COVID-19 Pandemisinin 5. Yılında Çıkarılması Gereken Dersler Düzenlenen Panel ile Ele Alındı

Türk Tabipleri Birliği (TTB), "Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün" başlıklı 14 Mart programı kapsamında "COVID-19 Pandemisinin 5. Yılında Ne Yaşadık? Ne Öğrendik?" panelini gerçekleştirdi.

11 Mart 2025 günü gerçekleştirilen ve iki bölümden oluşan panelin ilk bölümü TTB’de yapıldı. Kolaylaştırıcılığını TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap’ın üstlendiği ilk bölümünde Dr. Sinan Adıyaman, Dr. Vedat Bulut, Prof. Dr. Nejla Kurul ve Av. Özgür Erbaş konuşmacı olarak yer aldı.

İlk sözü COVID-19 hastalığının pandemi ilan edildiği ve Türkiye’deki ilk kesin tanının duyurulduğu 11 Mart 2020 tarihinde TTB Merkez Konseyi Başkanı olan Dr. Sinan Adıyman adı. “TTB Ne Yaptı?” başlıklı bölümde konuşan Adıyaman, TTB’nin salgının ilk anından itibaren dayanışma, bilimsel yaklaşım ve şeffaflığın önemini dile getirdiğini ve sadece eleştiren değil, aynı zamanda eksikleri tespit eden ve uyaran bir rol üstlendiğini söyledi. Salgının başında izleme, değerlendirme ve müdahale etme amacıyla TTB COVID-19 İzleme Kurulu’nun kurulduğunu ve kurulun Eylül 2020’ye kadar pandemi ile ilgili 6 adet çalışma raporu hazırlandığını anlatan Adıyaman, kamuoyu ve sağlık çalışanlarını bilgilendirmek amacıyla da bilimsel metin ve raporların paylaşıldığını aktardı. Türkiye’nin pandeminin başından beri veri paylaşımı konusunda uluslararası standartlara uygun bir çizgi izlemediğini belirten Adıyaman, salgının yönetimine dair Sağlık Bakanlığı ve hükümetin uyguladığı hatalı politikaları anlattı.

“TTB Ne Yaptı?” başlığı altında ikinci konuşmayı 2020-2024 TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Vedat Bulut yaptı. Pandemi nedeniyle 218 hekim ve 558 sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini söyleyen Bulut, yeni TTB yönetiminin sürdürdüğü pandemi çalışmalarından bahsetti. Pandeminin bininci yılında önemli bir panel yapıldığını ve uluslararası alanda çok sayıda sağlık yöneticisinin bu panelin çıktılarından faydalandığını aktaran Bulut, TTB’nin uluslararası çalışmalar, raporlar, pandemi bültenleri, bilgilendirici videolar ve akademik yayınlar gibi çalışmalar ile pandemiden korunma ve aşılama çalışmalarıyla ilgili kamuoyunu bilgilendirmeye devam ettiğini anlattı. Bulut, pandeminin Türkiye’de görülmesinin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen halen vaka ve ölüm sayılarının net olarak açıklanmadığını söyleyerek TTB’nin çalışmaları sonucunda Sağlık Bakanlığı’nın duyurduğu ölüm verilerinin 270 bin kadar üzerinde fazladan ölüm tespit edildiğini anımsattı.

Üçüncü olarak söz alan 2020-2023 Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, pandemiden en çok etkilenen alanlardan olan eğitimde neler yaşandığını anlattı. Pandemi döneminde TTB’nin çalışmalarını yakından izlediklerini dile getiren Kurul, COVID-19 gerekçesiyle 1,5 yıl boyunca okulların ve üniversitelerin kapatılmasının getirdiği sorunlara işaret etti. Okuldan ve sosyal ortamdan uzak kalan öğrencilerin bilişsel, duygusal ve zihinsel becerilerinin gerilediğini ve bunun etkilerinin devam ettiğini söyleyen Kurul, bu dönemde hane içi şiddet, çocuk işçiliği, erken evlilikler, çocuk istismarı gibi sorunların büyüdüğünü anlattı. Kurul, ayıca okullar açıldıktan sonra ise öğrenme kayıplarını telafi edecek çalışmaların yapılmadığını söyledi.

COVID-19 pandemisi sürecinde hukuk alanında yaşananları ise Av. Özgür Erbaş değerlendirdi. Erbaş, Türkiye'nin, pandemiye herhangi bir hazırlık yapmadan ve niteliksiz kanun metinleri yazan bir idare ile yakalandığını söyledi. Pandemi tedbirlerinin hangi kurum tarafından yürütüleceği konusunda büyük bir belirsizlik yaşandığını vurgulayan Erbaş, İçişleri Bakanlığı’nın genelge adı altında çeşitli metinlerle pandemiyi yönetmeye çalıştığını söyledi. Sağlık krizi nedeniyle insanların hayatını kaybettiği bir dönemde, tıbbi gerekliliklere dair somut adımlar atılmadan, yalnızca salgının ekonomik etkilerini hafifletmeye yönelik bir kanun yayımlandığını belirten Erbaş, buna karşılık, sağlık hizmetlerinin uygulanması, eğitim ve bireylerin sosyal açıdan korunmasına dair herhangi bir düzenleme yapılmadığını dile getirdi. Türkiye’de ölüm algısı konusunda bir aşınma olduğunu söyleyen Erbaş, “Deprem de dahil olmak üzere halen ölümüzü sayabilmiş değiliz. Birilerinin ölümünü umursamayabilecek, öldüğünde ise saymayabilecek kadar cinsiyetsiz bir yönetim anlayışının önüne nasıl geçileceğini hep beraber düşünmek lazım” ifadelerini kullandı.

