......... |
ELEKTRONİK ENDÜSTRİSİ Çevirenler
Ahmet Haki TÜRKDEMİR,
Sevinç KANDEMİR,
Alper İhsan ÇANGA
Elektronik terimi, aşağıdaki olaylarla ve bu olaylarla bağlantılı
teknik uygulamalarla ilgilenen bir uygulamalı fizik dalını tanımlar:
a) elektronların kendi aralarındaki alışverişler (radyo
lambaları, fotoelektrik hücreleri, Röntgen tüpleri, vs.); ve b)
elektronların katı maddelerin kristal yapısı ile olan alışverişleri
(yarı iletkenler, transistörler).
Elektronik devre elemanları. Aktif denetleyici ve yükseltici elemanlara ek olarak (radyo
lambaları ve yarı iletken elemanlar), elektronik devrelerde 3 adet temel yapı elemanı
kullanılır:
a) Dirençler, genelde bu iş için ya yalıtkan bir form etrafına sarılmış rezistans
teli kullanılır, ya da küçük akımlar için, yalıtkan bir silindir üzerine kaplanmış
iletkenliği kötü olan bir karbon veya grafit tabakası kullanılır - direnç ölçüm
birimi Ohm'dur (W). b) Kapasitörler (kondansatör de denir), bu eleman genelde
birbirinden yalıtkan bir tabakayla ayrılmış iki metal plaka veya folyodan oluşur; bir
kapasitörün değeri plakaların geometrisine ve yalıtkanın tipi ile kalınlığına bağlıdır
- kapasitans ölçüm birimi Farad'dır (F) (pratikte daha küçük birimler daha yaygın
kullanılır: mikrofarad (mF), nanofarad (nF), pikofarad (pF));
c) Bobinler (endüktans veya endüktif reaktans ta denir), demir bir göbeği olan veya
olmayan tel sarımlarından oluşur - endüktans ölçüm birimi Henry'dir (elektronikte
genellikle daha küçük birimler kullanılır : miliHenry (mH), mikroHenry (mH)).
Radyo lambaları ile oluşturulan devreler elektronik cihazların ilk nesil örnekleri,
lambaların yerini yarı iletkenlerin aldığı transistörlü devreler ise ikinci nesil
sayılabilir. Bu ikinci nesil devreler daha küçük boyutlarda ve hacimlerde gerçekleştirilebilmektedir,
ve enerji kayıpları daha azdır, çünkü esas olarak lambaları ısıtmaya harcanan
enerjiye gerek kalmamıştır. Yarı iletken ve ferit teknolojisindeki gelişmeler, hassas
kimyasal aşındırma tekniklerinin geliştirilmesi, vs. elektronik devrelerin daha da yüksek
boyutlarda minyatürleştirilmesine imkan vermiştir, ve yarı iletken elemanlarla kapasitör
ve bobinlerden oluşan devrelerin bütününün birkaç milimetreden büyük olmayan
boyutlarda tek bir ünite içine toplanabilmesi mümkün olmuştur. Silisyum üzerine işlenmiş
mikro devreler üçüncü nesil teknolojiyi karakterize eder, bu teknoloji sayesinde yüksek
hassasiyette elemanlar kapsayan elektronik devrelerin standard olarak yüksek sayılarda
seri üretimi konusunda potansiyel, ve çok küçük yapıda elektronik cihazların üretimine
olanak sağladı. Bu hassasiyet, standardizasyon ve minyatürizasyon özellikleri, veri işleme
cihazlarında, havacılık ve uzay uygulamalarında özellikle önemlidir.
Kullanım alanları. 20. Yüzyılın ilk yarısında elektroniğin endüstriyel
uygulamaları yüksek oranda sadece radyo lambaları, fotoelektrik hücreler ve Röntgen tüpleri
ile gerçekleştirilebilen devrelerle sınırlıydı; bunun yanında, yaklaşık 1950 de,
yarı iletken fiziği alanındaki gelişmeleri takip ederek, elektronik uygulamaları yayılmaya
başlayarak, teknolojinin bütün alanlarında kullanılmaya başladı. Bu gelişim henüz
doyum noktasına ulaşamamıştır, çünkü elektronik için yeni uygulama alanları sürekli
olarak keşfedilmektedir, ve bu yeni teknoloji branşı giderek artan bir oranda ekonomik
büyümenin bütünü için belirleyici bir faktör olmaya başlamıştır. İlk
zamanlarda, radyo lambalarının yükseltme ve düzenleme özellikleri sadece telekomünikasyon
alanında kullanılıyordu, fakat başka uygulamalar kısa sürede bulundu, ilk önce
elektrikli makinaların denetim ve düzenleme işlevlerinde ve daha sonra da üretim
sistemlerinin bütün olarak otomasyonunda. Elektronik cihazların telekomünikasyon, veri
toplama ve işleme, uzaktan algılama, güvenlik denetimi, ve ölçüm işlevlerinde yaygın
olarak kullanımı, elektronik cihazlar ve elemanlar için gelişmiş olan toplam piyasa
hacminin sadece küçük -ama çok iyi tanınan- bir oranını oluşturmaktadır.
1960 yılından beri elektronik cihazlar, alışılagelmiş olarak elektromekanik çözümlerle
gerçekleştirilmiş olan basınç şalterleri, termostatlar, röleler, servo düzenleyiciler
gibi cihazların yerini büyük oranda almaya başlamıştır. Başlarda elektronik
alternatifler ancak oldukça düşük güçlerde çalışabilmekteydi ve bu nedenle
uygulamaları kısıtlıydı; fakat son yıllarda güç elektroniği dalındaki gelişmeler
sonucunda, yarı iletken elemanlar ve güçlü radyo lambaları, bazı uygulamalarda
kontaktör devrelerinin yerini şimdiden belli bir oranda almıştır.
Gene de, sinyal yükseltme, ölçüm ve denetim, elektronik devrelerin ana uygulama
alanları olmaya devam etmektedir. Elektroniğin yaygın kullanım açısından en önemli
uygulaması, eğlence sektörüdür, özellikle radyo, televizyon ve gramofon gibi ses ve
görüntü taşıyan ve dünyanın her yerinde seri üretimi yapılan cihazlar bu
kapsamdadır. Endüstriyel elektronik uygulamalarında kullanılan cihazlar da büyük sayılarda
üretilmektedir, fakat genellikle cihazları belli şartlara uydurmak için özel değişiklikler
gerekmektedir, ve bunun sonucunda da belli bir cihaz tipi için üretim miktarları oldukça
az kalmaktadır; fakat bu özel uygulamalar sonucunda güvenilirliğin arttığı da bir
gerçektir. Son olarak, bu günlerde, endüstriyel elektronik materyalinin büyük
ihtimalle en geniş kapsamda kabul görmüş kullanımı, veri işleme ve bu alanın
otomasyona olan uygulamalarıdır.
Elektronik ünitelerinin ve elektronik kontrol devrelerinin klasik kullanımları hala bu
başlık altına alınmaktadır. Bu arada üçüncü nesil elektronik cihazlar daha da
geliştirilmiştir.
Süregelen teknolojik gelişmeler sonunda, rezistans, kapasitör, ve bobin gibi tek tek
elemanların yerini, yarı iletken devrelerin üzerinde foto mekanik tekniklerle tümleştirilmiş
olan, aynı fonksiyonu gerçekleştiren elemanların alması sağlanmıştır. Bu tümleşik
elemanların hem daha yüksek kapasiteleri vardır, hem de eski tek elemanların kapladıkları
hacmin çok düşük bir yüzdesi kadar hacim kaplamaktadırlar.
Bu tekniğin en iyi tanınan uygulamalarından birisi, cep tipi hesap makinelerinin geliştirilmesidir.
