Meslektaşlarımızı Antidemokratik Uygulamalar Karşısında Mesleki Etik Değerlerine Sahip Çıkmaya Çağırıyoruz

Yerel seçimlerin ardından Hakkari ile başlayıp Esenyurt ile devam eden ve en son Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyum atanması, siyasi otoritenin kötüye kullanımıdır. Yargının araçsallaştırıldığı bu antidemokratik yöntemden derhal vazgeçilmeli, halkın iradesiyle seçilen belediye başkanları görevlerine iade edilmelidir. Haklarında devam eden yargı süreci dahi olsa, süreç tamamlanana dek masumiyet karinesi esas olup, seçilmişlerin görevlerinden alınarak yerlerine kayyum atanması halkın iradesine yönelik bir darbedir.

Tüm bu yaşanan antidemokratik uygulamalara karşı protesto amacıyla anayasal hak olarak gösteri ve yürüyüş yapan yurttaşlara yönelik şiddet ise asla kabul edilemez. Her koşulda mutlak yasak olan işkence ve kötü muameleyi pervasızca uygulayan, sokağa taşıyan, bu uygulama için emir veren kamu görevlileri hakkında derhal idari ve adli süreçlerin başlatılması adına siyasi iktidara çağrıda bulunuyoruz.

Öte yandan işkence ve kötü muameleye uğrayan insanların sağlık kurumlarındaki gözaltı muayeneleri esnasında meslektaşlarımızın hekimlik meslek uygulamalarının temelini oluşturan evrensel tıbbi etik ilkeler doğrultusunda davranmaları ve mesleki özerkliklerini korumaları, gözaltı giriş ve çıkışlarında tıbbi belgelemelerin Birleşmiş Milletler’in temel kılavuzu olan İstanbul Protokolü’ne[1] uygun yapılması gerektiğini tekrar hatırlatıyoruz.

Cenevre Bildirgesi’nde belirtildiği gibi; “Tehdit ediliyor olsam bile, tıbbi bilgilerimi, insan haklarını ve bireysel özgürlüklerini çiğnemek için kullanmayacağıma…”[2] şiarına sahip çıkan tüm meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha belirtmek isteriz.

Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu