İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’ndaki ertelemenin nedeni pandemi değildir!

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın, kamu kurumları ve 50’nin altında işçi çalıştıran az tehlikeli işyerlerinde, İşyeri Hekimi, Sağlık Personeli ve İş Güvenliği Uzmanı çalıştırma yükümlülüğü, COVID 19 Pandemisi gerekçe gösterilerek 31.12.2023 tarihine kadar ertelendi. COVID 19 Pandemisi konusunda başarı hikâyeleri yazmaya çalışan iktidar, işçiler söz konusu olduğunda, pandemi ile 2024 yılına kadar baş edemeyeceğini de ilân etmiş oldu.

50'den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan 1 milyon 144 bin 499 iş yeri bulunmakta ve 4 milyon 737 bin 881 çalışan istihdam edilmektedir. 4.5 milyon civarında da kamu çalışanını eklersek toplamda 9 milyonun üzerinde çalışanın işçi sağlığı ve güvenliği hizmetlerinden yararlanması önleniyor.

KOMİSYONA SUNULAN GEREKÇE İKNA EDİCİ DEĞİLDİR

Komisyona sunulan teklifte ertelenme gerekçesi, pandemi nedeniyle İşyeri Hekimleri ve İş Güvenliği Uzmanlarının sertifika sınavlarının ertelenmesi gösterildi. Ama hesapta bir yanlışlık vardı. 2009 tarihi itibarıyla sadece TTB’nin, önce kendi Bilim Kurullarıyla, daha sonra, 19 üniversite ile birlikte eğiterek sertifika verdiği İşyeri Hekimi sayısı 30 binin üzerindeydi. Aynı şekilde TMMOB de onbinlerce İş Güvenliği Mühendisini eğiterek sertifikalandırmıştı. 2009’dan bu yana da özel dershaneler 10 yıldır İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı yetiştiriyor. Şu anda Bakanlığın İSGKATİP programına kayıtlı, 30.000'in üzerinde aktif İşyeri Hekimi, 70.000’in üzerinde de aktif İş Güvenliği Uzmanı bulunmaktadır. Ayrıca İSGKATİP’e kayıtlı olmayan ve sertifika sahibi, onbinlerce İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı bulunmaktadır.

Bir işyeri hekiminin ortalama 1000 işçiye baktığı düşünülürse, sadece TTB, 30 milyonun üzerinde işçiye hizmet götürecek kadar işyeri hekimini eğitmiş durumda. 2009’dan sonra piyasaya açılan eğitimlerle, eğitilerek sertifika alan işyeri hekimlerini hesaba bile katmadan erteleme için, işyeri hekimi ihtiyacını göstermenin yeterli bir gerekçe olmadığı ortaya çıkmaktadır. Aynı durum TMMOB tarafından eğitilen iş güvenliği mühendisleri açısından da farklı değildir.

Bir de ertelenme gerekçesi açısından ele alalım. Bir işyeri hekimi, az tehlikeli işyerlerinde yasal olarak 2000 işçiye kadar bu hizmeti verebiliyor. İş güvenliği uzmanı ise 1000 işçiye hizmet verebiliyor. OSGB’ler üzerinden verilen hizmetlerde genelde bu rakamlara ulaşılıyor.  Biz bunu işyeri hekimi için 1000 olarak alalım. İş güvenliği uzmanı için ise 500 olarak ele alalım. 9 bin işyeri hekimi ve 18.000 de iş güvenliği uzmanı gerektiğini hesap edersek,  böyle bir gerekçenin ne kadar dayanaksız olduğu da ortaya çıkıyor.

MECLİS GÖRÜŞMELERİNDE ESAS GEREKÇE ORTAYA ÇIKMIŞTIR

Bu gerekçenin tutarsızlığı görülmüş olmalı ki, meclis görüşmelerinde, komisyon adına konuşan, AKP Düzce Milletvekili Ayşe Kesir, gerçek düşüncelerini ifade ediyor;

"Şimdi, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili bir soru vardı, burada bazı rakamlar soruldu. Şimdi bununla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 30 Haziran 2012 yılında yayımlandı biliyorsunuz. İş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirilmeleri hariç diğer tüm maddeler, yayımlandıktan altı ay sonra yürürlüğe girdi. 50'den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan 1 milyon 144 bin 499 iş yeri bulunmakta ve 4 milyon 737 bin 881 çalışan istihdam edilmektedir. Bu iş yerlerinde; işveren, işveren vekili, iş güvenliği hizmetleri gerekli eğitimleri alarak kendileri de bunu üstlenebilmektedir, 16 saatlik bir eğitim söz konusu, bu konuyu bilen arkadaşlarımız da bilecektir. Hâlihazırda eğitimini tamamlayan 85 bin 500 kişiden 53 bin 777'si sertifika almıştır. Öte yandan Mayıs ayında yapılacak ama pandemi nedeniyle iptal edilen sınavda 31 bin 103 kişi etkilenmiştir. Tabii, şunu söylemem lazım: Az önce verdiğim 53 bin 777'si zaten sahada aktif çalışanlar değil, onun için bu rakam sizleri yanıltmasın, 31 bin 103 kişinin gireceği sınav ertelendiği için, Kanun'da bu maddeye ihtiyaç duyulmuştur.’’

Yani esas gerekçe, işveren ve işveren vekillerinin hazırlığı tamamlanmadığı için ertelemeye gerek duyuluyor. Yeteri kadar işveren ve işveren Vekili sertifikalandırıldığı zaman bu maddenin ertelenmesine gerek kalmayacak.

İŞYERİ HEKİMİ VE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI OLMADAN İSG HİZMETİ VERİLMESİ PLANLANMAKTADIR

Yeteri kadar işveren ve vekili sertifikalandırıldığı zaman, işverenler ve vekilleri; 6 yıl tıp fakültesi, daha sonra 90 saat uzaktan, 90 saat yüz yüze ve 40 saat uygulamalı olmak üzere, toplamda 220 saat eğitim  görerek İşyeri Hekimliği Sertifikası alıp, İSG hizmetlerini yürüten İşyeri Hekiminin, işe giriş raporu ve periyodik sağlık kontrollerinin dışındaki tüm görevlerini az tehlikeli işyerlerinde,16 saat eğitim görerek yapabilecek. İşe giriş ve periyodik sağlık kontrollerini kim yapacak? İşyerini hiç görmeyen, işyerindeki sağlık ve güvenlik risklerinden hiç haberi olamayan Kamu Hekimleri ve Aile Hekimleri yapacak. Çöken sağlık sistemi içerisinde, aile hekimleri görmediği iğne deliğinden iplik geçirmeye çalışacak.

Aynı durum iş güvenliği uzmanları için de geçerli olacak. İşveren ve vekili, 16 saatlik eğitimle, 220 saat eğitim görerek sertifika sahibi olan iş güvenliği uzmanının yaptığı bütün işleri az tehlikeli işyerlerinde yapabilecek.

Bu şekilde İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı görevlendirmeden, 9 milyonu aşkın çalışanın İşçi Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri de gerçekleşmiş olacak(?)

TTB VE TMMOB’NİN GÖRÜŞÜ ALINMADAN SAĞLIK VE GÜVENLİK HİZMETİ PLANLANAMAZ

6331 sayılı yasa çıkartılırken TTB ve TMMOB gibi meslek örgütlerinin, DİSK ve KESK gibi emek örgütlerinin hiçbir uyarısını dikkate almayan AKP hükümeti, bu yasa maddelerinin ertelenme gerekçesinde bazı kurumların da başvurusundan bahsediyor. Konunun sosyal taraflarını sadece kendi yandaşları arasından seçerek ayrımcılığa giderken, emek ve meslek örgütlerini yine görmezden geliyor.

Meclis görüşmelerinde komisyon adına konuşan AKP Düzce milletvekili Ayşe Kesir, durumu şu şekilde ifade ediyor:

“Diğer yandan şunu söylememe müsaade edin: Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu, Türk Eczacıları Birliği, Ankara Barosu Başkanlığı, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı, Türkiye Şoförler Ve Otomobilciler Federasyonu, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği… Çeşitli ticaret odaları da var burada, işte: Karabük, Ankara, Manavgat, Karacabey, Eskişehir gibi… Bunların her birinin, burada, dosyaları mevcut. Bu konuyla ilgili, adı geçen maddeyle ilgili, önemli talepleri söz konusu. Bunu da buradan kayıtlara geçirmiş olmak isterim.”

Pandemi gerekçesiyle yapılan bir ertelemede, pandemiye karşı mücadelede, sağlık ve güvenlik hizmetleri kritik bir öneme sahip iken, TTB ve TMMOB gibi bu hizmetlerin asıl temsilcilerinin görüşlerine başvurulmamıştır. Yine bu hizmete ihtiyaç duyan 9 milyon çalışanın temsilcileri, başta DİSK, TÜRK-İŞ ve KESK olmak olmak üzere emek örgütlerinin düşüncelerine de başvurulmamıştır. Bu durum, ertelemedeki esas düşünceyi de açığa çıkarmaktadır.

AKP hükümeti, 9 milyon çalışanın sağlığını ve güvenliğini düşünmemektedir. Pandemi döneminde 9 milyon çalışanı, sağlık ve güvenlik hizmetlerinden yoksun bırakarak ateşe atmaktadır.  

TTB İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞYERİ HEKİMLİĞİ KOLU