değerlendirilmez. Yaralanma esnasında, yüz sınırları içerisinde
oluşan yaranın iyileştikten sonra bıraktığı iz, gün ışığında veya iyi
aydınlatılmış bir ortamda, insanlararası sözel diyalog mesafesinden (1-2 metre) ilk
bakışta belirgin bir şekilde fark edilebilir durumda ise yüzde sabit izden bahsedilir. İzin, sabit iz olup
olmadığının değerlendirilmesi açısından iyileşme sürecinin tamamlanmış olması
gerekir. Bu nedenle, adlî tıp uygulamalarında, bu konudaki değerlendirme yaralanmadan
en az altı ay sonra yapılmaktadır. Hekim gerek görürse bu süre uzayabilir.
Eğer, yüz sınırları içinde
oluşan yaralanmanın bıraktığı iz, o kişiyi önceden tanıyanların onu
tanımasında duraksamaya yol açacak şekilde yüzün doğal görünümünü bozmuş ise
bu durumda yüzde sürekli değişiklikten bahsedilir. Buna örnek olarak ağır yanıklar
ya da yüze kezzap atılması gibi kimyasal yanıklar verilebilir.
Şimdiye kadar var olan adlî tıp
uygulamasında çehre denilince, üstte saçlı deri sınırı, yanlarda kulak
sayvanlarının arka kenarları, altta alt çene kavsi ile sınırlı alan anlaşılmakta
idi. Ancak, yeni TCK’nın gerekçesinde, yüz deyiminin, kişinin boyun ve kulakları
dâhil başın ön kısmını ifade ettiği belirtilmektedir. Yeni TCK’ya göre ‘’yüz’’ sınırları tanımlanacak olursa, kişiye
cepheden bakıldığında üstte saçlı deri sınırı (saçı dökülen ya da azalan
kişilerde görülebilen frontal bölge dahil), yanlarda kulaklar dahil olmak üzere
kulakların arkasından inen hayali düz çizgilerin her iki klavikula ile kesiştiği
noktalar ile altta fossa jugularisten başlayıp yanlara doğru klavikulaları takip eden
çizgiler arasında kalan bölge anlaşılmalıdır.
1.6.
Konuşmada sürekli zorluk / konuşma yeteneğinin
kaybı
Konuşma fonksiyonunu etkileyen kafa
içi değişimler ile dil ve ses telleri gibi konuşmaya yardımcı yapılarda yaralanma
olması durumunda değerlendirilir. Eski TCK’da da var olup Türkçeleştirilerek
korunmuş kavramlardır. Konuşmada sürekli zorluk yeni TCK’nın 87’nci maddesinin
birinci fıkrasında, konuşma yeteneğinin kaybı ikinci fıkrasında yer almaktadır.
1.7. Gebe bir kadında,
çocuğunun vaktinden önce doğmasına / çocuğun düşmesine neden
olma
Eski TCK’da da var olan tanımlamalar
olup, çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden
olma, yeni TCK’nın 87’nci maddesinin birinci fıkrasında, çocuğun düşmesine neden olma ise ikinci
fıkrasında yer almaktadır. Burada, erken doğum ya da düşük durumunun travma ile
ilişkisinin kurulması esas olacaktır.
1.8.
Kişinin iyileşmesi olanağı bulunmayan bir
hastalığa/ bitkisel hayata girmesine neden olma
Yeni TCK’da 87’nci maddenin ikinci
fıkrasında yer alan ve cezayı arttıran hallerden biridir. Travma sonrası gelişen ve
iyileşme olanağı bulunmayan aklî arızaları da içermektedir. Eski TCK’da da var
olup Türkçeleştirilerek korunmuş kavramlardır.
1.9.
Çocuk yapma yeteneğinin kaybolması
Uterus, ovaryumlar ve testisler gibi
üremeye yardımcı organları içine alan yaralanma durumlarında değerlendirilir. Aynı
şekilde eski TCK’da da var olup Türkçeleştirilerek korunmuş kavramlardır.
1.10. Yaralamanın
vücutta kemik kırılmasına neden olması
Yeni TCK’nın 87’nci maddesinin
üçüncü fıkrasında yer alan bir kavramdır. Kırığın kişinin hayat
fonksiyonlarındaki etkisine göre ceza öngörülmektedir. Bu konu ile ilgili
değerlendirmelere ilgili bölümde yer verilmiştir.
2.
YARALANMA AĞIRLIĞININ BELİRLENMESİ
Travmalı hastanın değişik
amaçlar doğrultusunda değerlendirilebilmesi için, uluslararası araştırmacılar
tarafından birçok fizyolojik ve anatomik skor sistemi geliştirilmiş ve geliştirilmeye
devam edilmektedir. Fizyolojik ve anatomik olarak iki temel skor sistemi vardır.
Fizyolojik
skor sistemleri bilinç durumu, solunum, kan basıncı ve nabız gibi yaşamsal
parametrelerin ölçümüne dayanmaktadır. Ölüm riski nedeniyle travma sonrası ilk
durumun belirlenmesi, tedaviye verilen yanıt ve alınacak sonucun tahmin edilmesi gibi
erken değerlendirmelerle hastanın uygun tedaviye yönlendirilmesi amaçlıdır. Adlî
tıp uygulamalarında, tedavisi yapılmış hastaların zaman zaman dosya üzerinden
değerlendirilmesi gerekliliği, hasta dosyalarında sözü edilen parametrelerin düzgün
ve standart bir biçimde yer almaması ve değerlendirmenin adlî amaçla olması
nedenleriyle; fizyolojik skor sistemlerinin adlî tıpta, travma ağırlığının
değerlendirilmesine sağlayacakları katkı sınırlıdır.
Anatomik
skor sistemlerinin yaralanan kişilerin ilk değerlendirmelerinde kullanımları
sınırlı olmakla birlikte, bu skor sistemleri hasta dosyalarının değerlendirilerek
sonuç alınması yönünden yararlıdır. Anatomik skor sistemlerinde, tüm yaralar
sınıflandırılıp özellikleri tanımlanmakta, yaralanan her organa ve yaralanma
derecesine göre ayrı puan verilmektedir. Dolayısıyla, adlî tıp açısından travma
ağırlığının değerlendirilmesinde belli kriterler çerçevesinde, temel anatomik bir
skor sistemi olan Kısaltılmış Yara Skalası (Abbreviated Injury Scale- AIS)’ndan
yararlanılmıştır.
Kemik kırıkları hariç, Yasada yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit
bir tıbbî müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olduğu şeklinde
tanımlanan yaralanmalara tablolarda ’’basit tıbbî müdahale ile
giderilebilir’’; Yasada şahsın vücuduna acı
veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan
şeklinde tanımlanan yaralanmalara tablolarda ’’basit tıbbî müdahale ile
giderilemez’’ şeklinde yer verilmiştir. Şahsın yaşamını tehlikeye sokan
yaralanmalar da ayrıca belirtilmiştir. Kılavuzda, yeni TCK doğrultusunda raporların
nasıl düzenleneceği konusunda değişik örnekler de sunulmuştur.
