Depremde Sağ Kalanları Salgınlar, Alt Solunum Yolu Hastalıkları Öldürecek!

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu (AHEK) Yürütme Kurulu, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin etkilediği bölgelerde yaşayan halkın temel ihtiyaçlarını ve sağlık ortamını konuşmak, birinci basamak sağlık hizmetlerinin durumunu görüşmek ve yapılacakları belirlemek amacıyla TTB Merkez Konseyi üyeleri ile deprem bölgelerinde bulunan ya da bulunmuş aile hekimlerinin katılımıyla 21 Şubat 2023 tarihinde çevrimiçi toplanmıştır.

Depremden en fazla etkilenen illerde hizmet veren ya da bölgeden yeni gelen aile hekimlerinin aktarımlarına göre deprem bölgelerindeki halkın temel ihtiyaçları il, ilçe ve köylere göre farklılık gösterse de; barınma, ısınma, yıkanma, tuvalet gibi hijyen ve birinci basamak sağlık ihtiyaçlarının, ruhsal destek gereksinimlerinin yeterli düzeyde karşılanmadığı anlaşılmaktadır.

Hatay merkez ve Samandağ ilçelerinde hiçbir aile sağlığı merkezi (ASM) çalışmamaktadır. 20 Şubat depremi ile bölgede faal hastane de kalmamıştır. Adıyaman’da merkez ilçede 4 ASM kısmen çalışmaktadır. Kahramanmaraş’ta merkez ilçede 7 ASM çalışmaktadır. Elbistan’da 2, Afşin ilçesinde 12 ASM çalışmaktadır. ASM’lerin deprem güvenlik çalışmaları tamamlanmış, kendileri de depremzede olan ebe, hemşire ve hekimler çalışmaya zorlanmaktadır.

Başta Hatay ve ilçelerinde, köylerinde halkın yukarıda belirtilen temel ihtiyaçları sınırlı düzeyde karşılansa da, Sağlık Bakanlığı’nın birinci basamak sağlık hizmetlerinin altyapısını kuramadığı, koruyucu sağlık hizmetlerini sunamadığı görülmektedir. Gönüllü kişi ve kuruluşların desteğiyle poliklinik ve ilaç temini gibi tedavi edici sağlık hizmetleri veren küçük çadır dispanserleri olsa da; birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerinin başta Hatay ve bağlı bölgelerde hiç sunulmadığı anlaşılmaktadır. Kahramanmaraş ve Adıyaman il merkezi ve ilçelerinde, Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde, Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde yetersiz, kısmen birkaç ASM üzerinden depremden 17 gün sonrasına sunulması, ihtiyaçların henüz tam olarak karşılanmaması çok üzücüdür.

Çadır kentlerin çoğunda sağlık birimi yoktur, var olanlarda da poliklinik hizmetlerine daralmış bir anlayış egemendir. Tüm etkilenen nüfusa yönelik koruyucu hizmetlere yönelik çalışma gözlenmemiştir. Oysa çadır kentlerde çadırların güncel olarak izlenerek durum tespiti yapılması (özellikle bulaşıcı hastalık vaka artışı ve hizmet gereksinimi saptama için), bebek-çocuk, gebe-lohusa izlemleri, bağışıklama çalışmaları, topuk kanı, kronik hastalık izlenimi, üreme sağlığı çalışmaları, çevre sağlığı vb. hizmetler deprem gerçeğinde sahaya çıkılarak verilmesi gereken hizmetlerdir.

Çadır kentler yanında, çadır kümelenmeleri ve ev önlerinde tek tek kurulan çadırlar nedeniyle mahalle ve köylerde saha hizmeti olağandışı koşullarda zorunludur. Bu hizmeti verecek diğer illerden deprem bölgesine gidecek gönüllü aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarıdır. Bunu erteleyen ya da uygulamayan her türlü müdahalenin de birinci basamak sağlık hizmetlerinde ciddi yetersizliklere yol açması kaçınılmazdır.

Depremin üzerinden 17 gün geçmesine rağmen aşağıda tespit ettiğimiz birinci basamak koruyucu sağlık hizmetleri verilememektedir.

