Çocukların Tutuklu Yargılanmalarına Son Verilsin

31 Ekim 2021 itibariyle Türkiye hapishanelerinde 1.347 tutuklu çocuk bulunuyor. 566 hükümlü çocuğun ise cezaları, COVID-19 izniyle hapishane dışında infaz ediliyor. Tutuklu çocuklar, çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumlarında ya da yetişkin kapalı ceza infaz kurumlarının çocuk koğuşlarında tutulmaya devam ediyor.

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (BMÇHS), bir çocuğun tutuklanmasının başvurulacak en son yöntem olması ve bunun en kısa süreyle uygulanmasını devletlere bir yükümlülük olarak verirken Türkiye’de tutuklu çocukların sayısı, tüm zamanlarda hükümlü çocuklardan daha fazla olmuştur ve çocuklar, kimi suç tiplerinde veya kanun yollarına giden dosyalarda çok uzun süre tutuklu yargılamalarla karşılaşmaktadır.

Çocuk Koruma Kanunu, öngördüğü koruyucu ve destekleyici tedbirlerin suçla ilişkilenen çocuklar hakkında da uygulanmasını düzenler. Buna karşılık çocuklar, yeterli risk ve ihtiyaç analizi yapılmaksızın ve etkin tedbirler uygulanmaksızın tutuklanmaktadır. Bu da suçtan uzaklaşmalarının aksine bir sonuç doğurmaktadır. Onarıcı adalet, çocuklar için yerini cezalandırıcı adalete bırakmıştır.

Tutuklu çocukların aileleriyle ve dış dünyayla kurdukları sınırlı iletişim, hapishanede erişebildikleri sınırlı sosyal ve kültürel etkinlikler, eğitim-öğrenim ve sağlıklı gelişim hakkının önündeki engeller pandeminin getirdiği sınırlılıklarla eskisinden çok daha olumsuz koşullar yaratmaktadır. Çocuklar, bir yılı aşkın süredir bu olağan dışı tecrit şartlarında tutulmaktadır. Tecridin sonucu olarak tetiklenen şiddet ve bu şiddetin önlenmesi adına yapılan çalışmaların bağımsız izleme mekanizmaları tarafından denetlenemiyor olması, en büyük endişelerimizden biridir.

Pandemi döneminde hükümlü çocukların izinli sayılarak cezalarını denetimde -kurum dışında geçirmeleri, bu durumdan yararlandırılmayan tutuklu çocukların ceza almayı göze alarak haklarındaki yargılamanın bir an önce bitmesini istemelerine sebep olmaktadır; haklarındaki ceza kesinleştiğinde hükümlü sıfatıyla tahliye olabileceklerdir. Bunun anlamı, çocukların savunma haklarından vazgeçtikleri, bir diğer deyişle uygulamanın çocukların adil yargılanma haklarını ihlal ettiğidir.

Ceza adalet mevzuatı çocuklar için BMÇHS ve evrensel insan haklarını ihlal eden pek çok düzenlemeye sahipken günümüzdeki uygulama, bizi bu ihlallerin daha ağır boyutlarla yaşandığı sonucuna götürmektedir.

Çocuk tutukluluklarına son verilmesi, adalet sisteminin öncelikli meselelerinden biri olmalıdır! Tutuklama, bir cezalandırma aracı olarak çocukların karşısına çıkmaktadır. Hapishane koşullarından dolayı pek çok ek -sosyal hayattan uzaklaştırılma ve disiplin cezaları gibi- yaptırım da bu cezalandırmaya eklenmektedir. Çocukların duygusal ve fiziksel olarak sağlıklı gelişimlerinin sağlanabilmesi için hemen bugün harekete geçilmelidir.

Tutuklamanın başvurulması gereken son yöntem olduğu ve en kısa süreyle uygulanması gerektiğine dair bağlayıcı düzenlemelere uyularak tutuklu çocuklar, güvenli bir şekilde tahliye edilmeli ve haklarında koruyucu ve destekleyici tedbirler uygulanmalıdır.

Çocukların bir daha suçla ilişkilenmemesi için yaşamdan soyutlanarak hapsedilmeleri yerine aile ve sosyal hizmetler bakanlığı ve milli eğitim bakanlığıyla, sivil toplum örgütleriyle, alanda faaliyet gösteren meslek örgütleriyle ve elbette çocuklarla ortak çözümler aranmalı, çalışmalar yürütülmelidir.

Tahliyeleri tamamlanana kadar çocuklar, tecritin doğurduğu olumsuz etkilerden korunmalıdır. Ailelerine, arkadaşlarına, avukatlarına, sivil toplum örgütlerine, bağımsız denetim mekanizmalarına, eğitim ve oyun materyallerine, sağlıklı gıdaya ve sağlık birimlerine erişimlerinin önündeki engeller kaldırılmalı ve çocuklar buralara erişmeleri için desteklenmelidir.

Çocukların üstün yararı ve iyilik hali adalet sisteminin her aşamasında gözetilmeli, çocuk tutukluluklarına kalıcı olarak son verilmelidir. Tutuklama yerine risk ve ihtiyaçlara göre geliştirilecek adli kontrol uygulamaları ile çocukların korunması ve desteklenmesi sağlanmalıdır.

Hükümlü çocuklar için cezalandırıcı uygulamalar dışında hapsetmenin alternatifleri, salgın önlemlerinden sonra da asıl yöntem haline gelmelidir.

Bir çocuğu hapsetmenin onarıcı hiçbir yönü yoktur.

İmzacı Kurumlar (Alfabetik sırayla):

  1. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği
  2. Çocuk İşçiliğini İzleme ve Önleme Derneği
  3. Çocuk ve Bilgi Güvenliği Derneği
  4. Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi
  5. Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim
  6. Genç Düşünce Enstitüsü
  7. Görülmüştür Kolektifi
  8. Hak İnisiyatifi Derneği
  9. Halk Sağlığı Uzmanları Derneği
  10. İnsan Hakları Derneği Çocuk Hakları Komisyonu
  11. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
  12. İnsan Hakları Gündemi Derneği
  13. İzmir Barosu
  14. Özgürlüğünden Yoksun Gençlerle Dayanışma Derneği
  15. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği
  16. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi
  17. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
  18. Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İstanbul Şubesi
  19. Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği
  20. Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği
  21. Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu
  22. Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı
  23. Türkiye İnsan Hakları Vakfı