2.1. Deri,
deri altı, kas dokusunu ilgilendiren travmatik değişimler
BTM:
Basit Tıbbî Müdahale
YARA NİTELİĞİ |
DEĞERLENDİRME |
Tüm vücut
alanına göre yüzey alanı yaklaşık olarak yüz ya da elde %5, vücudun diğer
bölgelerinde %10’dan daha az olan abrazyon, kontüzyon ya da avülsiyonlar Yüz ya da
elde toplam 10 cm, vücudun diğer bölgelerinde toplam 20 cm’den küçük; cilt-cilt
altına penetre yaralanmalar |
BTM ile
Giderilebilir |
Tüm vücut
alanına göre yüzey alanı yaklaşık olarak yüz ya da elde %5, vücudun diğer
bölgelerinde %10’dan fazla olan abrazyon, kontüzyon ya da avülsiyonlar Yüz ya da
elde toplam 10 cm, vücudun diğer bölgelerinde toplam 20 cm’den büyük laserasyonlar |
BTM
ile Giderilemez |
Saçlı deride
100 cm²’den az pediküllü flep yaralanmaları |
BTM
ile Giderilemez |
Saçlı deride,
kanlanması bozulmuş, 100 cm².den fazla pedikülsüz flep yaralanmaları |
Yaşamsal
Tehlike |
Total ya da
totale yakın skalp kaybı |
Yaşamsal
Tehlike |
Yaklaşık %
20’den fazla kan kaybına işaret eden klinik bulguların mevcut olduğu laserasyon ya
da avülsiyonlar |
Yaşamsal
Tehlike |
Mermi
çekirdeği yaralanması; yumuşak doku seyirli;tek |
BTM ile
Giderilebilir |
Mermi
çekirdeği yaralanması; yumuşak doku seyirli; birden fazla |
BTM
ile Giderilemez |
Saçma
yaralanması; yumuşak doku seyirli; az sayıda |
BTM ile
Giderilebilir |
Saçma
yaralanması; yumuşak doku seyirli; çok sayıda |
BTM
ile Giderilemez |
Yanıklar |
|
1. derece
yanık |
BTM ile
Giderilebilir |
1. derece: Beş
yaş ve altında % 20’den fazla, |
BTM ile
Giderilemez |
2. derece:
yüzey alanı %10’dan az (5 yaş altı çocuklarda %5’ten az) |
BTM ile
Giderilebilir |
2. derece:
%10-20 (5 yaş altı çocuklarda %5-15) |
BTM ile
Giderilemez |
2. derece:
%20’den fazla (5 yaş altı çocuklarda %15’ten fazla) |
Yaşamsal
Tehlike |
3./4. derece:
%10’dan az |
BTM ile
Giderilemez |
3./4. derece:
%10’dan fazla |
Yaşamsal
Tehlike |
Elektrik yaralanmaları |
|
Vücuttan
elektrik akımının geçtiğine dair pozitif bulgular mevcutsa ve/veya Sağlık
personeli tarafından kardiopulmoner resusitasyon uygulanmışsa |
Yaşamsal
Tehlike |
* Eski listelerde “yaygın ekimoz”
tanımı mevcut olmakla birlikte, kriterleri olmadığından uygulamada pek
kullanılmamakta idi. Oluşturulan yeni listede böyle bir tanıma yer verilmemekle
birlikte, kişinin yaşamını tehlikeye sokacak nitelikte “yaygın
ekimoz-hematom-laserasyon ve avülsiyon(flep tarzı)” durumlarının olabileceği
gözönüne alınmalı, bu tür durumlar klinikleriyle birlikte ayrıca
değerlendirilmelidir.
2.2. Kafa bölgesini
ilgilendiren travmatik değişimler
YARA NİTELİĞİ |
DEĞERLENDİRME |
Saçlı deri yaralanmaları (Bir önceki bölüme
bkz.) |
|
Kafa içi değişimler |
|
Kafa içi tüm
damarlardaki travmatik değişimler |
Yaşamsal
Tehlike |
Tüm kafa içi
travmatik değişimler |
Yaşamsal
Tehlike |
Kranial sinir
yaralanmaları (Diğer kafa içi değişimlerin eşlik etmediği) |
BTM ile
Giderilemez |
Bilinç durumu |
|
Glasgow Koma
Skoru: 14–15 Olay
sonrası ilk gözlemde uyanık, Belirlenmiş
5 dakikadan kısa süren geçici bilinç kaybı, Travma
sonrası 24 saatten kısa amnezi |
BTM ile
Giderilebilir |
Glasgow Koma
Skoru: 9-13 arası Belirlenmiş
5 dakikadan uzun süren bilinç kaybı, Travma
sonrası bilinç kaybı olmamakla birlikte fokal nörolojik defisit (kranial sinir, hissi-
motor belirti), Travma
sonrası 24 saatten uzun amnezi |
BTM ile Giderilemez |
Başlangıç
Glasgow Koma Skoru 8 ve altında (bilinci kapalı) |
Yaşamsal
Tehlike |
* Eski listelerde var olan “klinik
olarak commotio” kavramı kriterleri olmadığından uygulamada güçlüklere neden
olmakta, hatta pek kullanılmamakta idi. Bunun yerine bilinç durumu ile ilgili
değerlendirmeler konuldu. Yine de, bazı klinisyenler halen “commotio” tanımını
kullanmakta olduklarından, bu şekilde bir tanım olduğunda listede yazılı bilinç
durumu kriterleri göz önüne alınarak bir değerlendirme yapılacaktır.
2.3. Yüz bölgesini
ilgilendiren
travmatik değişimler
YARA NİTELİĞİ |
DEĞERLENDİRME |
Yüz Bölgesi |
|
Yüz
bölgesindeki her türlü sinir lezyonu |
BTM ile Giderilemez |
Kulak Lezyonları |
|
Dış kulak
yolu yaralanması |
BTM ile
Giderilebilir |
Hemotimpanium
(Kaide kırığı yok) |
BTM ile
Giderilebilir |
Kulak
kemiklerinde kemik zincir kopukluğu |
BTM ile Giderilemez |
Denge
aygıtında yaralanma (iç kulakta labirent kontüzyonu) |
BTM ile
Giderilemez |
Timpanik
membranda yırtık |
BTM ile
Giderilemez |
Kulak
kepçesinde kısmi basit kesikler |
BTM ile
Giderilebilir |
Kulak
kepçesinde kısmi ya da total kopuk |
BTM ile
Giderilemez |
Göz Lezyonları |
|
Göz
kapağı/çevresinde ekimoz/hematom, yüzeysel laserasyonlar |
BTM ile
Giderilebilir |
Konjuktivada
subkonjoktival kanama gibi görme bozukluğu yapmayan, şekil ve fonksiyonunu bozmayan
yaralanmalar |
BTM ile
Giderilebilir |
Korneada
perforasyona yol açmayan basit lezyonlar (abrazyon / kontüzyon) |
BTM ile
Giderilebilir |
Korneada
perforasyon |
BTM ile
Giderilemez |
İris-Üvea-Vitreus
Yaralanmaları (intraoküler kanama ) |
BTM ile
Giderilemez |
Lensin
travmatik lezyonları( subluksasyon, luksasyon, katarakt, hifema) |
BTM ile
Giderilemez |
Enükleasyon
– Evisserasyon |
BTM ile
Giderilemez |
Gözyaşı
kanallarının travmatik lezyonları |
BTM ile
Giderilemez |
Koroid
rüptürü |
BTM ile
Giderilemez |
Retinanın
travmatik lezyonları (ödem, laserasyon, dekolman, kanama ) |
BTM ile
Giderilemez |
Skleral
perforasyon |
BTM ile
Giderilemez |
Glob
perforasyonu |
BTM ile
Giderilemez |
Travmatik
sürekli epifora |
BTM ile
Giderilemez |
Travmatik
pitozis |
BTM ile
Giderilemez |
Gözde
trikiyazis, entropiyum, ekstropiyum |
BTM ile
Giderilemez |
Travmatik
şaşılık (intrakraniyal patolojiye bağlı olmayan) |
BTM ile
Giderilemez |
Optik sinir
lezyonu (intrakraniyal patolojiye bağlı olmayan) |
BTM ile
Giderilemez |
Burun- Ağız- Damak- Dil Lezyonları |
|
Epistaksis |
BTM ile
Giderilebilir |
Dilde basit
yaralanma |
BTM ile
Giderilebilir |
Dilde derin ve
geniş laserasyon, kopma ya da kesiler |
BTM ile
Giderilemez |
Mukoza
yaralanması |
BTM ile
Giderilebilir |
Stenon kanalı
yaralanması |
BTM ile
Giderilemez |
Diş
kayıpları |
BTM ile
Giderilemez |
Dişlerde
subluksasyon, kron kırığı (Mine ve dentini ilgilendiren) |
BTM ile
Giderilebilir |
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
2.4. Boyun
bölgesini ilgilendiren
travmatik değişimler
YARA NİTELİĞİ |
DEĞERLENDİRME |
Boyun Bölgesindeki Organ Lezyonları |
|
Larinkste
(tiroid ve krikoid kartilaj dâhil) perforasyonsuz, tüm katları içermeyen mukozal
yırtık tarzındaki laserasyonlar |
BTM ile
Giderilemez |
Larinkste
(tiroid ve krikoid kartilaj dâhil) perforasyon ve tüm katları içeren laserasyon ile
daha ağır lezyonlar |
Yaşamsal
Tehlike |
Farinks ve
retrofaringeal bölgede tanımlanmış her tür perporasyon ya da daha ağır lezyonlar |
Yaşamsal
Tehlike |
Tükrük
bezlerinde kesi ya da duktal lezyonlarla birlikte olan lezyonlar |
BTM ile
Giderilemez |
Tiroid bezinde
laserasyon |
BTM ile
Giderilemez |
Vokal kordlarda
lezyon |
BTM ile
Giderilemez |
Tiroid
kartilajda kırık veya kesi |
BTM ile
Giderilemez |
2.5. Göğüs
bölgesini ilgilendiren
travmatik değişimler
YARA NİTELİĞİ |
DEĞERLENDİRME |
Memede
avülsiyon (kadınlarda) |
BTM ile
Giderilemez |
Hemo/pnömotoraksın
eşlik ettiği yaralanmalar |
Yaşamsal
Tehlike |
Göğüs
Bölgesindeki Organ Lezyonları |
|
Lokal cilt
altı amfizemi, organ lezyonu yok |
BTM ile
giderilemez |
Geniş cilt
altı amfizemi |
Yaşamsal
Tehlike |
Trakea ve
bronşlarda, laserasyon, perforasyon,
avulsiyon, parçalanma (crush), rüptür, ayrılma (transsection) ve fraktürler |
Yaşamsal
Tehlike |
Trakeostomi
zorunluluğu |
Yaşamsal
Tehlike |
Diyafragmada
laserasyon ve rüptür |
Yaşamsal
Tehlike |
Özefagusta her
dereceden laserasyon, perforasyon, avulsiyon, parçalanma (crush), rüptür, ve ayrılma |
Yaşamsal
Tehlike |
Özefagusta nazogastrik beslenme
gerektiren korozif madde yaralanmaları |
Yaşamsal
Tehlike |
Özefagusta
darlık/yutma güçlüğü oluşturmayan ve beslenme desteği gerektirmecek derecedeki
hafif korozif madde yaralanmaları |
BTM ile
giderilemez |
Perikard
tamponadı |
Yaşamsal
Tehlike |
Kalpte
kontüzyon, laserasyon, perforasyon |
Yaşamsal
Tehlike |
Corda tendinea
laserasyonu |
Yaşamsal
Tehlike |
Akciğerlerde
kontüzyon ve laserasyon |
Yaşamsal
Tehlike |
Hemotoraks,
pnömotoraks/tansiyon pnömotoraks, pnömomediastinum, hava embolisi |
Yaşamsal
Tehlike |
Yelken göğüs |
Yaşamsal
Tehlike |
2.6. Abdomen ve
pelvisi bölgesini ilgilendiren
travmatik değişimler
YARA NİTELİĞİ |
DEĞERLENDİRME |
||
Lümeni olan
organlardaki (Mide, duodenum, jejunum, ileum, kolon, rektum, üreter, mesane, üretra,
uterus ve safra kesesi) her dereceden laserasyon, perforasyon ve rüptürler |
Yaşamsal
Tehlike |
||
Parankimal
organlardaki (Böbrek, karaciğer ve dalak) subkapsüler hematom, laserasyon ve
rüptürler |
Yaşamsal
Tehlike |
||
Pankreas ve
adrenal glanddaki kontüzyon(hematom), laserasyon ve perforasyonlar |
Yaşamsal
Tehlike |
||
Retroperitoneal
hemoraji ve hematom |
BTM ile
Giderilemez |
||
Karın içinde
kanama veya başka patoloji olmasa bile, eksplorasyon ya da radyolojik yöntemlerle
tanısı kesin olarak konulan peritonu delen yabancı cisim |
Yaşamsal
Tehlike |
||
Mezenter ve
omentum’da kontüzyon, laserasyon |
Yaşamsal
Tehlike |
||
Fallop tüpü
ve ovaryumda laserasyon ve daha ağır lezyonlar |
Yaşamsal
Tehlike |
||
Plasentada
abruption |
[if !vml]
Yaşamsal Tehlike |
2.6.
Abdomen ve
pelvisi ilgilendiren
travmatik değişimler (devam)
YARA NİTELİĞİ |
DEĞERLENDİRME |
Dış genital organlar |
|
Testis'te
kontüzyon (hematom)lar, minör/yüzeysel laserasyonlar |
BTM ile
Giderilebilir |
Skrotal
hidrosel, hematosel |
BTM ile
Giderilebilir |
Testis’te
major laserasyon ve daha ağır lezyonlar ile testis kaybı |
Yaşamsal
Tehlike |
Anüste
kontüzyon (hematom) (sfinkter kusuru yoksa) |
BTM ile
Giderilebilir |
Anüste
perforasyonsuz, katlarda kısmi lezyon şeklindeki laserasyonlar |
BTM ile
Giderilemez |
Anüste
perforasyonlu/tüm katları içeren/doku kayıplı/yoğun, kompleks avulsiyon, rüptür ve
laserasyonlar |
Yaşamsal
Tehlike |
Penis, vagina,
vulva ve perinede kontüzyon (hematom), minör/yüzeysel yaralanmalar |
BTM ile
Giderilebilir |
Penis, vagina,
vulva ve perinede major laserasyonlar |
BTM ile
Giderilemez |
Peniste
spongioz doku yaralanması |
BTM ile
Giderilemez |
Peniste
herhangi bir bölgeden amputasyon (glans/tam penis) |
Yaşamsal
Tehlike |
*
Acil cerrahide, eksploratris laporatomiye yaklaşımdaki değişimler göz önüne
alınarak “eksploratris laporatomi” listelerden çıkarılmıştır. Aslolan oluşan
lezyon olup, buna göre travma ağırlığı belirlenecektir.
2.7. Vertebral
kolon-medulla spinalis-periferik sinirleri ilgilendiren
travmatik değişimler
YARA NİTELİĞİ |
DEĞERLENDİRME |
Tüm periferik
sinirlerdeki yaralanmalar |
BTM ile
Giderilemez |
Pleksus
Brakialis’teki sadece gerilme ile olan yaralanmalar |
BTM ile
Giderilebilir |
Pleksus
Brakialis’teki diğer yaralanmalar |
BTM ile
Giderilemez |
Kord/kauda
equina kontüzyon ve laserasyonu (Hangi derecede olursa olsun) |
Yaşamsal
Tehlike |
Disk
yaralanması ve herni |
BTM ile
Giderilemez |
Disk
yaralanması ve herni (kord hasarı varsa) |
Yaşamsal
Tehlike |
Kord
kontüzyonu ve laserasyonunun eşlik ettiği kırık ya da çıkıklar |
Yaşamsal
Tehlike |
Facet
kilitlenmesi-kayması |
BTM ile
Giderilemez |
İnterspinoz
ligament laserasyonu (Hiperfleksiyon zorlanması) |
BTM ile
Giderilebilir |
Ani burkulma
(akut sprain-whiplash) |
BTM ile
Giderilebilir |
2.8. Üst ekstremiteleri ilgilendiren
travmatik değişimler
YARA NİTELİĞİ |
DEĞERLENDİRME |
Kol, önkol
veya parmaklarda soyulma (degloving) tarzında yaralanma |
BTM ile
Giderilemez |
Kompartman
sendromuyla birlikte ekstremite yaralanması |
BTM ile
Giderilemez |
Parmaklar
hariç ekstremitenin herhangi bir yerinden amputasyon |
Yaşamsal
Tehlike |
Kas-Tendon ve Ligamanlar |
|
Tendon
laserasyon ve kopmaları |
BTM ile
Giderilemez |
Kas laserasyonu |
BTM ile
Giderilemez |
Eklem kapsülü
laserasyonu |
BTM ile
Giderilemez |
Eklemler |
|
Kontüzyon ve
burkulmalar |
BTM ile
Giderilebilir |
Hemartroz,
hidroartroz |
BTM ile
Giderilemez |
Crush |
|
Omuz, dirsek ve
bilekte kemik ve kıkırdakta yoğun tahribat, ekstremitenin tümü ya da bir kısmında
ezik tarzında “crush” yaralanma |
Yaşamsal
Tehlike |
2.9. Alt
ekstremiteleri ilgilendiren
travmatik değişimler
YARA NİTELİĞİ |
DEĞERLENDİRME |
Uyluk, baldır
veya parmaklarda soyulma (degloving) tarzında yaralanma |
BTM ile
Giderilemez |
Kompartman
sendromuyla birlikte ekstremite yaralanması |
BTM ile
Giderilemez |
Parmaklar
hariç ekstremitenin herhangi bir yerinden amputasyon |
Yaşamsal
Tehlike |
Kas-Tendon ve Ligamanlar |
|
Tendon
kopmaları |
BTM ile
Giderilemez |
Kas laserasyonu |
BTM ile
Giderilemez |
Eklem kapsülü
laserasyonu |
BTM ile
Giderilemez |
Diz ve bilekte
kolleteral/cruciate ligaman laserasyonu, meniskus yırtığı |
BTM ile
Giderilemez |
Eklemler |
|
Kontüzyon ve
burkulmalar |
BTM ile
Giderilebilir |
Hemartroz,
hidroartroz |
BTM ile
Giderilemez |
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
3.
VÜCUTTA KEMİK KIRILMASININ DEĞERLENDİRİLMESİ
3.1. Değerlendirme
yöntemi
Vücuttaki kemik kırıkları,
kırığın hayat fonksiyonlarına etkisine göre HAFİF (1), ORTA (2-3) ve AĞIR (4-5-6)
olarak sınıflandırılmıştır. Eklem çıkıkları da iskelet sistemindeki anatomik
bozukluklar olduğundan, bu sınıflama içinde değerlendirilmiştir.
Vücutta birden fazla kemik
kırığı bulunması halinde hayat fonksiyonlarındaki etkinin saptanması açısından
skorlamaya gidilmiştir (Tablolarda 6 değeri mevcut olmayıp bu dereceye skorlama sonucu
varılacaktır). Bunun için şöyle bir hesaplama yapılacaktır:
Kırılan her bir kemiğin derecesi
bulunacak, bunların kareleri alınarak toplanacak ve çıkan toplamın karekökü
alınacaktır. Çıkan sonucun küsuratlı olması halinde; küsurat 0,5’den yüksek ise
bir üst derece alınacaktır.
Örnekler
1- Kişide bir tarafta kapalı radius
kırığı ve diğer tarafta açık radius kırığı olsun:
- Radius kırığının derecesi: 2
- Açık radius kırığının
derecesi: 3
- İkisinin birlikte skorlanmış
derecesi ?22+32=?4+9=?13=3,6› 4
- Bu yaralanmada kırıkların
toplamının hayat fonksiyonlarına etkisi AĞIR (4) olarak değerlendirilecektir.
2- Kişide üç adet falanks
kırığı, metakarp kırığı ve açık radius kırığı olsun:
- Falanks kırığının derecesi: 1
- Falanks kırığının derecesi: 1
- Falanks kırığının derecesi: 1
- Metakarp kırığının derecesi: 2
- Açık radius kırığının
derecesi: 3
- ?12+12+12+22+32=?1+1+1+4+9=?16=4
- Bu yaralanmada kırıkların
toplamının hayat fonksiyonlarına etkisi AĞIR (4) olarak değerlendirilecektir.
[if !supportEmptyParas] [endif]
Bu raporun sonucu şöyle
yazılabilir: Vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi Hafif (1),
Orta (2-3) ve Ağır (4-5-6) olarak sınıflandırıldığında ve birden fazla kırık
olması nedeni ile skorlama yapılarak; kişide mevcut olan üç adet falanks, metakarp ve
açık radius kırıklarının müştereken hayat fonksiyonlarını AĞIR (4) derecede
etkileyeceği kanaatine varılmıştır.
3.2. Kırığın
hayat fonksiyonlarını etkileme derecesi
3.2.1. Kafa
bölgesi
a)
Kafatası
- Kubbede tek başına lineer kırık (2)
- Kubbede çökme kırığı (4)
- Kaidede kırık (4)
- Etmoid kemiği kırığı (Kafa
tabanını ilgilendirmeyen) (2)
- Etmoid kemiği kırığı (kafa
tabanında kırık varsa) (4)
- Mastoidde çökme (4)
- Frontal sinüs dış lamina
kırığı (2)
- Frontal sinüs iç lamina kırığı (3)
- Frontal sinüs iç-dış lamina
kırığı (4)
- Styloid kırığı (müstakil) (1)
- Petros kemik kırıkları (4)
b)
Yüz
- Burun kemiğinde lineer kırık veya
uçta kopma kırığı (1)
- Burun kemiğinde parçalı kırık,
çökme kırığı (2)
- Zigomatik kemikte lineer kırık (2)
- Zigomatik kemikte parçalı veya
çökme kırığı (3)
- Maxillada kırık (Kapalı) (2)
- Maxillada kırık (Açık) (3)
- Lefort I (2)
- Lefort II (3)
- Lefort III (4)
- Mandibulada kırık (2)
- Mandibulada parçalı kırık (3)
- Mandibulada açık kırık (3)
- Temporo-mandibular eklem çıkığı (1)
- Alveol kırığı (2)
- Hyoid kırığı (2)
- Troid kıkırdak kırığı veya
kesiği (2)
[if !supportEmptyParas] [endif]
3.2.2. Göğüs
bölgesi
- Clavikula kırığı (2)
- Clavikula açık kırığı (3)
- Sternoclavikular çıkık (1)
- Acromioclavikular çıkık (1)
- Acromiyon Kırığı (2)
- Sternumda kırık (2)
- Sternum Parçalı Kırığı (4)
- 1 kaburga kırığı (1)
- 1 kaburga kırığında birden fazla
kırık (2)
- Skapulada kırık (çatlak, kopma
kırığı, ayrıksız kırıklar) (2)
- Skapula kırığı (parçalı
/ayrıklı/açık) (3)
- Glenoid ve boyun kırığı (2)
- Glenoid eklem içi kırığı (3)
3.2.3. Batın-pelvis
bölgesi
a) Pelvis kemikleri
- İliak kemikte küçük kopma
kırığı (1)
- İliak kemikte korpusta kırık (2)
- İliak kemikte korpusta açık
kırık (3)
- İliak kanat kırığı (Duverney) (2)
- İliak kanat açık kırığı (3)
- İskion kırığı (2)
- Pubis kırığı (2)
- İskion pubis müşterek kırığı (3)
- Symphysis Pubis ayrılması (Basit;
0-5 cm arası) (3)
- Symphysis Pubis ayrılması (Ağır;
5 cm’den fazla) (4)
- Asetabulum kenar kırığı
(tavan/üst dudak) (2)
- Asetabulum kubbe kırığı (taban)
(3)
- Asetabulum kırıklı çıkığı
(santral luksasyon) (4)
- Sakroiliak ayrılma (Kırık tek
taraflı ise) (3)
- Sakroiliak ayrılma (Kırık çift
taraflı ise) (4)
- İskion kırığı + pubis kırığı
+ sakroiliak ayrılma (Malgaigne) (Tek taraflı) (4)
- İskion kırığı + pubis kırığı
+ sakroiliak ayrılma (Malgaigne) (Çift taraflı) (5)
- Sakrum kırığı (2)
- Sakrum parçalı kırığı (3)
- Koksiks kırığı (2)
3.2.4. Omurga
bölgesi
- Proc.Spinosus kırığı (2)
- Proc.Spinosus açık kırığı (3)
- Proc. transversus kırıkları (2)
- Proc. transversus açık
kırığı/kırıkları (3)
- Lamina kırığı (4)
- Lamina açık kırığı (4)
- Korpus kopma kırığı (2)
- Korpus açık kopma kırığı (3)
- Korpus kırığı (3)
- Korpus çökme kırığı (% 20’den
az) (3)
- Korpus çökme kırığı (% 20’den
çok) (4)
- Korpus
açık çökme kırığı (4)
- Omur kayması (nörolojik defisitsiz)
(2)
- Omurganın kırıklı çıkıkları
(instabil) (4)
- Omurganın kırıklı çıkıkları
(instabil-açık) (4)
- Faset Kırığı (4)
- Pedikül Kırığı (4)
- Jefferson kırığı (4)
- Hangman kırığı (4)
3.2.5. Etraf
bölgesi
- Omuz çıkığı (
Akromio-klaviküler) (1)
- Habitüel omuz çıkığı (1)
- Omuz çıkığı (Gleno-humeral)
(2)
- Sterno-klaviküler çıkık (2)
- Omuz çıkığı+tuberkulum majus
kırığı (3)
- Humerus cisim kırığı (3)
- Humerus cisim parçalı kırığı (4)
- Humerus cisim açık parçalı
kırığı (5)
- Humerus collum chrirgicum/anatomicum
kırığı (4)
- Humerus collum chrirgicum/anatomicum
açık kırığı (5)
- Humerus suprakondiler kırığı (3)
- Humerus suprakondiler açık
kırığı (4)
- Humerus medial ve lateral (birlikte)
epikondil kırığı (2)
- Epikondil kırığı (Basit kopma
kırığı) (1)
- Kondil kırığı
(medial-lateral/eklemiçi/kondil T ve Y kırıkları) (4)
- Açık kondil kırığı (5)
- Humerus tuberculum majus kırığı (2)
- Dirsek çıkığı (2)
- Dirsek çıkığı (açık) (3)
- Radius cisim kırığı (2)
- Radius cisim açık kırığı (3)
- Radius alt uç kırığı
(Pouteau-Colles) (2)
- Ters PC kırığı (Smith Goyrand)
(2)
- PC + Stlyoid kırığı (2)
- Styloid kopma kırığı (1)
- Radius boynu kırığı (2)
- Radius başı kırığı (2)
- Radius distal eklem içi kır.+karpal
çıkık (Barton) (3)
- Radius başı çıkığı (2)
- Radius başı çıkığı (açık)
(3)
- Ulna cisim kırığı (2)
- Ulna cisim açık kırığı (3)
- Troklear kırık (2)
- Troklear kırık (açık) (3)
- Olekranon kırığı (2)
- Olekranon kırığı (açık) (3)
- Ulna 1/3 üst kırığı + Radius
başı çıkığı (Monteggia) (3)
- Monteggia (açık) (4)
- Ulna alt uç çıkığı + Radius
kırığı (Galeazzi) (2)
- Galeazzi (açık) (3)
- Dirsekte üçlü kapalı kırık (4)
- Dirsekte üçlü açık kırık
(Side-wipe) (4)
- Bilek (karpal) kemiklerinde kırık (2)
- Bilek (karpal) kemiklerinde açık
kırık (3)
- Bilek (karpal) kemiklerinde açık
parçalı, ezik şeklinde kırık (4)
- Metakarp kırığı (2)
- Metakarp açık kırığı (3)
- Metakarp kırıklı çıkığı (3)
- Karpometakarpal çıkık (1)
- Karpometakarpal açık çıkık (2)
- Metakarpofalangeal çıkık (1)
- Metakarpofalangeal açık çıkık (2)
- Baş parmak metakarp kırığı
(Bennet; kişinin kendi eylemiyledir) (2)
- 5. metakarp boyun kırığı (Boksör
kırığı; kişinin kendi eylemiyle) (2)
- El parmak kemiği kırığı,
çıkığı (1)
- El parmak kemiği açık
kırığı/kırıklı çıkığı (2)
- Tırnak düzeyinden amputasyon (1)
- Parmağın herhangi bir düzeyden
amp. veya dezartikülasyonu (2)
- Başparmak interfalangeal eklemüstü
amp. (2)
- Kalça eklemi çıkığı (asetabulum
üst dudak kırıklı veya kırıksız) (4)
- Femur başı kırığı (4)
- Femur başı açık kırığı (5)
- Femur boynu (kollum) kırığı (4)
- Femur boynu açık kırığı (5)
- Intertrokanterik kırık (4)
- Intertrokanterik açık kırık (5)
- Subtrokanterik kırık (4)
- Subtrokanterik açık kırık (5)
- Femur kondil (medial/lateral)
kırığı (4)
- Femur epikondil kırığı (2)
- Femur suprakondiler kırığı (4)
- Femur suprakondiler açık kırığı
(5)
- Femur cisminde kırık (4)
- Femur cisminde parçalı kırık (5)
- Femur cisminde açık kırık (5)
- Femur cisminde açık parçalı
kırık (5)
- Femurun zımba şeklinde delinmesi
(ateşli silah) (3)
- Patellada ekstansör fonksiyonu
bozmayan küçük kopma kırığı (parsiyel) (1)
- Patellada açık parsiyel kırığı (3)
- Patella kırığı (2)
- Patella açık kırığı
(3)
- Patella parçalı kırığı (3)
- Patella açık parçalı kırığı (4)
- Diz çıkığı (3)
- Tibiada küçük kopma kırığı (1)
- Tibiada kırık (4)
- Tibiada açık kırık (5)
- Tibia kondil (lateral-medial)
kırığı (2)
- Tibia her iki kondil (plato)
kırığı (3)
- Plato+Fibula başı kırığı (4)
- Fibula kırığı (2)
- Fibula boyun kırığı + kondil
kırığı (3)
- Pilon-tibial kırık (tibia alt uç
eklemiçi parçalı kır.+fibula kırığı) (4)
- Pilon-tibial açık kırık (5)
- Malleol kapalı kırığı (2)
- Malleol açık kırığı (3)
- Bimalleoller kapalı kırık (Pott)
(3)
- Bimalleoller açık kırık (4)
- Trimalleoller kırık (Cotton) (3)
- Cotton (açık) (4)
- Kalkaneus kırığı (2)
- Kalkaneus çok parçalı ve/veya
açık kırığı (3)
- Talusta kırık (2)
- Talus çok parçalı ve / veya açık
kırığı (3)
- Tarsal kemik kırıkları (2)
- Radiokarpal, perikarpal, interkarpal,
subtalar, transtarsal çıkıklar (2)
- Tarsal kemiklerin açık kırıkları
(3)
- Sessamoid kırıkları (1)
- Metatars kırığı (2)
- Metatars açık kırığı (3)
- Metatars çıkığı (1)
- Ayak parmak kemiği kırığı (1)
- Ayak parmak kemiği açık kırığı
(2)
- Ayak parmak kemiği çıkığı (1)
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
4.
ZEHİRLENMELERDE YARALANMA AĞIRLIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Zehirlenme olguları mutlak adlî
olgulardır. Bu kapsamda bu tip hastaların değerlendirilmesi sırasında öncelikle,
yeterli miktarda kan ve/veya diğer vücut sıvılarının alınarak, uygun koşullarda
saklanılması bir zorunluluktur.
Bu bölümde zehirlenme olgularında
yeni TCK kapsamında “yaşamsal tehlike” kıstasları ve yaralanma düzeyinin standart
bir şekilde belirlenebilmesine yardımcı olabilecek ölçütler belirlenmiştir. Ancak
değerlendirmede, zehirlenme olgularında da diğer hastalıklarda olduğu gibi kişisel
bulgular, hastanın klinik durumu ve toksik maddenin özel etkileri öncelikle dikkate
alınmalıdır.
4.1. Basit tıbbî
müdahale ile giderilebilecek nitelikteki zehirlenme olguları
[if !supportLists]§ [endif]Yalnızca semptomatik tedavi ile
yetinilen olgular
[if !supportLists]§ [endif]Gözlem süresince her hangi bir
komplikasyon saptanılmayan olgular
[if !supportLists]§ [endif]Gastrik lavaj ve aktif kömür
dışında tedavi gerektirmeyen olgular
4.2. Vücuda acı
veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan durumlar
Belirlenen yaşamsal tehlike
ölçütlerinin bulunmadığı, ancak basit tıbbî müdahale ile giderilemeyecek
ölçüde klinik bulgusu olan olgular bu gruptadır.
4.3. Yaşamsal
tehlike oluşturan zehirlenme olguları
Yaşamsal Tehlike Kriterleri:
1)
Dozaj: Toksik doz biliniyor ve güvenilir
verilere dayanıyorsa, maddenin kan düzeyinin toksik dozda olması
2)
GKS: 8 ve altındaki değerler yaşamsal
tehlikenin varlığı açısından gösterge olmakla birlikte, 9 ve üzerindeki değerler
negatif bir gösterge olarak kabul edilmemelidir.
3)
Entübasyon endikasyonu
4)
Hekim tarafından CPR (Cardio-Pulmoner Resusitasyon) uygulanması. İleri yaşam
desteği uygulanarak kalp-akciğer-beyin canlandırma işlemi uygulanması
5)
Dializ, hemoperfüzyon, hemofiltrasyon, plazmoferez uygulanmış olması
6)
Metobolik değerlendirmede:
-
Açıklanamayan anyon açığı yüksek metobolik asidoz durumlarında
intoksikasyon düşünülmelidir.
-
pH değerinin 7,2’nin altında olması
-
pCO2 değerinin 45 mmHg’dan yüksek olması
-
K değerinin 6.4mEq/L’nin üzerinde ve 2mEq/L’nin altında olması
7)
Konvülzyonları olması
8)
Tansion arterial sistolik komponentin 80mmHg’nın altında olması
9)
Sinüs ritmi dışında ritmi olan ve blok bulunan olgular
4.4. Yaşamsal
tehlike açısından özel gruplar
4.4.1. Tıbbî
tedavide kullanılan ilaçların doz aşımının söz konusu olduğu olgularda
İlacın özel toksik etkisi
(kardiotoksik etki, aritmi, hemototoksik etki vb) ayrıca göz önüne alınması gereken
bir durumdur. Örneğin trisiklik antidepresanlar santral sinir sistemi ve kardiak ileti
sistemine olan toksik etkileri nedeni ile belirlenen kriterler dışında özel
değerlendirme gerektirmektedir.
4.4.2. CO
Zehirlenmelerinde
-
Olgunun ilk bulunduğunda bilinç bozukluğu olması,
-
HbCO düzeyinin %20’nin üzerinde olması,
-
Hiperbarik oksijen tedavisine gerek duyulması,
-
4 saatten uzun süren oksijen tedavisi gereksinimi,
-
Spesifik BT ya da MR bulguları, beyin dışı organ bulguları; miyokart
enfarktüsü, rabdomyoliz( CPK, LDH, ALT yükselmesi)
4.4.3. Mantar
Zehirlenmelerinde
-
Serum transaminazlarının yükselmesi, ikter, karaciğer matitesinin küçülmesi
ve hepatik ensefolapati
4.4.4. Etil
Alkol Zehirlenmelerinde
-
Klinik bulguların da desteklemesi şartıyla, kan alkol düzeyinin 200mg/dl ve
üzerinde olması
4.4.5. Metil
Alkol Zehirlenmelerinde
-
Klinik bulguların da desteklemesi şartıyla, kan düzeyinin 30 mg/dl (%80mg letal
doz) ve üzerinde olması, ğ
-
Görme fonksiyonuna ait problemlerin olması
4.4.6. Tarım
İlaçları ile Zehirlenmelerde
Antikolinesteraz enzim düzeyi ve
diğer spesifik enzim düzeyleri ile ilgili bilgi ve kayıt mevcutsa ve bu düzeyler
literatürde belirlenen kritik düzeyler ise “yaşamsal tehlike”nin varlığından
bahsedilebilir.
5.
DUYU VEYA ORGANLARIN İŞLEVİNİN SÜREKLİ ZAYIFLAMASI YA DA
YİTİRİLMESİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRME
Vücutta duyu veya organların
işlevinin sürekli zayıflaması ya da yitirilmesine yol açan haller sadece bu
listedekilerle sınırlı değildir. Bunlar adlî tıbbî uygulamadan bildiğimiz belli
başlı durumlar olup kemik kırıkları başta olmak üzere, daha pek çok travmatik
lezyon iyileşme aşamasında, vücutta kalıcı anatomik ve fonksiyon bozukluğu
bırakabilir. Vücutta kalıcı anatomik ve fonksiyon bozukluğu olup olmadığı
açısından ayrıca değerlendirme yapılacaktır.
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
Duyu veya organların işlevinin
sürekli zayıflaması ya da yitirilmesi açısından değerlendirme
YARA NİTELİĞİ |
DEĞERLENDİRME |
Kafatası |
|
5-25 cm2
kemik eksikliği |
İşlevde
sürekli zayıflama |
25 cm2
den fazla kemik eksikliği |
İşlev kaybı |
Kulak (Her kulak ayrı bir duyu organı olarak
değerlendirilecektir) |
|
50-80 dB arası
işitme kaybı |
İşlevde
sürekli zayıflama |
80 dB üzeri
işitme kaybı |
İşlev kaybı |
Göz (Her göz ayrı bir duyu organı olarak
değerlendirilecektir) |
|
Görme
kusurları |
[if !supportEmptyParas] [endif] |
Işık hissi,
el hareketleri, parmak sayma, 1/10 - 2/10 – 3/10 görme dahil |
İşlev kaybı |
4/10 – 5/10
– 6/10 – 7/10 görme dahil |
İşlevde
sürekli zayıflama |
Travmatik
şaşılık |
İşlevde
sürekli zayıflama |
Hemianopsi |
İşlevde
sürekli zayıflama |
Travmatik
sürekli epifora |
İşlevde
sürekli zayıflama |
Travmatik total
ptosis |
İşlevde
sürekli zayıflama |
Diplopi |
İşlevde
sürekli zayıflama |
Göğüs Organları |
|
Lobektomi |
İşlevde
sürekli zayıflama |
Pnömoektomi |
İşlev kaybı |
Batın Organları |
|
Splenektomi |
İşlev kaybı |
Nefrektomi |
İşlev kaybı |
Terminal ileum
hariç ince barsak rezeksiyonu (70-300 cm) |
İşlevde
sürekli zayıflama |
Terminal ileum
hariç ince barsak rezeksiyonu (300 cm üzeri) |
İşlev kaybı |
Terminal ileum
rezeksiyonu |
İşlev kaybı |
Kalın barsak
rezeksiyonu (Hemikolektomi) |
İşlevde
sürekli zayıflama |
Rektum ve anüs
rezeksiyonu |
İşlev kaybı |
Sistektomi |
İşlev kaybı |
Safra kesesinin
çıkartılması |
İşlev kaybı |
(devam ediyor)
Duyu veya organların işlevinin sürekli
zayıflaması ya da yitirilmesi açısından değerlendirme (devam)
YARA NİTELİĞİ |
DEĞERLENDİRME |
Genital Organlar |
|
Glans penis
amputasyonu |
İşlev kaybı |
Tam penis
amputasyonu |
İşlev kaybı |
Testis kaybı |
İşlev kaybı |
Ovaryum kaybı |
İşlev kaybı |
Uterusun kaybı |
İşlev kaybı |
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
6.
DİŞLER
Dişlerin çiğneme ve konuşma
fonksiyonları yönünden değerlendirilmesinde; her bir diş çeşidi için puanlama
yapılmıştır. Diş kayıplarında puanların toplamı 15-30 arasında ise işlevin
sürekli zayıflaması; 30’un üzerinde ise işlevin yitirilmesi olarak kabul
edilecektir. Puanlama şöyle yapılacaktır:
-
Kanin
: 4,5
-
Kesici
: 4
-
Premolar
: 3
-
1. ve 2. Molar : 3
-
3. Molar
: 0,5
[if !supportEmptyParas] [endif]
7.
TRAVMA SONRASI GELİŞEN RUHSAL BOZUKLUKLARIN
DEĞERLENDİRİLMESİ
7.1. Basit
tıbbî müdahale ile giderilebilecek ölçüde
bozukluklar
Belirgin bir psikiyatrik bozukluk
tablosu kriterlerini doldurmayacak (Uluslararası sınıflandırma ve tanımlama
kriterlerine göre) her türlü geçici nöropsikiyatrik şikâyetler.
7.2. Algılama
yeteneğinin bozulmasına neden olan durumlar
Psikiyatrik bir tanı ölçütü
kriterlerini dolduran geçici bozukluklar (Psikotik durumlar, demanslar gibi kalıcı ve
ağır tablolar hariç).
7.3. Duyulardan
veya organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflamasına
neden olan bozukluklar
Merkezi sinir sisteminin
işlevlerinde kalıcı olarak zayıflama (Kalıcı postkonküzyonel sendrom, genel tıbbî
duruma bağlı kişilik değişikliği gibi).
7.4. Duyulardan
veya organlardan birinin işlevinin yitirilmesine veya iyileşme olanağı bulunmayan hastalığa
neden olan bozukluklar
Travmatik olaya bağlı olarak ortaya
çıkan psikozlar, demans, diğer nörolojik ve bilişsel işlev kaybı ile seyreden
ağır, kalıcı psikiyatrik bozukluk ve sendromlar.
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
TCK’daki değişiklikler
doğrultusunda, adlî rapor talebinde bulunacak olan hâkim ya da Cumhuriyet
savcılarının istem yazıları değişecek, hekimler tarafından düzenlenecek olan
adlî raporların sonuç şablonları da değişecektir. Eski ve yeni TCK’ya göre
karşılaştırmalı rapor örnekleri aşağıda verilmektedir:
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
ÖRNEK 1:
(ESKİ) ….. Cumhuriyet
Başsavcılığı’nın ….. tarih ve …. sayılı yazısı ile ….. ’in ateşli
silah yaralanması ile ilgili olarak hayati tehlike geçirip geçirmediği, kaç gün iş
ve gücünden kaldığı, çehrede sabit eser ve uzuv zaafı veya uzuv tatilinin söz
konusu olup olmadığı sorulmaktadır.
(YENİ) ….. şahsın sağlığının
ya da algılama yeteneğini bozup bozmadığı, yaşamını tehlikeye sokup sokmadığı,
basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek nitelikte olup olmadığı, duyularından
veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ya da yitirilmesine,
yüzünde sabit ize neden olup olmadığı sorulmaktadır.
Şahıs hakkında düzenlenmiş,
a) .....
b) .....
c) ..... incelenmesinde,
..... saptandığı anlaşıldığına
göre,
SONUÇ: (ESKİ)
.....oğlu .... doğumlu .... ’in
30.04.2005 günü geçirmiş olduğu ateşli silah yaralanması sonucunda,
1- Yaraların tarif edilen
lokalizasyonları ve nitelikleri göz önüne alındığında, şahsın vücuduna batın
sol alt kadrandan girip, gluteal bölge sağ taraftan çıkan bir adet ateşli silah mermi
çekirdeği isabet etmiş olduğu,
2- Batın yaralanmasına bağlı
multipl ileal, çekal ve mezo perforasyonu ile sağ eksternal iliak venin perfore olduğu,
gerekli onarım esnasında 15 cm.lik barsak kısmının rezeke edildiği tarif edildiğine
göre yaralanmanın;
a- Şahsın hayatını tehlikeye maruz
kıldığı,
b- 25 (yirmi beş) gün mutad
iştigaline engel teşkil eder nitelikte olduğu,
c-Çehre sınırları dahilinde
herhangi bir lezyon tarif edilmediğinden, çehrede sabit eser tayinine mahal olmadığı,
d-Uzuv zaafı veya uzuv tatili
niteliğinde olmadığı kanaatini bildirir rapordur.
SONUÇ: (YENİ)
1-Yaraların tarif edilen
lokalizasyonları ve nitelikleri göz önüne alındığında, şahsın vücuduna batın
sol alt kadrandan girip, gluteal bölge sağ taraftan çıkan bir adet ateşli silah mermi
çekirdeği isabet etmiş olduğu,
2-Batın yaralanmasına bağlı multipl
ileal, çekal ve mezo perforasyonu ile sağ eksternal iliak venin perfore olduğu gerekli
onarım esnasında 15 cm’lik barsak kısmının rezeke edildiği tarif edildiğine göre
yaralanmanın;
a- Şahsın yaşamını tehlikeye sokan
bir durum olduğu,
b- Yüz sınırları dahilinde herhangi
bir lezyon tarif edilmediğinden, yüzde sabit iz tayinine mahal olmadığı,
c- Duyularından veya organlarından
birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ya da yitirilmesine neden olmadığı
kanaatini bildirir rapordur.
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
ÖRNEK 2
(ESKİ) ....... Cumhuriyet
Başsavcılığı’nın ..... tarih ve .....
sayılı yazısı ile .....’nun darp nedeniyle hayati tehlike
geçirip geçirmediği, kaç gün iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığı dair kesin raporu istenmektedir.
(YENİ) Şahsın maruz kaldığı
yaralanmanın; Kişinin yaşamını tehlikeye sokup sokmadığı, basit bir tıbbî
müdahaleyle giderilebilecek nitelikte olup olmadığı sorulmaktadır.
Şahıs hakkında düzenlenmiş,
a) .....
b) .....
c) ..... incelenmesinde,
..... saptandığı anlaşıldığına,
Kafada kırık ya da kafa içi
travmatik değişim, büyük damar- iç organ lezyonu tarif ve tespit edilmediğine göre,
SONUÇ: (ESKİ)
Şahsın travmaya bağlı
arızasının;
a) Şahsın hayatını tehlikeye maruz
kılmadığı,
b) 5(beş) gün mutad iştigaline engel
teşkil eder nitelikte olduğu kanaatini bildirir rapordur.
SONUÇ: (YENİ)
Şahısta travmaya bağlı oluşan
yumuşak doku lezyonlarının,
a-Kişinin yaşamını tehlikeye sokan
bir durum olmadığı,
b-Basit bir tıbbî müdahale ile
giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu kanaatini bildirir rapordur.
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
ÖRNEK 3
(ESKİ)....... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın .... tarih ve
.... sayılı yazısı ile ...’ ın
geçirdiği trafik kazası sonucunda; hayati tehlike geçirip geçirmediği, kaç gün iş
ve gücünden kaldığı ile ilgili kesin raporu istenmektedir.
(YENİ)….. şahsın sağlığını ya
da algılama yeteneğini bozup bozmadığı, yaşamını tehlikeye sokup sokmadığı,
basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilecek nitelikte olup olmadığı sorulmaktadır.
.............. göre,
SONUÇ: (ESKİ)
Şahısta tarif edilen sağ tibia ve
fibula açık kırığı, sol ön kolda radius ve ulna kırığı, sol el 2. metakarp
kırığı, sol radial arter, sol el fleksör carpi radialis ve fleksör pollicis longus
tendon ve median sinir kesisine neden olan travmanın,
a- Şahsın hayatını tehlikeye maruz
kıldığı,
b- 60 (altmış) gün mutad iştigaline
engel teşkil eder nitelikte olduğu kanaatini bildirir rapordur.
SONUÇ: (YENİ)
Şahısta tarif edilen sağ tibia ve
fibula açık kırığı, sol ön kolda radius ve ulna kırığı, sol el 2.metakarp
kırığı, sol radial arter, sol el fleksör carpi radialis ve fleksör pollicis longus
tendon ve median sinir kesisine neden olan travmanın,
a- Şahsın yaşamını tehlikeye sokan
bir durum olduğu,
b- Vücuttaki kemik kırıklarının
hayat fonksiyonlarına etkisi Hafif (1), Orta (2-3) ve Ağır (4-5-6) olarak
sınıflandırıldığında ve birden fazla kırık olması nedeni ile skorlama
yapılarak; şahısta saptanan kırıkların müştereken; hayat fonksiyonlarını AĞIR
(6) derecede etkileyecek nitelikte olduğu kanaatini bildirir rapordur.
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
[if !supportEmptyParas] [endif]
ÖRNEK 4
SONUÇ: (ESKİ)
......’ın 14.07.2004 tarihinde
meydana gelen traktörden düşmeye bağlı iki tekerlek arasına sıkışması sonucu sol
klavikula cisim kırığı ve sağ humerus orta kısım cisminde deplase kırık hattına
neden olan travmanın,
a- Hayatını tehlikeye maruz
kılmadığı,
b- 45 (kırkbeş) gün mutad
iştigaline engel teşkil eder nitelikte olduğu,
SONUÇ: (YENİ)
.....’ın 14.07.2004 tarihinde
meydana gelen traktörden düşmeye bağlı iki tekerlek arasına sıkışması sonucu sol
klavikula cisim kırığı, ve sağ humerus orta kısım cisminde deplase kırığa neden
olan yaralanmasının,
a- Kişinin yaşamını tehlikeye sokan
bir durum olmadığı,
b- Basit bir tıbbî müdahaleyle
giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı,
c- Vücuttaki kemik kırıklarının
hayat fonksiyonlarına etkisi Hafif (1), Orta (2-3) ve Ağır (4-5-6) olarak
sınıflandırıldığında ve birden fazla kırık olması nedeni ile skorlama
yapılarak; şahısta saptanan kırıkların müştereken; hayat fonksiyonlarını AĞIR
(4) derecede etkileyecek nitelikte olduğu kanaatini bildirir rapordur.
[if !supportEmptyParas] [endif]
ÖRNEK 5
SONUÇ: (ESKİ)
Şahısta sol humerus cisim
kırığına neden olan travmanın,
a- Hayatını tehlikeye maruz
kılmadığı,
b- 25 (yirmibeş) gün mutad
iştigaline engel teşkil eder nitelikte olduğunu bildirir rapordur.
SONUÇ: (YENİ)
Sol humerus cisim kırığına neden
olan yaralanmasının,
a- Kişinin yaşamını tehlikeye sokan
bir durum olmadığı,
b- Basit bir tıbbî müdahaleyle
giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı,
c- Vücuttaki kemik kırıklarının
hayat fonksiyonlarına etkisi Hafif (1), Orta(2-3) ve Ağır (4-5-6) olarak
sınıflandırıldığında; şahısta saptanan kırığın, hayat fonksiyonlarını ORTA
(3) derecede etkileyecek nitelikte olduğunu bildirir rapordur.
[if !supportEmptyParas] [endif]