Afiliasyon Kervanına Edirne de Katılıyor

Edirne Tabip Odası, “Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Sağlık Bakanlığı Hastanesi ile protokol yapması” konusunun ele alındığı bir panel düzenledi.

27 Ağustos 2014 tarihinde düzenlenen Afiliasyon Paneli’ne, TTB 2. Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel ve TTB Eski Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan katıldı.

Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu’nun yönettiği ve yaklaşık 75 hekimin katıldığı panelde Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Edirne Devlet Hastanesi çalışanlarıyla Edirne Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. İlhan Açıkgöz de yer aldı.

TTB 2. Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, panelde yaptığı sunumda; şirketleşen üniversitelere, piyasalaşan sağlık ortamına ve birlikte kullanım protokol örneklerine değindi ve tıp fakültelerinin kaçınılmaz bir başarısızlığa sürüklendiğine dikkat çekti.

Marmara örneğinin farklı bir model olduğunu, hastanenin sübvanse edildiğini dile getiren Tükel,  Katip Çelebi örneğinden yola çıkarak ciddi sorunlarla karşı karşıya gelindiğini belirtti. Bu modelle; dekan, başhekim, genel sekreter ve hastane yöneticisi olmak üzere 4 başlı bir yönetim modeliyle karşı karşıya kalındığını ve bunun da çatışmalara yol açtığını söyleyen Tükel, bu modelin iş barışını, ekip anlayışı içinde birlikte çalışma isteğini ortadan kaldırdığını ifade etti. Tükel; yine bu modelle eğitim hizmet dengesinin ortadan kalktığını, Marmara protokolünde; eğitimin hizmeti aksatması durumlarında bunun disiplin suçuna yol açacağının açık olarak protokol maddeleri arasına konduğunu anlattı.

Konuşmasında, Torba Yasa Tasarısı’yla Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) adıyla Sağlık Bakanlığı'nın yönetiminde paralel bir yükseköğretim kurumu yapılanması oluşturulduğuna değinen Tükel, bu yeni düzenlemenin; kamusal kaynak kullanarak ve kamudan para aktararak, mali ayrıcalıklar tanınmış ulusal ve uluslararası şirketler aracılığıyla, sağlık alanının en yüksek karlılığı sağlayacak şekilde dönüştürülme sürecinin bir parçası olduğunu bildirdi.

TÜSEB’in aynı zamanda üniversitelerin girişimcilik adı altında şirketleştirilmesi sürecinin sağlık alanındaki bir üst aşaması olduğunu belirten Tükel, içinde TÜSEB'in yanı sıra Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin de yer aldığı bu yeni yapılanmayla yükseköğretim kurumlarında bilim özgürlüğü ve akademik özerkliğin tümüyle ortadan kaldırılacağını söyledi.  Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi ‘ne 1875 akademik kadronun açılacağını ve bu kadrolara kimin atanacağına Sağlık Bakanı’nın başkanlığındaki Mütevelli Heyeti’nin karar vereceğini anlatan Tükel, bunun da zaten sorunlu olan nitelikli tıp ve uzmanlık eğitimi üzerinde olumsuz etkiler yaratacağına dikkat çekti.

Farklı bir fakültesinin mümkün olduğunu söyleyen Tükel, Sağlıkta Dönüşüm Programı’na dur demek için birleşik mücadele çağrısında bulundu.

TTB Eski Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan ise konuşmasında hem Marmara örneğine hem de tıp fakültelerindeki nitelik düşüşüne dikkat çekerek, böyle giderse tıp eğitimin büyük yara alacağını ifade etti. Tıp ve bilimde özerkliğin yok edildiğine değinen Aktan, yayın sayısının artmasına rağmen bilimsel üretimde hala çok gerilerde kaldığımızı söyledi.

Üniversite çalışanları ise panelde aldıkları sözlerde; ortak kullanıma karşı olduklarını dile getirerek, yardımcı sağlık personeli ve altyapı eksikliklerine değindiler. Bunların düzeltilmesiyle hastanenin gelir gider dengesinin düzeleceğini belirten üniversite çalışanları afilasyona gerek olmadığını söylediler. Devlet hastanesi çalışanları ise afiliasyon ile iş yüklerinin artacağı, öğretim üyesi baskısı altında olacakları ve döner sermaye gelirlerinin azalacağı görüşünü katılımcılarla paylaştılar. Edirne Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. İlhan Açıkgöz ise söz alarak protokolün henüz imzalanmadığını ve amaçlarının üniversite hastanesini daha iyi yönetmek ve Edirne halkına daha iyi sağlık hizmeti vermek olduğunu savundu.

Toplantıda dile getirilen diğer tespitler ise şöyle: “Üniversite hastanelerinin içine sokulduğu borç batağından çıkmanın sihirli formülü gibi sunulan birlikte kullanım protokolü kervanına Ankara, İzmir, İstanbul, Adıyaman, Amasya, Bolu, Çorum, Ordu, Rize, Sakarya, Kütahya, Muğla, Ordu, Sakarya, Kırşehir ve Erzincan’dan sonra Edirne’de 18. il olarak katılıyor.

En son Bolu’da imzalanan protokolden sonra şimdi sıra Edirne’ye geldi. 400 bin nüfuslu Edirne’de 1000 yataklı üniversite ve 450 yataklı devlet hastanesi var. Bu günlerde üniversite hastanesinin borçlarının 50 milyon liralara çıktığı söyleniyor. Biraz bu nedenle biraz da üniversitenin daha iyi yönetilmesi gerekçesiyle üniversite hastanesinin yönetimi bir protokolle Edirne Kamu Hastanesi Genel Sekreterliği’ne devredilmek isteniyor.