ACİL SERVİSLERDE ŞİDDET TEHDİTİ
Dr. Kemal Aktuğlu*, Dr. Hamit Hancı**
* Doç.: Ege Üniv. Tıp Fak. Ortopedi ve Travmatoloji AD
** Doç.: Ege Üniv. Tıp Fak. Adli Tıp AD
Türkiye'de son yıllarda hastanelerde, özellikle acil servislerde
hizmet veren hekimlerin şiddete maruz kalma sıklığı artmaktadır.
Şiddete maruz kalma hekimler kadar diğer sağlık çalışanları ve hatta diğer
hastalar ve yakınları için de ciddi bir sorun olabilmektedir.
Günümüzde şiddet diğer ülkeler ile karşılaştırıldığında Türkiye
için şimdilik önemli bir sosyal sorun değildir. Ancak yine de her yerde
karşımıza çıkabilen saldırganlık için acil servislerin bağışık olamayacağı
açıktır. Bunun en iyi göstergesi de acil servislerin bekleme odalarında
ve tedavi alanlarında ortaya çıkan şiddetin görsel ve yazılı basında sıklıkla
yer alması yanısıra kendi yaşadığımız olaylardır.
Şiddet Görülme Sıklığı
Değişik ülkelerde konu ile ilgili yayınlarda sağlık çalışanlarının
"rehin alınma", "ateşli silah yaralanması", "delici ve künt bir araç ile
yaralanma" ya da daha geniş anlamda "bir biçimde" saldırıya uğraması artan
bir sıklıkta bildirilmektedir.
1988'de konu ile ilgili bir çalışmada ABD'de yılda yaklaşık olarak
40.000 hastanın tedavi gördüğü 170 eğitim hastanesinin acil servis yöneticilerinin
yanıtladıkları bir ankete katılan 127 acil servis yöneticisinden elde edilen
bilgilere göre; hastanede günde en az bir sözlü tehdit alanların sayısı
41 (%32) , ayda en az bir silahlı tehdit alanların sayısı 23 (%18) olarak
saptanmıştır.
Beş yıllık bir izlemede ise: 72 (%57) hastanede personelin
silahlı tehditi, 55 (%43) hastanede ise ayda en az bir kez acil servis
çalışanlarının fiziksel saldırıya maruz kalması, 102 (%80) hastanede
personelin yaralanması, 9 (%7) hastanede ölüm saptanmıştır.
Çok sayıda hastane yönetimi, acil servisteki şiddet olaylarından
bir biçimde zarar gören ya da yaralanan hasta ve yakınları tarafından dava
edilebilmektedir. Açıkça görülüyor ki hem acil servis çalışanları (hekim,
hemşire, yardımcı çalışanlar) hem de acil serviste bulunan diğer hasta
ve yakınları "şiddet riski" altındadır.
Acil Serviste Şiddet Riski
Acil servisler doğal olarak aşırı stresli yerlerdir. Kaygı içindeki
yaralı, hasta ve yakınları var olan sorunları, uzun süreli bekleme ve değişik
nedenlerden kaynaklanan gecikmelere dayanamayıp saldırganlaşma eğilimi
gösterebilirler. Bir yaralının ya da hastanın ölümü de acil serviste şiddet
doğurabilir. Hasta yakınları açısından ölüm nedeni olarak travma nedeninden
daha çok acil servisteki tedavi yetersizliği görülebilir. Travmayı
burada özellikle vurgulamak gerekir. Bunun nedeni diğer hastalıklar ile
karşılaştırıldığında, travma hastalarının, şiddet olaylarına karışma oranının
daha yüksek olmasıdır.
Sakin ve uyumlu da olsa 3 - 4 saat bekleyen insan huzursuz olabilir.
Bunun yanında dengesiz bir kişiliği olan insanın çok daha kolay sinirleneceği
bilinmelidir. Bu duruma ek olarak muayene ve tedaviler sırasında oluşan
tartışmalar, anlaşmazlıklar, saygısız hatta kaba uyarılar, sözler, gereksiz
kaba tavırlar karşılıklı olarak hem hastayı hem de acil servis çalışanlarını
tetikleyebilir. Psikolojik sorunların varlığı, alkol etkisinde olma ve
ilaç bağımlılığı ya da yoksunluğu durumu da akıldan çıkarılmamalıdır.
Saldırgan İnsanın Özellikleri
Saldırganların genellikle 30 yaş ve altında, erkek, yasal olarak
ya da olmayarak silah bulundurabilen, alkol ya da ilaç bağımlısı bir yapı
gösterdikleri belirtilmektedir. Otorite ile sorunları olan daha önce birkaç
kez tutuklanma öyküsü bulunan kişiler de bu gruptandır. Bazıları şiddeti
huy edinmişken bazıları da belli koşullarda (uyarıda) şiddet gösterme eğilimi
taşır. Tıbbi ve psikolojik sorunların varlığı da saldırganı etkilemektedir.
