TTB Pratisyen Hekimler Kol Toplantısı Yapıldı

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pratisyen Hekimler Kolu (PHK) toplantısı 22 Haziran 2021 günü çevrimiçi düzenlendi. 11 ilden 22 hekimin katılımıyla gerçekleşen toplantının gündemi ana hatlarıyla şöyle oldu:

  • Kol çalışmaları hakkında bilgilendirme
  • Komisyon çalışmaları hakkında bilgilendirmelerin alınması
  • Pandemide birinci basamakta son durum ve bağışıklama hizmetleri
  • Pandemide koruyucu sağlık hizmetleri
  • Pandemide aciller
  • Pandemi sürecinde hekimlerin hak kayıpları (istifa hakkı, atanamayan hekimler, ek ödeme vb.)

PHK olarak 2021 yılı içinde yapılan faaliyetlere yönelik bilgi aktarımı yapılmış; bilgiler ayrıntısıyla raporlanarak TTB 73. Kongresi Çalışma Raporu içeriğine dahil edilmiş ve ulaşılabilir hale getirilmiştir.

COVID-19 aşısı ile ilgili yaşanan belirsizlik ve aşıya güveni olumsuz etkileyen uygulamalara rağmen aşı süreci sağlık çalışanlarının özverili çalışmalarıyla çok etkin başlamıştır. Geçen süreçte aşı tedariki başta olmak üzere çok sayıda sorunla karşılaşılmış ve bu durum halen devam etmektedir. Planlama ve programlamada meslek örgütlerinin önerileri dikkate alınmamaktadır. Son yıllarda bazı aşılar için tedarik sorunu yaşanması, aşı reddinde artış, aşıya ulaşamayan nüfusun artması, göçmenlerin bağışıklama sorunları gibi çok sayıda sorunla karşılaşılmasına neden olmaktadır.

Personel yetersizliği, fiziki mekan yetersizliği, aşı lojistiğinden kaynaklanan sorunlar, aşı uygulama programından kaynaklanan kilitlenmeler, her gün ve her saat değişen uygulamalar, idari yönetim tarzının yarattığı belirsizlikler, koordinasyonsuzluk, diğer tüm işlerin birlikte yürütülmesi baskısı gibi çok sayıda çözüm üretilmemiş devasa sorunlar ortadadır. Tüm bunlara rağmen birinci basamakta ilçe sağlık müdürlükleri ve aile sağlığı merkezlerinde görevli sağlık çalışanları en etkin düzeyde bağışıklama için özveriyle çalışmaktadır.

Biontech aşısının birinci basamakta neden 4 birim üzeri ve A ile B sınıfı aile sağlığı merkezlerinde başlandığını anlamak mümkün değildir. Özellikle birinci basamakta sağlık hizmeti sunumu sınıflandırılmış sağlık kuruluşlarında verilemez. Herkese eşit, nitelikli ve ulaşılabilir bir sağlık hizmeti organizasyonunu sağlamak devletin temel görevidir.

COVID-19 aşısına başlandığı hafta kol olarak yaptığımız açıklamadaki görüşlerimiz nettir:

Aşı birinci basamak hekimlerinin/sağlık çalışanlarının işidir ve mutlaka taleplerimiz dikkate alınmalıdır. Biz birinci basamak çalışanları yıllardır özverili çalışmalarla ülkemize kazandırdığımız bağışıklama hizmetlerine olan güvenin azaltılmasına müsaade etmemeliyiz.

TTB, aşı sürecinin şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğini, sağlık emek-meslek örgütleriyle, uzmanlık dernekleriyle ortak çalışmanın bilimsel yönden doğru olacağını ifade etmiştir. Toplumun her kesiminden destek alınmadan pandemiyle mücadele etmenin güçlüklerini, birinci basamak sağlık hizmetleri ve koruyucu hekimliğin pandemi mücadelesinde en başta gelen ve önem verilmesi gereken konular olduğunu her aşamada vurgulamıştır.

Koruyucu hekimliği en önemli görevi olarak gören biz birinci basamak hekimleri, toplum sağlığını koruma sorumluluğumuzun bilincinde olarak toplumun etkin bağışıklama oranına ulaşabilmesi için üstümüze düşen görevi yapacağız.

Sağlık Bakanlığı’nca COVID-19 aşısı ile ilgili yanlış uygulamalar ve kısıtlılıklar derhal giderilmeli, aşıya karşı güven kaybına yol açacak söylemlerden ve uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. TTB tüm bilimsel verileriyle aşıya karşı güven ortamı oluşturma çabasını sürekli sürdürmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın da tüm kaynaklarıyla aşıyı teşvik edici uygulamalarını artırmalıdır. Güvenli bir toplum bağışıklığı sağlamak ve toplumda aşı tereddüdünü ortadan kaldırabilmek için TTB aşı tutum belgesinde belirtilen tüm aşamalar, Sağlık Bakanlığı’nca şeffaflıkla paylaşılmalıdır.

“Aşı candır”, hiçbir şekilde maliyet hesapları gündeme getirilmemelidir. Adil bir yöntemle ve hızla tüm nüfusun aşılamasının yapılması gerektiği bu dönemde birinci basamak sağlık kurumları en etkin şekilde çalışmaya teşvik edilmesi ve ek olarak özellikle yoğun çalışma ortamlarında aşılama merkezlerinin oluşturulması yoluna da gidilmesi gerekmektedir.

Pandemide birinci basamağın en önemli işi olan koruyucu sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığı, pek çok işin neredeyse durma noktasına geldiği ve hatta bazılarının hiç yapılamadığı tespiti yapılmıştır. Pandeminin ilk aylarında TTB tarafından yapılan ve kamuoyu ile paylaşılan birinci basamak anketinde bu durum çok net olarak görülmektedir. Pandemi süresince askıya alınan tüm koruyucu sağlık hizmetlerinin bakanlık tarafından çözümsüz bırakılmasının uzun vadede topluma vereceği zararlar PHK toplantısında değerlendirilmiştir. Birinci basamaktaki koruyucu sağlık hizmetlerinin (meme kanseri taraması, kolon kanseri taraması, HPV taraması, tüberküloz, üreme sağlığı hizmetleri, kronik hastalık izlemleri, sağlık eğitimi, erişkin bağışıklama vd.) ülke genelinde durma noktasına gelmesi önemli zararlar ve can kayıplarına neden olacaktır.

Yeterli sayıda nitelikli sağlık ekibiyle tabana yeterince eşit şekilde yayılamayan sağlık sistemi halkın sağlık hizmetine ulaşımında kısıtlılıklar ve eşitliksizlikler oluşturmaya devam etmektedir. Üreme sağlığı hizmetleri durma noktasına gelmiştir, Sağlık Bakanlığı’nca malzeme temini yapılmamaktadır. Kanser taramaları oldukça azalmıştır. İstanbul başta birçok ilde en basit ulaşılabilir test olan gaitada gizli kan testi dahi yapılamamaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın acil tedbirler alması gerekmektedir.

Tüm bu sorunların ana kaynağının iyi örgütlenmemiş bir birinci basamak sistemi olduğu çok net olarak görülmektedir.

Birinci basamakta tam bir bölünmüşlük hali bulunmaktadır. Sistem ne sağlığı ne sağlık hizmetlerini ne de sağlık insan gücünü bütünlemiyor: Birbiriyle entegre edemiyor,  iletişim kurduramıyor. 

Bireye ve topluma yönelik bütünlükçü hizmetin aynı örgütlenme içinde yapılabiliyor olması lazımken, ilçe sağlık müdürlükleri ve aile sağlığı merkezleri yabancılaşmış birinci basamak ekipleri durumundadırlar.

Birinci basamak sağlık hizmetinde eşitlik yok. Ne hizmeti veren ne de hizmeti alanın eşit olduğu ne de sağlık hizmeti sunulan bina ve olanakların eşit olduğu bir birinci basamak sağlık ortamını yaşıyoruz. Mesleki eğitim zaten yok gibi. Olanı da çok farklı statü ve tanımlamalarıyla eşitliksizliklere bir yenisini ekliyor.

Özelleştirilen, bireyselleştirilen, rekabetle ticarileştirilen, hekimi taşeron yapan, iş barışını ve iyi hekimlik ortamını bozan, iş güvencesi olmayan bu eşitliksiz sistemi savunamayız. Böyle bir sistem hem hizmet alanı hem hizmet vereni olumsuz etkiler. Bu sistemi bütünüyle reddetmeden sistem içi taleplerin karşılanmasını beklemekle de sorunu çözebilmek mümkün değildir. Bu sistem değişmelidir. Öncelikle ve asıl dillendirmemiz ve talep etmemiz gereken budur.

Pandemide acil servislerde çalışan pratisyen hekimlerin ve diğer sağlık personelinin hak ve ödeme kayıpları ve acil servislerin yapısal sorunları da PHK toplantısında görüşülen konular arasındadır. Pandemiyle birlikte acil başvurularında belirgin azalma görülmüş ancak son haftalarda yeniden eski yoğunluğuna ulaşmaya başladığı ifade edilmiştir. Bu dönemde özelikle COVID-19 şüpheli hastaları kabul eden polikliniklerde çalıştırılan pratisyen hekimlerin çoğunun da enfekte olduğu toplantıda ifade edilmiştir. Acil servislerde çok farklı uygulamaların olduğu, belirli bir sistemin olmadığı, bu alanda istekli çalışacak hekim bulunamadığı, acil çalışanlarının sayıca çok yetersiz, iş yükünün ise oldukça fazla olduğu, ek nöbetlerin sıkça yazıldığı, sıklıkla mobbinge maruz kalındığı, geçici görevlendirmelerin sıklıkla olabildiği, ek ödemelerin giderek düşürülmekte olduğu tespitleri toplantıda paylaşıldı. Bu problemlerin düzeltilmesine yönelik çalışmalar için sahadan bilgi toplamayı amaçlayan bir anket çalışması planlandı.

Halen devam eden istifa yasağının ve sağlıkçıların diğer hak ve ödeme kayıplarının bakanlık tarafından ivedilikle düzeltilmesinin önemi vurgulanmıştır. Ülke genelinde çalışan sağlık personelinin bu durumdan kaynaklanan tükenmişliğinin ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığının altı çizilmiştir. Bir yandan istifa hakkı engellenirken bir yanda da mezun olan, ataması yapılan ancak güvenlik soruşturması nedeniyle aylardır işe başlatılmayan çok sayıda hekim bulunmaktadır. Bu konuya son yürütme toplantımızda dikkat çekilmiş ve akabinde TTB Merkez Konseyi’nin girişimiyle Sağlık Bakanlığı’ndan bu haksızlığın bir an önce sonlandırılması talep edilmiştir. Bu konu yürütmemizce takip edilecek Merkez Konseyimiz bilgilendirilecektir.

PHK olarak yıllardır etkin, nitelikli, herkes için eşit, ücretsiz, ulaşılabilir, kamusal, ekibe dayalı, toplumsal, bölge tabanlı ve bütüncül bir birinci basamak için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Böyle bir sitemde birinci basamak hekimliği hak ettiği önemi de kazanacaktır. Tüm birinci basamak hekimlerini bu mücadele süreci içinde yer almaya davet ediyoruz.

TTB Pratisyen Hekimler Kolu