Ortadoğu: Yine Katliam, Yine Sivillere, Sağlıkçılara ve Hastanelere Saldırı

İsrail’in Gazze’ye yönelik hava saldırıları, Filistin’de sağlık hizmetlerini felç etti. 8 Temmuz Salı gecesi sayısı 50’yi aşan hava bombardımanı sonucu en az 12 Filistinli hayatını kaybederken, aralarında kadın ve çocukların olduğu, 25’ten fazlası ağır olmak üzere 80’den fazla kişinin yaralandığı bilgisi medyada yer aldı. Son 5 günde İsrail saldırılarında 20’nin üzerinde çocuk olmak üzere 70’in üzerinde sivilin öldüğü ifade ediliyor. Hava saldırıları sonucu hedef haline gelen sağlık merkezlerinin de hasar görmesiyle birlikte, ülkede temel tıbbi ilaç ve malzemelerin %30’unun tükenmiş olduğu bildiriliyor. Hastanelerde yakıt yokluğundan jeneratörler de çalışmıyor.

Öte yandan Suriye’de, Rojova Bölgesi’nde, Irak’ta IŞİD çetelerinin vahşi saldırıları bitmek bilmiyor. Musul’da konsoloslukta rehin alınan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 49 yurttaşımızın durumunu bilemiyoruz. Kobani kentinde sivillerin üzerine ağır silahlarla saldırılar düzenlendiği, su kaynaklarının çetecilerin eline geçtiği, kitlesel ölümlerin kapıda olduğu haberleri var. Irak’ta Bağdat’a kadar dayanan çetelerin vahşi cinayetler işledikleri bildiriliyor. Üstelik Irak’ta kimyasal silahların IŞİD’in eline geçtiği gibi korkunç bir haber de mevcut. Ülkemiz de dahil tüm Ortadoğu kitlesel katliamların tehdidi altında.

Başlı başına insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak değerlendirilebilecek bu savaş ortamında bir de sağlık hizmetleri ve sağlık personelinin hedef alınması hiç bir hukuk ile izah edilemez. Çatışmalar sonucu yaralanan insanların sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılması ağır bir insanlık suçudur ve uluslararası hukuka aykırıdır. Savaşın toplum sağlığı üzerindeki etkisi gerek kısa vadede gerekse uzun vadede son derece yıkıcı sonuçlar doğurmaktadır.  Zaten kendisi insan yaşamı için en büyük tehditlerden biri olan savaşın, sağlık hizmetlerini hedef alması ise insanlık dışıdır. Yaşatmak üzerine kurulu bir mesleği icra eden hekimler olarak her zaman ve her platformda olduğu gibi şimdi de yaşamdan ve barıştan yana durmaktayız.

Başta kadınlar, yaşlılar ve çocuklar olmak üzere Ortadoğu halklarının üzerinde yıkıcı sonuçları olan bu saldırılara bir an önce son verilmelidir. Sağlık hizmetlerinin ve insani ihtiyaçların kesintisiz bir şekilde sunulabilmesi için gerekli ortam sağlanmalı ve bu ortamın korunması garanti altına alınmalıdır.

Türk Tabipleri Birliği

Merkez Konseyi