Kaybedecek bir şeyi olmadığını düşünen öz kıyıma eğilimli depresif insanların
başkalarının yaşamını umursamayacağı bilinmelidir. Ancak şiddet uygulama
eğilimi açısından psikolojik sorunlu olgular ile normal hastalar
arasında büyük bir fark olmadığı bildirilmektedir.
Şiddet Eğilimini Önceden Sezinlemek
Şu ya da bu biçimde acil servislerde çalışan personelin nasıl
AIDS, Hepatit B, C açısından dikkatlı olması kendini koruması gerekiyorsa
aynı biçimde bir şiddete maruz kalma riskini bilmesi ve ona karşı kendini
koruması gereklidir. Acil serviste şiddetten korunmanın en iyi yolu olay
patlak vermeden önce onu sezip önlemeye çalışmak ya da yardım aramaktır.
Bir personelin hastadan rahatsız olma önsezisi hekimi olası bir olay açısından
uyarmalıdır. Fiziksel bir saldırı öncesi konuşarak tansiyonun yükseltilmesi,
bağırma, duruş değişikliği, artmış fiziksel aktivite ve yerinde duramama
tipik davranışlar olabilmektedir. Bu belirtiler önceden görülüp uygun
önlemler alınabilir. Ancak sağlık personeli birdenbire ve beklenmeyen bir
şiddete de maruz kalabilir. Bu durum deliryum için tipik olarak bildirilmiştir.
Şiddet ile Savaşım
A- Ansızın saldırganlaşan olguyu ve yakınlarını kontrol etmek
için bazı güvenlik önlemleri önerilmiştir.
a- Saldırgan ile göz göze gelmeyin,
b- Saldırgan ile aranızda en az bir kol uzunluğu kadar güvenlik aralığınızı
koruyun. Birden atılıp size vuramasın.
c- Başarılı olacağınızdan emin değilseniz kaçmayın ve dövüşmeyin.
d- Eğer bir hasta sizden uzaklaşıyor ise ısrar etmeyin onun istediği
yerde durun. Eğer gerekiyorsa hastadan korkmuş gibi görünün.
e- Hasta saldırganlaşma eğiliminde ise yardım isteyin.
f- Herhangi bir tehlike anında kaçmak için kapıya/çıkışa yakın
durun.
B- Saldırganlık olasılığı olan bir olgu ile konuşma muayene
etme durumunda:
a- Güvenlik personelinden hastanın üzerini aramasını ve silah
varsa uzaklaştırmasını isteyin.
b- Güvenlik personelini ya oda içinde ya da hemen çıkışta kapı önünde
bekletin.
c- Eğer olası ise 2 çıkışı olan bir muayene odası kullanın.
d- Odada hastanın bir saldırı aracı olarak kullanabileceği olası aletleri
(tepsi, sıcak içecek, bistüri, makas, elektrik kablosu) ve kişisel eşyayı
(stetoskop, kayış, askı. vb.) dışarı çıkartın.
e- Asla personelin ve diğer hastaların güvenliğini pazarlık konusu
yapmayın ve bu konuda ödün vermeyin.
f- Eğer boğmak amacı ile boğazınızı sıkarsa karotislerinizi korumak
için çenenizi kullanın.
g- Eğer sizi ısırır ise eliniz ile burnunu sıkın nefes almak için ağzını
açmak zorunda kalsın.
i- Eğer bir silah ile tehdit varsa korkunuzu belli etmemeye çalışın.
Asla tartışmayın, bağırmayın ve sözlü yakınmayın. Başarılı olacağınızdan
emin değilseniz koşarak kaçmayın.
j- Olabildiğince yumuşak ve alttan alarak yatıştırıcı konuşun. İnsani
bir ilişki kurmaya çalışın.
C- Silahlı bir saldırgan hasta ile savaşım:
Los Angeles'ta yapılan 14 yıllık bir çalışmada görülmüştür ki
ağır travma kurbanlarının % 26.7'si öldürücü olan silah bulundurmaktadır.
Bu çalışmada ilginç olan bir nokta kadın travma hastalarında bu oran %
36, erkeklerde % 25 olmuştur. Bu çalışmaya göre güvenlik görevlileri acil
servislerde ayda en az bir silaha el koymuştur. Bir ay boyunca bir hastanenin
acil servis girişinde dedektör ile yapılan muayenede 300 silah (shotgun,
magnum, hatta otomatik askeri silah) saptanmıştır. Oregon Üniversite hastanesinde
acil servis güvenlik personeli 20 aylık bir sürede kontrol ettikleri yaklaşık
39.000 hastanın 500 (% 1.3)'ünde silah ele geçirmişlerdir.
En iyi önlem acil servise girmeden önce hastaların güvenlik personeli
tarafından silahsızlandırılmasıdır. Eğer muayene sırasında bir silah ile
karşılaşılırsa önerilen asla silahı hekimin almaması ve hastadan onu bir
yere koymasının istenmesi olmalıdır. Daha sonra yapılması gereken güvenlik
personeline silahın teslimidir.
Silahlar ister yasal olsun ister olmasın kişisel bir mülktür
ve kişide var olan belirgin bir şiddet eğilimi yoksa muayeneden sonra geri
verilmelidir.
Saldırganın Yatıştırılması
Şiddete başvuran kişiyi 3 yöntem ile kontrol etmeye çalışabiliriz.
Bu noktada saldırgan kişiliğin altında yatan nedenleri bilmek ya da kestirebilmek
önem taşır. Organik ya da bir psikiyatrik sorun ya da ortamdan kaynaklanan
bir olay tetiği çekmiş olabilir. Bu durumda:
a- Konuşarak yatıştırma,
b- Güç uygulayarak etkisizleştirme
c- İlaçlar ile girişim gerekebilir.
Acil Servis Personeli ve Hastaların Korunması:
Ülkemizde acil servislerin çalışma sistemi hakkında yasal bir
düzenleme yoktur. Ancak Sağlık Bakanlığınca hazırlanan bir yönetmelik çalışması
vardır. Çok basitçe denilebilir ki acil servis sistemi ve acil serviste
çalışan personel saldırgan hasta ya da yakınları ile başetme konusunda
hazırlıksız ve eğitimsizdir. Gelişen olaylarda hasta her zaman haklıdır
mantığı ya da olaya medyatik ve popülist yaklaşımlar son derece yanlıştır.
Çalışanların bu konuda hata ya da kusuru olabilir. Acil servis sisteminde
ve hatta hastane ortamında çalışan hekim, hemşire ve diğer personelin saldırgan
olgulara yaklaşım konusunda eğitilmeleri gereklidir. Acil servislerde yapıları
gereği daha deneyimsiz hekimler çalıştığı için bu tür olaylara deneyimli
hekimlere göre daha kolay yol açabilirler.
Varoluş amacı yaralılara ve sağlık sorunu olan insanlara
yardım ve tedavi vermek olan acil servislere girişi kimseden esirgemeyi
düşünmek söz konusu bile edilemez. Ancak acil servise dışarıdan girişin
denetlenmesi bu alanı daha güvenli yapacaktır. Acil servise girişin denetlenmesi,
metal dedektörler ile girenlerin kontrolü, korumalı akrilik pencereler,
24 saat varolan güvenlik personeli, personelin dışarı çıkmasına izin veren
ancak dışardan içeriye girişe izin vermeyen otomatik dış kapılar gibi önlemler
ile acil servisler daha güvenli çalışma alanları olabilir ve tıbbi personelin
ve orada bulunan hastaların zarar görme riskini azaltabilir. Tüm bunlara
ek olarak acil servis çalışanlarının saldırganlaşma eğilimi gösteren hastayı
hızlı biçimde tanıma ve onu yatıştırma konusunda eğitilmiş olması
önemlidir.
Acil Serviste Çalışan ve Saldırıya Uğrayan Devlet Memuru Hekimlerle
İlgili Yasalarımızdaki Düzenlemeler
Acil servis hekimlerine yapılan saldırılar, Türk Ceza Kanununun
"Devlet idaresine karşı işlenen cürümleri" incelenen 3.bab'ının "Hükümete
karşı şiddet veya mukavemet" başlıklı 8. bölümü içinde ele alınabilir.
Burada kamu yönetimine karşı işlenen suçlar incelenmektedir. İtalyan Ceza
Yasasında dilimize çevrilirken "Kamu yönetimi" yerine "Hükümet" deyimi
kullanılmıştır. Kamu yönetimi, kamu gücünü kullanan makamlardır. Yasanın
amacı burada kamu görevini yapan memurdan çok kamu görevlilerini korumak
ve bu görevlilere saygıyı sağlamaktır. Kamu yönetimine karşı şiddet ya
da karşı koymanın mağduru devlet memurudur.
8. bölümde kamu yönetimine karşı şiddet ya da direnmenin her
türlü biçimi yer almıştır.
Bunlar; kamu görevlisine karşı bir kimse tarafından şiddet (254.
m), adli, siyasi ya da idari bir heyete karşı şiddet (255.m), şiddet eylemlerini
işlemek üzere oluşturulan birleşmelere katılma (256.m), kamu görevlisine
karşı gelme (258.m), memura olumsuz direnme (260.m) olarak düzenlenmiştir.
TCK 254. maddesinde devlet memuruna karşı şiddet ya da tehdit
ile görevine engel olmak üzere iki suç söz konusudur.
Bir kimsenin devlet memuruna karşı şiddet ve tehdidinden amaç,
bu kimsenin şiddet ya da tehdit yoluyla kendi istemini kabule memuru
zorlamasıdır. Burada zor ve şiddetin hedefi memuru görevine ilişkin bir
şeyi yapmaya ya da yapmamaya zorlamaktır. Eylem, memura karşı işlenen bir
suçtur. Bu nedenle memur olmayan bir kimseye karşı işlenen zor ya da tehditten
(188. m) ayrılır. Şiddet maddi cebir (zorlama), tehdit ise manevi cebirdir.
Şiddet, memura karşı meşru olmayan nitelikte kuvvet kullanılması
olarak da tanımlanabilir.
TCK 254. maddesinde memura karşı zor kullanmanın yanı sıra, herhangi
bir amaçla görev yaptığı yeri işgal ederek görevlerini yapmalarına olarak
verilmemesi durumu da ayrı bir suç olarak ele alınmıştır. Burada görevini
yapması dolaylı olarak engellenmektedir.
Bu madde fıkraları 1 ile 5 yıl hapis cezası öngörmektedir.
Eylemi gerçekleştiren kişi, memura karşı şiddet ile birlikte
müessir fiil (darp) de işlemiş ise birbirine bağlı suçlar oluşur ve fail
hakkında 254 ve 271. maddelerin birlikte uygulanması söz konusu olur. Eylem
silahla ya da beş ya da daha fazla toplanmış kişilerce işlenirse cezada
arttırım söz konusudur.
On ya da daha kalabalık kişiden oluşan böyle bir topluluğa
katılma da, "şiddet ya da tehdit uygulanmasa bile" ayrı bir suç sayılmaktadır
(TCK 256). Bu eylemin silahla işlenmesi cezayı arttırma nedenidir (TCK
257).
TCK 258. maddedeki memura direnme suçunda ise, görevin yapılmasına
engel olma amacıyla memura görevi sırasında cebir ve şiddet uygulanılması
söz konusudur. TCK 254 m.’de fail memuru kendi iradesine bağlı kılmak istemekte,
TCK 258m.’ de ise kamu görevine engel olmak istemektedir.
TCK 258 m.’deki eylem memurun görevini yaptığı sırada işlenmektedir.
Bu madde memura yardım edenlere karşı yapılan eylemler için de geçerlidir.
Eylemin silahla ya da beşden çok kişilerce işlenmesi cezayı arttıran hallerdendir.
TCK 258/4 m.’e göre; Memurun yetkisini aşarak ya da keyfi hareketleriyle
direnmeye neden olması halinde ceza indirilebileceği gibi tümüyle de kaldırılabilir.
Bu düzenleme TCK 254, 255, 256 ve 257. maddelerini de kapsar.
260. madde olumsuz direnmeyi kapsar. Bu Devlet memurunun görevine giren
bir işlemin yapılmasına şiddet ya da tehdit kullanmaksızın karşı koyması
demektir.
9. bölüm, Resmi sıfatı olanlara karşı cürümleri inceler. Devlet
memuru olan hekimler de resmi sıfatı olan kişilerdendir. Resmi sıfatı olan
kişilere saldırı; görevlerinden dolayı hakaret ve sövme (TCK 266)
, görevleri sırasında hakaret ve sövme (TCK 267), adli, idari, siyasi ya
da askeri bir heyete hakaret ve sövme (TCK 268), resmi sıfatı olanlara
şiddet ya da tehdit ile hakaret ve sövme (TCK 269) ve resmi sıfatı olanlara
müessir fiil (darp) (TCK 271) ya da bir cürüm (TCK 273) niteliğinde fiillerdir.
Yasanın amacı resmi sıfatı olanların kişiliğinde kamu görevini
korumaktır. Burada amaç resmi sıfatı olanlar için özel ayrıcalıklar
oluşturmak değil, kamu görevini memurun kişiliğinde korumaktır.
Memura karşı müessir fiil suçunda, diğer kişilere karşı işlenen
müessir fiile göre verilecek cezalarda artış söz konusudur.
Memurun yetkisini aşarak ya da keyfi hareketleriyle bu cürümlere
neden olması halinde ceza indirilebileceği gibi tümüyle de kaldırılabilir.
273. madde de resmi sıfatlı kişilere karşı işlenen her türlü
genel cürümlerde verilecek cezada, adi cürümlere göre artış olacağını hükme
bağlamıştır.
Görevleri sırasında ya da bu görevinden dolayı bir memurun öldürülmesi
cezayı ağırlaştıran bir durumdur.
 ANA
SAYFAYA DÖNÜŞ
|