![]() |
![]() |
|
Çocuk Hakları sözleşmesine göre
18 yaşına kadar her birey çocuk sayılır. Çocuklar evrenin biyolojik potansiyelidir
ve bu nedenle de incinen, tahrip edilen veya yok edilen her çocukla birlikte bütün evrenin
acı çekmesi beklenir. Çocukların karar verme yetkileri yoktur ama savaş ve çatışmalardan en çok onlar etkilenir.
Henüz oluşmakta olan çocuk zihni acı ve dehşet uyaranlarının etkisiyle kalıcı
hasarlar alır. Çocuklar, savaşlardan ya
doğrudan etkilenerek ölmekte veya sakat kalmakta ya da, yoksulluk, göç, beslenme
yetersizliği, bulaşıcı hastalıkların artması, temel sağlık hizmetlerinin ve
temizlik alt yapısının çökmesi, okula gidememe, çocuk dünyasının kötüye kullanılması,
çocuk işçiliğinin ve çocuk suçlarının artması gibi savaşın dolaylı sonuçlarına
maruz kalır. En acısı ise geçen günlerde Gazze’de olduğu gibi çocukların korku
şoku sonucu ölmesidir. İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalinin en büyük
faturası da çocuklara çıkmaktadır. Filistin kaynaklarına göre, 29 Eylül 2000
tarihinden bu yana ikinci intifada öldürülen Filistinlilerin yüzde 45'ini çocuklar oluşturuyor. ABD’nin Irak’ı işgalinden sonra, UNICEF ve bir çok uluslar arası kuruluş Iraklı
çocuklara yardım etmeye çalışmakta, bununla birlikte savaş sonrası durumla ilgili
sağlıklı veri elde edilememektedir. Irak nüfusunun yarısını çocuklar oluşturmakta
ve UNICEF, işgal sonrası çocuklarda akut
beslenme bozukluğu sıklığının ikiye katlandığını (% 4’den % 7.7’ye çıkmış), 3000 toplum sağlığı ünitesinin çöktüğünü
bildirmektedir. Savaşın bir diğer ahlak dışı sonucu da savaş suçuna katılan ülke
yetkililerinin çocuklar üzerinden duygu sömürü yapması ve insanların vicdanlarını
etkilemek için çocukları kötüye kullanmasıdır. Bunun en tipik örneği 9 Nisan 2003
günü evinin tepesine düşen bir bomba ile hamile annesi dahil ailesinden 13 kişiyi ve
kollarını yitiren Bağdatlı Ali ile yine bir bombardımanda kız kardeşi ile birlikte
sol ayağını ve sağ elini yitiren Ahmet’in Kuveyt Sağlık bakanı tarafından Londra’ya
uğurlanırken tüm masraflarının karşılanacağının açıklanması idi. Savaş suçlusu ve çocuk katili ABD ile kol kola bir ülkenin sağlık
bakanının bu tutumu onun çocuk ölüleriyle kararmış vicdanını hiçbir zaman temize
çıkarmayacaktır. Amerikanın Irak’a saldırısı haksız ve
ahlak dışıdır. Irak’taki her ölümün
(Iraklı çocuklar kadar kendi askerlerinden de) sorumlusu onlardır. Bu nedenle
Amerikalı barış eylemcilerinin 11 Eylül 2003 günü Washington’daki Ulusal Basın
Kulübü’nde ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’e “Sizin dış politikanız yalanlara dayanıyor. Irak
savaşı adil değil, meşru değil ve Irak’ı işgal ahlaka aykırı. Askerlerimizi eve
geri getirin” şeklindeki seslenişlerinden sonra sordukları soruyu bizim de Irak’a
asker göndermeye çalışan ülkemiz yöneticilerine sormamız gerekir:“Hey Rumsfeld ! Bu gün kaç çocuk öldürdün?”. Elinizdeki
küçük kitapçık, hem bu soruyu yüksek sesle sormak hem de körleşen vicdanlara bir
kez de çocuk sesleriyle ulaşmak için hazırlandı. Umarız hala sözcüklerin bir
gücü vardır ve bu satırları okuyanlar ülkemizi “kötülük imparatorluğu”nun
taşeronu yapacak adımları atmaktan vazgeçerler.
|
||
|