Sağlık Çalışanlarının İzinlerini Pandemi Fırsatçılığıyla Kaldırmak, Hukuk ve Bilim Dışıdır
Antalya İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu, COVID-19 salgınında gelinen aşamayı değerlendirmek için 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 26. maddesine göre olağanüstü toplantı yapmış, 30 Eylül 2020 tarihli kendi kararına atıf yaparak, sağlık çalışanlarının izinlerinin, şua izinleri dahil olmak üzere 31 Ekim 2021 tarihine kadar kaldırıldığını açıklamıştır. Karara dayanak olarak, 5442 sayılı kanunun 11/c maddesi ile 1593 sayılı kanunun 27 ve 72. maddeleri gösterilmiştir. İl hıfzıssıhha kurullarının olağanüstü toplantılarını düzenleyen 26. maddeye göre “bir salgın hastalığın zuhuru” halinde kurul aylık toplantısı dışında da görüşme yapmaktadır. COVID-19 salgınının “zuhuru” söz konusu değildir. Kanunun 27. maddesine göre sağlıklı hayatın yararları ile salgın hastalıklar hakkında halkın aydınlatılması ve bir salgın hastalığın “zuhurunda” hastalığın ortadan kaldırılması için alınan tedbirlere uyulmasına yardımcı olmak, kurulun görevidir. Kanunun 72. maddesi salgın hastalıklarda yayılmayı önleyecek tedbirleri belirlemektedir ve sağlık çalışanlarının izinlerine yönelik bir yasaklama yetkisi burada tanımlanmamaktadır.
5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/c maddesi ise valilerin il sınırları içinde kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hâllerde on beş günü geçmemek üzere tedbir alma yetkisini düzenlemektedir. Madde içeriğinden de açıkça anlaşıldığı üzere “yasaklama” yetkisi sağlıkla ilişkili değildir. 1593 sayılı kanunun 64. maddesine göre salgın hastalıklarda yönetim ve yetki Sağlık Bakanlığı’na aittir. Kanunun 65. maddesine göre; “Sari hastalıklar tetkikatı yapan tabiplere bütün Devlet kuvvetleri müzaherete mecburdurlar.” Kanun, salgınla mücadele eden hekimlerin ve sağlık çalışanlarının yetkilerini de düzenlemektedir; asıl olan, idarenin hekimlere yardım ve destek olmasıdır. Pandemi, hak kısıtlamalarında kullanışlı bir araca dönüştürülmemelidir. Sağlığın bilimsel gereklerine uymayan kısıtlamalar, amaç yönünden hukuka aykırıdır. Antalya İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu, Anayasa ve kanunla kendisine verilmeyen bir yetkiyi kullanarak, dayanak gösterdiği mevzuatla uyumlu olmayan bir karar almıştır.
Türk Tabipleri Birliği ve tabip odalarımız tarafından, “kontrolsüz” normalleşmenin, ekonomik ve siyasi kaygılarla alınan kararların pandemide yeni bir alevlenme yaratacağı belirtilmiş; ancak uyarılarımıza kulak tıkanmıştır. Gelinen noktada, Türkiye’de vaka sayıları bir hafta içinde beş katına çıkmıştır. Bu durum karşısında alınan ilk ve tek önlem sağlık çalışanlarının dinlenme hakkının gasp edilmesi olmuştur. Ekonomik çıkarlar uğruna alınan yanlış kararlar; bilimsellikten, akıldan uzak salgın yönetiminde ısrar ve uyarılarımızı görmezden gelerek yapılan yanlışlar sonucu salgının yayılma hızı artmaktadır. Salgının yükünü sağlık çalışanlarına, yönetememenin suçunu vatandaşlara yükleyen bu anlayış; halkın ve sağlık çalışanlarının sağlığı için virüs kadar tehlikeli olmuştur. Bu yönetim anlayışının sonucu olarak, sağlık çalışanlarında istifalar ve yurtdışında çalışmak için başvurular çok fazla artmıştır.
Defalarca uyardık ve hep haklı çıkmanın üzüntüsünü yaşadık. Salgını değil algıyı yönetmenizin bedelini sağlık çalışanlarına ödetemezsiniz. Artan iş yükü, uygun olmayan çalışma ortamları, pandemi döneminde yetersiz ücretler gibi birçok sorunla boğuşan ve artık tükenmiş olan sağlık çalışanlarını zorla daha fazla çalıştırmak, izinlerini ve dinlenme haklarını gasp etmek çözüm değildir. Ne vatandaşlarımız ne de tükenmiş sağlık çalışanları, yönetilememenin bedelini daha fazla ödemek istiyor. Sağlık çalışanları, sizden bir an önce sorunlarına çözüm üretmenizi bekliyor. Yönetilmeyen pandeminin yükünü, iki yıla yakındır, insanüstü bir özveriyle taşıyan sağlık çalışanları tükendi.
Yapılması gereken; yüksek viral yük riski altında olan sağlık çalışanlarının çalışma sürelerinin kısaltılması, çalışma alanlarının bulaş riskini en aza indirecek şekilde yapılandırılması, dinlenme hakkının tanınması ve hukuksuz şekilde kamu hizmetinden çıkarılan, atama bekleyen sağlık çalışanlarının bir an önce kamu hizmetine alınmasıdır.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi