Ücretlilerin gelirlerine uygulanan vergi oranına ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı

243/2010
19.02.2010 

TABİP ODASI BAŞKANLIĞI’NA

Konu :Ücretlilerin gelirlerine uygulanan vergi oranına ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı hakkında.

Bilindiği üzere 8.1.2010 tarih ve 27456 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 15.10.2009 tarih ve 2006/95 E. 2009/144 K. sayılı Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararıyla 193 sayılı Yasa’nın 5479 sayılı Yasa’yla değiştirilen 103. maddesinde yer alan tarifenin 40.000 YTL’den fazlasının 40.000 YTL’si için 9.190 YTL, ibaresinden sonra gelen “… fazlası % 35 oranında …” ibaresi, “ücret gelirleri” yönünden Anayasa’nın 2. ve 73. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiş; iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Odalarımızdan gelen talepler üzerine söz konusu karar Hukuk Büromuz tarafından aşağıdaki şekilde değerlendirilmiş; başvuru yapmak isteyen meslektaşlarımız için de başvuru dilekçesi hazırlanmıştır.

Bu Anayasa Mahkemesi kararıyla, yıllık geliri 40 bin liradan fazla olan ücretlilerin gelir vergisi ödemesinde uygulanan %35 oranı iptal edilmiştir. Her ne kadar, söz konusu iptal hükmünün 8.7.2010 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiş ise de Anayasa’ya aykırılığı saptanmış bir kuralın uygulamaya devam etmesi söz konusu olmayacağından anılan sürenin yasama organına verilmiş bir süre olduğu; vergi uygulamasında 40 bin liranın üzerindeki ücret gelirinde de %27 oranının uygulanması gereklidir.

İptal edilen yasa sebebiyle tahsil edilmiş olan verginin iade edilip edilmeyeceğine ilişkin hukuksal tartışma sürmektedir. Maliye Bakanlığı ve bu alanda çalışma yapan bir kısım kişiler Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümemesi sebebiyle herhangi bir iadenin söz konusu olmayacağını ifade etmektedir. Bu görüşün karşısında yer alanlar ise en azından Anayasa Mahkemesi kararının açıklandığı 15.10.2009 tarihinden 31.12.2009 tarihine kadarki dönemde %27 yerine  %35 gelir vergisi oranına tabi tutulanların aradaki farkı talep edebilecekleri görüşünü ileri sürmektedirler.

1999 yılında yürürlüğe konulmuş bulunan net aktif vergisinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinden sonra, ödenen vergilerin iadesi talepleri hakkında Danıştay olumsuz kararlar vermiştir. Bu kararlardan bir örnek de ektedir.

Bütün bu açıklamalara karşın, yıllık geliri 40 bin lirayı aşan ve bu sebeple %35 gelir vergisi oranına muhatap olanların gerekli düzeltmenin yapılması için Maliye Bakanlığına ya da bağlı bulunduğu Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne başvurması, olumsuz yanıt verilmesi ya da yanıt verilmeyerek 60 günlük sürenin geçirilmesi halinde izleyen 30 gün içinde Vergi Mahkemesine dava açmaları mümkündür. Bu yola başvurmak isteyen meslektaşlarımızın kullanabilmesi için başvuru dilekçesi örneği ektedir.

Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Saygılarımızla,
Dr.Eriş Bilaloğlu
TTB Merkez Konseyi
Genel Sekreter

Eki:

-Maliye Bakanlığına başvuru örneği

-Danıştay kararı


MALİYE BAKANLIĞI’NA
………..VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA

                                  

            Konu:Gelir vergisi farkının iadesi talebidir.

Bilindiği üzere 8.4.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5479 sayılı Yasa ile Gelir Vergisi Yasasında ücretlilerin elde edeceği gelirlere uygulanacak vergi oranları arttırılmıştır. Söz konusu düzenlemenin ücret gelirlerinin yıllık 40 bin liradan fazlasına %35 oranı üzerinden gelir vergisi tahakkuk ettirileceğine ilişkin hükmü Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş, iptal kararı 15.10.2009 tarihinde resmen açıklanmıştır. 8.1.2010 tarih ve 27456 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 15.10.2009 tarih ve 2006/95 E. 2009/144 K. sayılı Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararına göre 193 sayılı Yasa’nın 5479 sayılı Yasa’yla değiştirilen 103. maddesinde yer alan tarifenin 40.000 YTL’den fazlasının 40.000 YTL’si için 9.190 YTL, ibaresinden sonra gelen “… fazlası % 35 oranında …” ibaresi, “ücret gelirleri” yönünden Anayasa’nın 2. ve 73. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.

Her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı mevcut ise de anılan kararın açıklandığı 15.10.2009 tarihinden itibaren idarenin Anayasa’ya aykırı bir hükmü uygulayamayacağı Anayasa’da ifade edilen hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir.

Bu sebeplerle, 15.10.2009 tarihinden sonraki ücret gelirlerimin 40 bin liradan sonraki kısmının vergilendirilmesinde uygulanan %35 oranı yerine %27 oranı uygulanarak aradaki %8’lik farkı oluşturan tutarın tarafıma ödenmesini talep ederim.

Gelir vergisi mükellefi: (isim)

TC Kimlik no:

Çalıştığı kurum

Adres-telefon

T.C.
DANIŞTAY
3. DAİRE
E. 2000/254
K. 2001/1202
T. 5.4.2001
• VERGİLENDİRME İŞLEMİNİN KESİNLEŞMESİNDEN SONRA İŞLEMİN DAYANAĞI YASA HÜKMÜNÜN ANAYASA MAHKEMESİNCE İPTALİ ( Anayasa Mahkemesi İptal Kararlarının Geriye Yürümemesi - Kesinleşmiş Vergilendirme İşleminin İptal Edilemeyeceği )
• ANAYASA MAHKEMESİ İPTAL KARARININ GERİYE YÜRÜMEMESİ ( Vergilendirme İşlemi Sırasında Yürürlükte Bulunan İşlemin Dayanağı Kanun Hükmünün Sonradan İptal Edilmesinin İşlemi Geçersiz Kılmaması )
• MEVZUUDA HATA SEBEBİYLE DÜZELTME TALEBİNİN REDDİ GEREĞİ ( Vegilendirme İşleminin Kesinleşmesinden Sonra İşlemin Dayanağı Olan Yasa Hükmünün Anayasa Mahkemesince İptali - İptal Kararlarının Geriye Yürümemesi )
213/m.116,118/3
2709/m.153/5

ÖZET : Anayasa Mahkemesinin iptal kararları geriye yürümez. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı, kesinleşmiş hukuki durumların sonucunu ortadan kaldırmayacağı gibi, bu hususların yeniden ele alınıp incelenmesine de olanak sağlamayacağından, vergilendirme işleminin dayanağı olan kanun hükmünün sonradan Anayasa Mahkemesince iptali, açık olarak vergi konusu olmayan gelir üzerinden vergi istenmesi veya alınması anlamına gelmeyeceğinden, davacının iddialarının mevzuda hata olarak nitelendirilmesi sonucu, düzeltme isteminin reddi yolundaki işlemi iptal ederek fazladan tahsil edilen verginin ret ve iadesine karar veren mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

İstemin Özeti : Davacı şirket tarafından gayri safi hasılat esasına göre tahakkuk ettirilen net aktif vergisinin, Anayasa Mahkemesince, net aktif vergisinin konusunun 1993 yılı hesap dönemindeki gayrisafi hasılatın oluşturduğuna ilişkin bölümünün iptal edilmesi üzerine düzeltme yoluyla iadesi istemine Maliye Bakanlığınca cevap verilmemek suretiyle tesis olunan işleme karşı açılan davayı Danıştay Üçüncü Dairesince verilen bozma kararı üzerine yeniden inceleyerek; vergisi ihtilaflı dönemde davacının elde ettiği gayrisafi hasılat dikkate alınmak suretiyle tahakkuk ettirilen ve vergi dairesi makbuzlarının bir kısmı üzerine ihtirazi kayıt konulmak suretiyle ödenen ve vergi mahkemesi nezdinde uyuşmazlık konusu yapılmayan ...-lira tutarındaki net aktif vergisinin düzeltme hükümleri uyarınca ret ve iadesi için vergi dairesi müdürlüğüne yapılan başvurunun, 9.7.1997 tarihinde tebliğ edilen yazı ile reddedildiği, Maliye Bakanlığına yapılan şikayet başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddi yolunda tesis edilen işleme karşı 30 gün olan dava açma süresi içinde dava açıldığı, Anayasa Mahkemesinin 13.7.1995 gün ve E:1994/85, K:1995/32 sayılı kararı ile 3986 sayılı Kanunun, gayrisafi hasılat üzerinden net aktif vergisi alınmasına ilişkin hükmün Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edildiğinden, yükümlü şirketin gayrisafi hasılatı esas alınarak tahakkuk ettirilen net aktif vergisinde kanuna uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal ederek fazla tahakkuk ettirilen net aktif vergisinin ret ve iadesine karar veren ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının; verginin beyan edildiği dönemde yürürlükte bulunan ve daha sonra Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bir karar ile bu kararın yayımlandığı tarihten itibaren ortadan kaldırılan hükümlere uygun olarak beyan edilen vergi yönünden bu verginin haksız alınmasının söz konusu olmadığı, dolayısıyla bir vergi hatasından söz edilemeyeceği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi Berent Araslı'nın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Savcı Nurten Karaçay'ın Düşüncesi : Uyuşmazlık, davacı şirketin beyanı üzerine tahakkuk ettirilerek ödenen net aktif vergisinin hesaplanmasına esas alınan Yasa maddesi hükmünün Anayasa mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle düzeltme yoluyla iadesi istemine Maliye Bakanlığınca cevap verilmemek suretiyle tesis edilen olumsuz işleme ilişkindir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu Kanunun 116. maddesinde, vergi hatası vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenilmesi ve alınması olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 118. maddesinin 3. bendinde de açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenilmesi veya alınması mevzuda hata olarak kabul edilmiştir.

Olayda, davacı şirketin 7.7.1994 tarihli beyannamesi üzerinden gayri safi hasılat esasına göre ... net aktif vergisi tahakkuk ettirildiği, Kurumlar vergisi mükellefleri için net aktif vergisinin konusunun 1993 yılı hesap dönemindeki gayrisafi hasılatını teşkil etmesine ilişkin bölümünün Anayasa Mahkemesinin 13.7.1995 tarih ve E:1994/85, K:1995/32 sayılı kararıyla iptal edilmesi üzerine, fazladan ödenen verginin düzeltme yoluyla iadesi yolundaki 5.8.1997 tarihli başvurunun Maliye Bakanlığınca cevap verilmemek suretiyle tesis edilen olumsuz işleme karşı açılan davanın mahkemece kabul edilerek işlemin iptal edildiği anlaşılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 153. maddesinin 5. fıkrasında Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceği hükme bağlanmıştır.

Bu durumda davanın esasını teşkil eden vergilendirme işleminin dayanağı olan kanun hükmünün işlem tarihinde yürürlükte bulunduğu ve vergilendirme işleminin de yürürlükte olan mevzuata uygun olarak yapıldığında kuşku bulunmamaktadır. Vergilendirme işleminin dayanağı olan yasa maddesi hükmünün sonradan Anayasa Mahkemesince iptali açık olarak vergi konusu olmayan gelir üzerinden vergi istenilmesi veya alınması anlamına gelmeyeceğinden "mevzuda" hata olarak nitelendirilmesi sonucu düzeltme isteminin reddi yolundaki işlemi iptal eden vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile temyize konu vergi mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 153'üncü maddesinin 5'inci fıkrasında, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği hükmüne yer verilmiştir. Davanın esasını teşkil eden vergilendirme işleminin dayanağı olan 3986 sayılı Kanunun, net aktif vergisine ilişkin hükmünün işlem tarihinde yürürlükte bulunduğu ve vergilendirme işleminin de yürürlükte olan mevzuata uygun olarak yapıldığı açıktır. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı, kesinleşmiş hukuki durumların sonucunu ortadan kaldırmayacağı gibi, bu hususların yeniden ele alınıp incelenmesine de olanak sağlamayacağından, vergilendirme işleminin dayanağı olan kanun hükmünün sonradan Anayasa Mahkemesince iptali, açık olarak vergi konusu olmayan gelir üzerinden vergi istenmesi veya alınması anlamına gelmeyeceğinden, davacının iddialarının mevzuda hata olarak nitelendirilmesi sonucu, düzeltme isteminin reddi yolundaki işlemi iptal ederek fazladan tahsil edilen verginin ret ve iadesine karar veren mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının bozulmasına, 5.4.2001 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, temyiz konusu vergi mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği görüşü ile karara katılmıyorum.