Kentlerde Sağlık Hizmetlerinin Örgütlenmesi: Çok Sektörlü Yaklaşım

Sağlığı sadece sağlık hizmetlerine ulaşım olarak görmeyen, toplumsal, ruhsal, sosyal tam bir iyilik hali olarak tarif edersek, kentlerde sağlığın ve sağlık hizmetlerinin durumunun bir çalışma ile Türkiye’nin önüne konulması ancak TTB gibi çok büyük birikimi olan bir örgütün önüne iş olarak koyabileceği bir konudur. Son dönemlerde uygulanan sağlık politikalarının kentsel alanda sağlık kavramına olan negatif dönüştürücü etkisi kuşkusuz böylesi bir çalışmanın ihmal edemeyeceği başlıklardan biriydi. "Kentlerde Sağlık Hizmetlerinin Örgütlenmesi: Çok Sektörlü Yaklaşım" başlıklı yayın için tıklayınız... TTB Merkez Konseyi'nin önsözü aşağıda ilginize sunulmuştur. Günümüzde kapitalist üretim sürecinin etkilemediği herhangi bir yaşamsal alandan söz etmek mümkün değildir. Kapitalizm, özellikle 19. yüz yıl sanayi devrimi sonrası, milyonlarca insanı yerlerinden sökerek temel üretim mekanları olarak seçtiği kentlere doldurmuştur. O günden bu yana hızlı, çarpık kentleşme ve beraberinde getirdiği sorunlar tartışma gündemindedir. Ülkemizde de modernleşme ve batı ile entegrasyon ile birlikte 50’lı yıllar ile birlikte başlayan ve 70’li yıllarda doruğa çıkan kırdan kente kitlesel göçler yaşanmıştır. Kente gelenler şehrin varoşlarında yaşam mücadelesi verirken beraberinde pek çok sosyal tartışma başlamıştır. Gece kondular da sürdürülen yaşam aynı zamanda sağlık hizmeti gereksinimi de arttırmıştır. Bununla birlikte modern kentler ve buna uygun sağlık hizmetlerinin planlanması ve sunumu ise sürekli değişen bir ihtiyaç olarak durmaktadır. 1961 yılında önce kırsalda başlayan sağlık hizmetlerinde Sosyalleştirme dönemin olduk- ça ilerisinde ve halen dünyanın pek çok ülkesine örnek oluşturan özgün bir yaklaşımdı. Önüne konan türlü siyasi engellemelere ve ayak sürümelere karşın ülke halkı sosyalizasyona sahip çıkmıştır. Sağlık ocakları kamu yatırımlarının tümüyle dışında tutulmuş olmasına rağmen kentsel bölgede de halkın sağlık hizmetine en kolay eriştiği mekanlar olmuştur. Günümüzde ise aile hekimliği kandırmacası altında üstelikte sağlık ocaklarının en örgütlü oldukları illerde tabelaları indiriliyor. Hiçbir bilimsel gerekçesi olmayan tümüyle “ideolojik” bir yaklaşımla, sağlık hizmetlerinin piyasaya devri amacı doğrultusunda kapatılıyor sağlık ocakları. Yerine konan aile hekimliği ise kentsel alan dahil hiçbir sağlık sorununu çözmeyen ve son düzenlemelerle uygulanamayacağı artık Hükümet tarafından da anlaşılmış olan bir model. Sağlığı sadece sağlık hizmetlerine ulaşım olarak görmeyen, toplumsal, ruhsal, sosyal tam bir iyilik hali olarak tarif edersek, kentlerde sağlığın ve sağlık hizmetlerinin durumunun bir çalışma ile Türkiye’nin önüne konulması ancak TTB gibi çok büyük birikimi olan bir örgütün önüne iş olarak koyabileceği bir konudur. Son dönemlerde uygulanan sağlık politikalarının kentsel alanda sağlık kavramına olan negatif dönüştürücü etkisi kuşkusuz böylesi bir çalışmanın ihmal edemeyeceği başlıklardan biriydi. Bu değerli çalışmanın gerçekleşmesinde katkısı olan Feride Aksu, Muzaffer Eskiocak, Şevkat Bahar Özvarış, Işıl Ergin, Hatice Giray, Hakan Tüzün, Aslı Davas, Evin Aras, Cavit Işık Yavuz, Eriş Bilaloğlu, Nilay Etiler, Mehmet Zencir, TTB-HSK üyeleri ve tüm atölye katılımcılarına teşekkürü borç biliyoruz. Türkiye’nin 1960’lı yıllarda başlattığı sağlık hizmetlerinde insanı merkeze koyan yaklaşımın yerine 1980 sonrası konulmaya çalışılan piyasa merkezli yönelim etrafında kuşkusuz kentlerde sağlık hizmetleri sorunlarının tümüne birden yanıt üretilemez. Sorunun esas nedeni insanı bir maliyet unsuru olarak gören anlayıştır. Sağlık toplumsal bir olgu olduğuna göre bu alanda yaşanan sorunların nihai çözümü de ancak üretimin olduğu kadar üretim araç- larının ve ortaya çıkan ürünün tümünün toplumsallaşması ile olabilecektir. Bu çalışmanın TTB olarak uzun süredir içerisinde olduğumuz “Sağlık Hakkı” mücadelesine böylesi bir perspektif ile sunulmuş çok özel bir katkı olduğunu düşünüyoruz. TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