Bu arada, devreler o kadar üst düzeyde minyatürize edilebilmiştir ki, en karışık
otomasyon işlerinin kontrol sistemleri bile birkaç desimetre küplük hacme sığabilir
hale gelmiştir. Gene de, "mikroişlemci" olarak adlandırılan işlem
biriminden çıkan elektriksel darbeleri, gerekli olan çıkış sinyallerine çeviren çevre
birimleri genelde hala oldukça fazla hacim kaplamaktadır.
Bu çeşit mikroişlemciler, makine atölyelerindeki ve üretim hatlarındaki çeşitli
hazırlayıcı ve sonlandırıcı işlemi denetlemek için kullanılabilirler; bütün dünya
ile telefon konuşmaları yapılabilmesini sağlayabilirler ve değişik para birimleri
arasında ayırım yapabilirler, ve daha da ilerisi, ödemeden sonra doğru miktarda para
üstü verebilirler. Bütün dünyaca tanınmaya başlayan bilgisayarlar, bu tip
elektronik devrelerin veri işleme dışında bir de bağımsız olarak programlanabilen
"hafıza" oluşturabildiklerine iyi bir örnektir. Bu gelişmenin anlamı, artık
devrelerin "davranışlarının" elektronik olarak ayarlanabildiği veya
programlana-bildiğidir. Çok yakın bir gelecekte elektronik devrelerin daha da gelişmesiyle
çok pahalı programlama operasyonları giderek basitleşecektir.
Mikroişlemcilerin oldukça düşük olan üretim maliyetleri sayesinde, bu işlemcileri
veri işleme gibi uygulamalara da adapte etmek mümkün olacaktır. Bunun anlamı, iki
adet paralel çalışan işlemcisi olan merkezi işlem birimlerinin aynı zamanda iki adet
ayrı giriş ve çıkış sistemi olacağıdır. Bu sayede program akışı iki misli hızlanacak
ve aynı zamanda bilgisayarın çalışması daha güvenli olacaktır. Sistemin bazı kısımlarında
arıza olması durumunda bile, sistem çalışmaya devam edebilecektir.
Bütün bu gelişmelere paralel olarak, yüksek güç çıkışı gerektiren elektronik
denetim sistemleri de gelişmektedir, ve bu gelişme yüksek elektriksel akımların
denetiminde giderek daha önemli olmaktadır. Bir örnek olarak, silisyum yapılı tristörlerin
geliştirilmesi sayesinde, doğrultucular, çeviriciler, alternatif gerilim üreticileri
ile birlikte, akım, gerilim ve frekans denetleyicileri ve düzenleyicileri geliştirilebilmiştir.
Elektriksel makina denetleyicilerinde genellikle görülen hız ve tork kayıpları, ancak
elektronik denetim ünitelerinin gerçekleştirilmesiyle azaltılabilmiştir. Elektronik
sayesinde mümkün olmaya başlayan bu gelişmeleri dünya henüz yeni gözlemeye başlamaktadır.
ELEKTRONİK ÜRETİMİNDEKİ TEHLİKELER VE ALINACAK ÖNLEMLER
Elektronik endüstrisi hem çelik, bakır, alüminyum, cam ve plastik gibi alışılagelmiş
hassas mühendislik malzemelerini, hem de germanyum ve silisyum gibi saf veya alaşım
haliyle yarı iletken üretiminde gerekli olan özel malzemeleri kullanmaktadır.
Devre elemanları ve bütün halde olan devreler genellikle bir kurşun-kalay alaşımıyla
lehimlenerek birbirleri ile bağlantılandırılır. Lehimleme işlemi uzun süreler için
devam ediyorsa, atölyede lehim dumanını dışarı atan bir havalandırma sistemi
kurulması faydalı olacaktır, çünkü lehimlemede açığa çıkan dumanda kurşun,
kalay ve reçine bulunabilir, ki bunların hepsinin zehirleyici etkileri vardır. Otomatik
lehimleme makinelerinin lehim eriyiği kapları da, buharlaşma ve soğuma bölgelerinin
ikisini de içine alan bir havalandırma sistemine sahip olmalıdır.
Polyester ve epoksi reçinelerinin elektriksel izolasyon malzemesi olarak kullanımı
giderek yaygınlaşmaktadır, ve kloronaftalen de kapasitörlerde izolatör ve koruyucu
kaplama olarak kullanılmaktadır. Yaygın olarak kullanılan bir işlem, elemanları tek
tek sentetik reçine içine daldırarak, onları mekanik darbelerden ve sudan etkilenmeyen
bloklar haline getirmektir. Kullanılan polyester ve epoksi reçineleri, birbirine karıştırılan
iki bileşenden oluşmaktadır, polyesterde donmayı sağlayan bir peroksittir,
epoksilerde ise bir fenol bileşiğidir; genellikle reçineye kuvartz tozu eklenerek sağlamlık
ve görünüş kalitesi arttırılır. Kloronaftalenler ve özellikle reçine sertleştiricilerin
deri üzerinde rahatsız edici etkileri vardır ve uzun dönemli kullanımlarda, kalıcı
bir hassaslıkla sonuçlanan ağır deri hasarlarına sebep olabilirler. Bu sebeple, bu reçinelerin
kullanıldığı yerlerde, çalışma alanlarında etkili bir atık hava emme sistemi sağlanmalı,
işçiler çalışma sırasında özel aletler, koruyucu kıyafetler, ve eldivenler
kullanarak deri ile temas engellemelidirler. Deriyi temizlemek için nötrleştirici
kimyasallar kolayca ulaşılabilecek şekilde hazır bulundurulmalıdır, ve atık
maddeler ya hemen çöpe yollanmalı, ya da su dolu kaplar içinde muhafaza edilmelidir.
Organik peroksitli sertleştiricilerin göz üzerinde aşırı derecede hasar verici
etkileri vardır ve kalıcı görüş kaybına bile sebep olabildikleri bilinmektedir;
sertleştiricilerin reçine ile karıştırılmamış hali ile çalışılan yerlerde işçiler
göz koruyucu önlemler alınarak çalıştırılmalıdır. Kuvartz tozu kullanımı ise
solunum sistemi için önemli bir tehlike oluşturmaktadır; bu sebeple, tozu direkt
olarak kullanan veya içinde toz olan maddelerin parlatılması ve taşlanması ile uğraşan
işçiler, kuvvetli bir atık hava emme sistemi sınırları içinde ve solunum sistemi
koruyucu önlemler altında çalıştırılmalıdır. İşçiler reçine sistemleri ile çalışmaya
başlamadan önce iş öncesi tıbbi muayeneden geçirilmeli, ve uygun aralıklarla
uygulanan periyodik muayeneler çalışma süresi boyunca devam etmelidir (örnek olarak
her 6-12 ayda bir).
Diğer bazı iş ortamı tehlikelerine serigrafi metoduyla baskılı
devre kartı hazırlama sırasında ve elektronik elemanlarının üretimi sırasında
rastlanmaktadır, bu iki işte de çeşitli tehlikeli kimyasallar kullanılmaktadır. Bu işlere
bir örnek, elektronik eleman üretiminde silan bileşenlerinin kullanımıdır, bu
maddeler hem dengesiz (saf silan hava içinde olunca patlayıcıdır) hem de aşırı düzeyde
reaktiftir, ve kullanımlarında çok kesin emniyet kuralları koyulması ve bu kurallara
uyulması mecburidir.
Baskılı devre kartlarının bakır kaplı yalıtkan plakalardan başlayarak üretimi,
temel olarak bir kimyasal aşındırma işlemidir. Plaka üzerine işlenecek şeklin
pozitif veya negatif bir görüntüsü kullanılarak serigrafi maskesi hazırlanır, ve bu
maske çoğaltma işleminde direkt olarak kullanılır.
Serigrafi işlemi sırasında, bağlantı noktaları, bakırlı kalması
istenen yüzeyler ve bağlantı hatları üzerine kimyasal aşındırmaya dayanıklı bir
boya uygulanır.
Baskı işlemi sırasında birden çok sayıda tehlikeli veya zehirli madde kullanılmaktadır.
Bu malzemeler ya patlayıcıdır, ya sağlığa zararlıdır, ya da kimysal olarak aşındırıcıdır.
Bu maddelerin kullanımı sırasında alınacak önlemler şunlardır:
(a) tehlikeli, yanıcı, veya patlayıcı olan çözücü karışımlarının
buharlaşarak havada birikmesini önleyin, ve birinci derecede patlama riski olası olan
alanları kapalı hale getirin;
(b) böyle patlayıcı karışımları ateşleyebilecek bütün
tehlikeli enerji deşarj noktalarını ortadan kaldırın; (c) bir
patlama oluştuğunda etkilerini azaltacak ve yayılmasını önleyecek önlemler alın.
Alışılagelmiş çalışma alanlarında genellikle bu önlemlerden sadece ilk ikisi
etkili olarak kullanılabilir.
Hava içinde zehirli maddelerin yoğunlaşmasıyla oluşan sağlığa zararlı ortamlarda,
bu zararlı maddeler ile ilgili TLV değerlerine ulaşıldığı veya geçildiği tekrarlı
ölçümlerle kanıtlandığında ve/veya tıbbi incelemeler sonucunda böyle bir
tehlikenin varlığı kanıtlandığında, bu maddelerin oluşturduğu zararların önlenmesine
özellikle ağırlık verilmelidir. Bu gibi durumlarda, serigrafi işlemleri için
havalandırma sistemleri kullanarak, ve plakalarn yıkanması işlemlerini kapalı bir
ortamda yaparak koruma sağlanabilir (Şekil 2 ve 3).
Işıkla desen kopyalama işleminde, üzerine belli bir desen işlenecek baskılı devre
kartının bakır yüzeyine ışığa hassas bir boya kaplanır. Bu maskeleme boyasının
pozlanıp banyo edilmesinden sonra, boyanın bir kısmı kart üzerinde kalır ve kimyasal
aşındırma işleminde maske görevi görür. Basit bir galvanik aşındırma işlemi
kullanılarak, maske tarafından korunmayan fazla bakır alanları yok edilir. Pozlama ve
banyo işlemleri sırasında maske boyası üzerine istenen desen işlenmiş olur; ve bu
boya kimyasallardan etkilenmediği için, işlemlerin sonuna kadar aynı şekilde kalır.
Bakırın kimyasal olarak aşındırıldığı atölyelerde aşağıdaki özel koşullar
mutlaka sağlanmalıdır:
(a) aside dayanıklı, kaygan olmayan ve yeterli düzeyde atık su
giderleri bulunan yer kaplaması. Kafes şeklindeki taban malzemesi ve ayak destekleri
aside dayanıklı olmalı, takılma ve düşme tehlikesi yaratmayacak yapıda olmalıdır;
(b) elektrikli cihazlar ve malzemeler en azından nemli ve ıslak çevrenin
etkisinden korunmalıdır;
(c) zehirli gaz veya buhar çıkışı olan alanlarda havalandırma yapılmalıdır;
(d) kimyasal aşındırma odasında birşey yemek, içmek, sigara içmek
veya besin maddesi depolamak yasaklanmalıdır;
(e) personele düzenli olarak, en az yılda bir defa, tehlikeli işlemlerle
bağlantılı görevleri ve bu konuda alınacak önlemler konusunda eğitim verilmelidir;
(f) dökülen veya kullanım ömrü bitmiş sıvılar vakit geçirmeden
bol miktarda su kullanarak yıkanmalıdır;
(g) bir göz banyosu kullanıma hazır halde ilk yardım ekipmanının
arasında dikkati çekecek şekilde hazır tutulmalıdır. Banyonun yanında, kullanılan
nötrleştirici kimyasalların yedekleri de, kullanıma hazır şekilde bekletilmelidir;
(h) asitler ve baz yapılı kimyasallar, başka kimyasallarla karıştırmaya
imkan vermeyecek şekilde işaretlenmeli ve depolanmalıdır;
(i) aşındırmada kullanılan kimyasallar kapalı ambalajlarda taşınmalıdır;
(j) eldivenler, lastik botlar ve aside dayanıklı elbiseleri de içeren
koruyucu kıyafetler ve göz koruyucu önlemler kullanılmalıdır;
(k) katı halde olan bazlar ve kuru asitlerle iş yapmak için çağrılan
personel, bu işe uygun kürek ve maşaları kullanmaları konusunda uyarılmalıdır;
(l) banyoları ve kimyasal kaplarını doldurmak için sadece soğuk su
sağlanmalıdır, tecrübelere göre egzotermik reaksiyonlar yoluyla yüksek miktarlarda
ısı açığa çıkabilmektedir;
(m) bu yapıdaki işlerde, sadece yeterli derecede kalifiye olan ve bu
konuda eğitimli olan personel kullanılmalıdır.
Bir elektronik devre ünitesinin üretimi sırasında takip edilen süreçler
Şekil 5 te görülebilir. Şekilde üretiminin akış diyagramı verilmiş olan devre,
kart kenarında bağlantı terminalleri olan ve plastik bir kutu içine yerleştirilen bir
ünitedir. Devre şemasından bir baskılı devre tasarımı yapılarak bakıra işlenecek
desen ortaya çıkarılır, bu desen bir serigrafı şablonuna aktarılır, ve serigrafi
yoluyla bakır kaplanmış cam kumaşı takviyeli epoksi reçineden üretilmiş baskılı
devre plakalarına aktarılır. Serigrafi baskısında kullanılan boya, bir sonraki işlemde
gerçekleşecek kimyasal aşındırma işleminde kullanılan bakır klorür eriyiğine
dayanıklıdır; ve bu aşındırma işlemi sonunda istenmeyen bakır alanları yok olur.
Baskılı devre kartı yıkanır, ve kullanılacak çeşitli yapıda devre elemanlarına
ve kontaklara uygun olacak şekilde delikler ve boşluklar açılır, bakır üzerindeki
boya kaldırılır, ve devre bağlantıları kontrol edilir.
Devre elemanları bir otomatik montaj makinasında kart üzerine
eklenir (bazı özel parçaların elle montajı gerekli olabilir) ve lehimlenerek
yerlerine sabitleştirilir. Son olarak bütün devre cihaz kutusuna yerleştirilir, ve
denenir.
Deneme işlemi sırasında kazaların oluşma tehlikesi, bu işlemin
otomatik yapılmasından ve bütün devrenin yalıtkan bir kutu içine olması gerçeğinden
dolayı en aza indirgenmiştir. Elektronik endüstrisinde bu yapıdaki ünitelerin üretiminde
gerekli olan temizlik ve dikkat düzeyi, iş tehlikelerinden ve tehlikelerden oldukça
uzak bir çalışma ortamının garantisidir. Bütün üretim ekipmanının güvenilirliğini,
temizliğini ve denetimini garanti altına almak için gerekli olan büyük harcamalar,
uzun dönemler için sabit bir ürün kalitesinin sağlanması ve korunması için, iş
emniyeti ve işçi sağlığını koruyacak şekilde arttırılmalıdır. Tecrübeler göstermiştir
ki, elektronik taahhüt işlerinde, personelin bütün kalpleriyle katılarak ve devamlı
işbirliği içinde çalışmasını sağlamak için iyi bir endüstriyel sağlık
standardının sağlanması sonucunda, ürün kalitesi yüksek olmakta ve yetersizlikler
sonunda ortaya çıkan kayıplar en az düzeyde kalmaktadır.

Kaynak:
ILO Encyclopedia of occupational health and safety, 3. Ed., 19....?
|