Panelin ikinci bölümü ise akşam saatlerinde çevirimiçi olarak yapıldı ve TTB’nin sosyal medya hesaplarından yayımlandı. Kolaylaştırıcılığını TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Pınar Saip’in yaptığı bölümde KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Serap Şimşek-Yavuz, TORAKS Derneği Genel Başkan Yardımcısı Dr. Bahriye Oya İtil ve HASUDER Bulaşıcı Hastalılar Çalışma Grubu Yürütücüsü Dr. Tayyar Şaşmaz konuşmacı olarak yer aldı.

Pandeminin Türkiye’de ilk görüldüğü dönemde KLİMİK, TORAKS ve HASUDER’in üstlendiği rolün çok önemli olduğunu söyleyen Saip, hem derneklerin hem de hekimlerin özveri ile çalışarak halkı ve hekimleri bilgilendirici rehberler otaya koyduğunu anlattı. TTB’nin de izleme grubu oluşturarak pandemiye dair çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Saip, COVID-19 pandemisinin büyük dersler çıkarılması gereken bir dönem olduğunu dile getirdi.

Panelin “Gelecek Pandemi için Dersler” başlıklı bölümünde ilk sözü Dr. Oya İtil aldı. COVID-19’a dair ilk bilgilerin çok kısıtlı olduğunu, bilgi edinmek için kendilerine çok sayıda başvuru geldiğini söyleyen İtil, iletişim ve yardımlaşma grupları oluşturarak bu süreci ilerlettiklerini anlattı. Olası pandemilere karşı önlemlerin güncellenmesi ve geliştirilmesi, aşıya ve sağlık hizmetlerine erişimde fırsat eşitliğinin sağlanması, aşı tereddütlerinin giderilmesi gibi başlıklarda çalışmalar yapılması gerektiğini söyleyen İtil, COVID-19 gibi salgın hastalıklara karşı bilimsel uyarıların ciddiye alınması, ekosistemin korunması, kırılgan gruplara dair politikaların ele alınası, kapanmak durumunda kalan grupların ihtiyaçlarının karşılanması için planlamaların yapılması, aşı üretin tesislerinin güçlendirilmesi, planlamalarda meslek örgütleri ile işbirliği yapılması, okullarda gerekli önlemler alınarak eğitimin kesintiye uğratılmaması ve tüm süreçlerin şeffaf şekilde yürütülmesi gibi konulara dikkati çekti.

Dünya genelinde COVID-19 ile ilgili rehavet, tükenmişlik ve yok sayma gibi davranışlar olduğunu söyleyen Dr. Serap Şimşek-Yavuz, bu durumun pandemiden ders alma fırsatını kaçırma riski barındırdığını ifade etti. Önleme, hazırlık, tetikleyici unsuru yakalama, yanıt ve iyileşme/yeniden yapılanma yöntemleri ile pandemi döngüsüne karşı akılcı bir mücadele yürütülmesi gerektiğini belirten Şimşek-Yavuz, COVID-19’a karşı Türkiye’de yürütülen çalışmaları bu yöntem üzerinden örneklerle ele aldı. Şimşek-Yavuz’un pandemiden çıkarılması gereken derslere dair önerileri ise özetle şöyle oldu: İnfeksiyon hastalıkların yenildiği inancı yersiz ve solunum yolu virüslerinin milyonlarca insanı hızla öldürebilir; pandemik infeksiyonlar çok boyutlu bir felaket ve uzun süreli etkileri olabiliyor; salgınların uzun süreli etkilerini anlamak, kabul etmek ve ders çıkararak sonraki pandemilere hazırlıklı olmak bir zorunluluk; aşı çalışmaları ve klinik araştırmalar salgın öncesi dönemlerde de desteklenmeli; aşıya eşit ulaşım için ek çalışmalar yapılmalı; yanlış bilginin yayılmasının önüne geçilmeli; erken tanı için atık sularda incelemeler yapılmalı; verilerin şeffaf paylaşımı ve uluslararası işbirlikleri sağlanmalı.

Dr. Tayyar Şaşmaz ise küresel hareketliliğin artması nedeniyle COVID-19’un ilk vakasının görülmesinin ardından 57 günde tüm kıtalara yayıldığını anımsatarak yaşadığımız pandemiler yüzyılında pandemi ile mücadele konusunda uluslararası dayanışmanın bir zorunluluk olduğunu söyledi. Pandemi ile hastanelerde değil sahada mücadele edilmesi gerektiğini anlatan Şaşmaz, COVID-19 pandemisinden çıkarılması gereken dersler olarak şu başlıkları ele aldı: Uluslararası alanda dayanışma ve bilgi paylaşımı, aşı geliştirilmesi ve dağıtımında kamu ağırlığının sağlanması, aşı ve ilaçlara erişimde adalet, halk sağlığının ve sağlık çalışanlarının sağlığının öncelenmesi, eylem planlarının hazırlanması, pandemi yönetiminde toplumun katılımı ile yerel yönetimler ve meslek örgütleri ile işbirliğinin geliştirilmesi, aşı yatırımları, postcovid komplikasyonlarının izlenmesi ve pandemi sonrası değerlendirmeler.

Konuşmacıların sunumlarının ardından panel soru-cevap kısmı ile tamamlandı.