  1. Bölgede temiz içme ve kullanma suyu halen sağlanamamıştır. Tuvalet, yıkanma, barınma, ısınma sorunları çözülememiştir.
  2. Rutin aşılama programı, çok az sayıda ve yeteriz olan, maalesef bina güvenliği olmayan ASM’lerde, çok az bir nüfusa yapılmaktadır.
  3. Yeni gebe tespiti, riskli gebe izlemi, gebe ve bebek izlemleri çok yetersizdir.
  4. Topuk kanı taramaları yapılamamaktadır.
  5. Tüberküloz hastalarının doğrudan gözlem tedavilerine dair çalışmalar yetersizdir.
  6. Yaygın ve farklı sağlık sorunları yaşayan depremzedelerin birinci basamak sağlık hizmetlerine ihtiyacı vardır ve bu karşılanamamaktadır.
  7. Depremzede halkın ve sağlık çalışanlarının güvenliği yeterli değildir.
  8. Ayrıca deprem bölgelerinden yakın illere ve bölgelere göç etmek zorunda kalan halkın da yeterli düzgün kaydı tutulmamaktadır.
     

Çağrımız ve Önerilerimiz Acildir

Hükümetin ve Sağlık Bakanlığı’nın, başta TTB ve ilgili meslek odaları, sendikalar, dernekler ile işbirliği içinde;

  1. Deprem bölgelerinde yaşayan halkın barınma, ısınma, temiz içme ve kullanma suyu, gıda, tuvalet, yıkanma gibi temel ihtiyaçları henüz ölümcül salgınlar ve hastalıklar olmadan tam olarak sağlanmalıdır.
  2. Deprem bölgelerinin tamamında yeterli düzeyde birinci basamak sağlık hizmetlerinin verilmesi için çabaların artırılmasını, hızlı davranılmasını; geçici barınma alanları ve kırsal bölgeler dahil halkımızın yaşadığı her yerde bebek, çocuk, gebe aşılma izlemlerinin yapılması, topuk kanı alınması, kronik hastalıkların devam eden tedavilerinin karşılanması dahil her türlü birinci basamak sağlık hizmeti verilmelidir.
  3. Çadır kentlerde çadırlar güncel olarak izlenerek özellikle bulaşıcı hastalık vaka artışı ve hizmet gereksinimleri saptanmalı; bebek-çocuk, gebe-lohusa izlemleri, bağışıklama çalışmaları, topuk kanı, kronik hastalık izlenimi, aile planlaması çalışmaları, çevre sağlığı hizmetleri deprem gerçeğinde sahaya çıkılarak verilmelidir.
  4. Çadır kümelenmeleri ve ev önlerinde kurulan çadırlarda yaşayan halka, mahalle ve köylerde yaşayan halka yerinde koruyucu sağlık hizmeti verilmelidir.
  5. Depremi yaşamış ve deprem bölgesinde çalışan aynı zamanda depremzede olan sağlık çalışanlarının göreve gelmeleri zorlanmamalıdır. Deprem bölgesinde diğer illerden rotasyonla sağlık çalışanlarının görevlendirilmesi için çabalar artırılmalıdır.
  6. Deprem bölgesinde çalışan sağlık çalışanlarının hak kaybına uğramaması kendilerine ve yakınlarına ailelerine gerekli yardımların tam olarak yapılmalıdır.
     

Deprem bölgelerinde halkımızın daha fazla zarar görmemesi için önerdiğimiz başta sağlık gereksinimi ve hizmetleri için, TTB’nin ve TTB AHEK’in var olan gücüyle her türlü desteğe ve dayanışmaya hazır olduğunu bildiriyoruz.

TTB ve TTB AHEK olarak ilk günden itibaren deprem bölgelerine ulaşarak halkımızın, meslektaşlarımızın, sağlık çalışanlarının yanında olduk. Deprem bölgelerinde dispanser açma, canla başla çalışan hekimlerimizin dinlenebileceği karavan ve konteynır sağlama, halkımızın temel ihtiyaçları için yardım toplayıp ulaştırma gibi çalışmalar yürüttük. Tanıklıklarımız ile görüş ve önerilerimizin hayata geçirilmesinde ısrar ettik. Halkımızı ve meslektaşlarımızı günlük bilgilendirerek çalışmalarımızı sürdürdük, sürdürüyoruz.

Deprem bölgesinde her şey normale dönene dek bulunacağımız sözümüzü yineliyor, takipte olacağımızı bildiriyor; bir kez daha halkımıza depremde yitirdiğimiz meslektaşlarımıza sağlık çalışanlarına ve acılı ailelerine başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu