Kaymakamın Ayağına Gitmeyen Doktordan Savunma İstenmesi Protesto Edildi

Şırnak’ta eşi hastalanan kaymakamın nöbetçi doktoru eve çağırması ve acil serviste tek olduğu için bu isteği kabul etmeyen doktordan savunma istenmesi Şırnak Tabip Odası tarafından yapılan basın açıklaması ile protesto edildi. 

Şırnak Halk Sağlığı Müdürlüğü önünde 6 Şubat 2014 tarihinde yapılan basın açıklamasına TTB Merkez Konseyi Üyesi Zülfikar Cebe de katıldı. Basın açıklamasında aile hekimi Mehmet Zeki Türe'nin Halk Sağlığı Müdürlüğü’nce cezalandırılmasına tepki gösterildi.

Şırnak Tabip Odası Başkanı Azad Karagöz yaptığı açıklamada, "Güçlükonak ilçesinde hekim arkadaşımız yerel idare amiriyle yaşadığı problemin akabinde Şırnak Halk Sağlığı Müdürlüğünün direktif ve talimatıyla ciddi bir baskı görmüştür" dedi.

TTB Merkez Konseyi Üyesi Zülfikar Cebe ise yaptığı konuşmada;  meslektaşlarına yönelik uygulamaların mobing olduğunu vurgulayarak, “Yerel idareciler ve ülkeyi yönetenler bu zorlu coğrafyada iyi hekimlik yapmaya çalışan meslektaşlarımıza halk adına şükran duygularını ifade etmek ve meslektaşlarımızın çalışma koşullarını düzeltmek yerine ucube aile hekimliği kuralları ile adeta hekimleri terbiye etmeye çalışmaktadırlar” dedi.

TTB olarak, ülkenin her yerinde iyi hekimlik kavgası veren meslektaşlarının yanında olmaya devam edeceklerini belirten Cebe şunları söyledi: “TTB olarak yıllardır ifade ettiğimiz gibi iş güvencemizi yönetenlerin keyfi uygulamalarına teslim eden ve güvencesiz bir çalışma biçimi olan aile hekimliği sistemi uygulanabilir ve ülke gerçekliğine uygun bir model değildir. Bu sistemden vazgeçilmeli ve halkın sağlık ihtiyaçlarına cevap olabilecek toplumcu modeller geliştirilmelidir. Hekimler olarak her gün artan şiddet ve angaryalar nedeniyle mutsuz ve gelecek kaygısı içindeyiz. Halkımız da bilsin ki sağlıklı ve güvenli olmayan bu koşullar altında iyi sağlık hizmeti sunulamaz.  Babaların çocuklarının cenazesini çuvala koyarak sırtında taşıdığı, Roboski gerçekliğinin apaçık ortada durduğu acılarla yoğrulmuş bu coğrafyada; her türlü zorluğa karşı iyi hekimlik mücadelesi veren sağlık emekçilerini tekrar kutluyorum.”

 

Basın Açıklaması

Değerli basın mensupları, değerli sağlık emekçileri;

Hepinizin bildiği gibi bundan yaklaşık bir ay önce Güçlükonak’ta bir hekim arkadaşımızın yerel idare amiriyle yaşadığı problemin akabinde Şırnak Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün direktif ve talimatıyla arkadaşımız ciddi bir baskı görmüştür. Arkadaşımız sıkı denetimlere maruz kalmış, tutanaklar tutulmuştur. Tüm bunlara rağmen hekim arkadaşımız işinin başında kalmaya hastalarını tedavi etmeye koruyucu hekimlik görevlerini icra etmeye devam etmiştir. Güçlükonak yerelinde yaşanan sıkıntı taraflar arasında halledilmiş olmasına rağmen bundan vazife çıkaran Şırnak Halk Sağlığı Müdürlüğü yetkilileri kraldan çok kralcılık yapıp, hekim arkadaşımızı sözleşmesinin fesh edilmesi için 115 ceza puanı ile cezalandırmıştır. Aile hekimliği sisteminde bildiğiniz gibi 2 sene içinde 100 ceza puanı almak sözleşme feshi demektir.

Bu puanla cezalandırma sistemi ülke genelinde ve yerelimizde sürekli tehdit aracı olarak kullanılıp zaten stresli ve ağır olan sağlık mesleğini daha da yapılamaz hale getirmektedir. Hastalarımıza düzgün bir psikolojiyle hizmet vermemiz ve tam bir mesleki bağımsızlık içerisinde çalışmamız engellenmektedir.

Bugün hekim arkadaşımızın sözleşme feshine giden yolda yemiş olduğu ceza puanlarından bir sebep hekim arkadaşımızın bir- iki tane gebeyi kaydetmemiş olması. Sisteme göre her ay bütün üreme çağındaki kadınlar ev ev köy köy dolaşılıp hamile olup olmadıklarının sorulması böyle bir mahremiyetin yok sayılması gerekmektedir. Böyle yapılmaya çalışılan bir kaç yerde de durumun medyaya yansımış olduğu haliyle çok ciddi aile dramlarına ve skandallarına yol açtığını hatırlatmakta fayda görüyoruz. Kaldı ki yerelimizde bu oldukça mahrem bir durumdur ve böyle bir tespiti yüzde yüz yapmak imkansızdır. Bu durumu yerel sağlık yöneticilerimizden daha iyi kimsenin bilmediğini gayet iyi biliyoruz. Kaldı ki aile hekimliği sözleşmesinde bu durumun ceza puanı gerektirdiği ile ilgili bir tanımlama olmadığı gibi, bu mesele ülkenin değişik yerlerinde defalarca mahkemelere yansımış ve mahkeme kararlarının tamamı ceza olmayacağı yönünde yani hekimlerin lehine sonuçlanmıştır. Buna rağmen hala yöneticiler kendilerini hukuktan üstün görüp keyfi olarak bu şekilde ceza verebiliyor.

Diğer sebepler ise ASM tabelasıyla ilgili problem ve teknolojik tıpta tedavülden kalkan ve nerdeyse hiç bir aile hekimini kullanmadığı diapozon seti denen basit aletin olmaması.

Yani hekim arkadaşımızın sözleşmesinin fesh edilme yoluna girilmesinin sebebi ne ASM’sine giden bir hastanın tedavisini yapmaması ne bir aşıyı yapmaması ne de hekimlik görevini yerine getirirken yapmış olduğu etik dışı bir davranış.

Biz aslında bu cezaların sebebinin yukarıda saydığım sebepler olmadığını bunların sadece bunu resmi bir kılıfa uydurmak için bahaneler olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bunun sağlık yöneticileri tarafından birilerine şirin görünmek için yapıldığını gayet iyi biliyoruz.

Buradan bütün sağlık yöneticilerine sesleniyoruz: Artık sağlık emekçileri üzerinde uyguladığınız baskılara son verin. Mesleki bağımsızlığımızdan elinizi çekin. Bizi yükselmek için basacağınız basamaklar olarak görmekten vazgeçin. Biz asla sizin istediğiniz şekilde siyasi ve kariyer kaygılarınıza göre değil tıp deontolojisine göre, Hipokrat’a göre, Nusret Fişek’lerden, Ata Soyer’lerden öğrendiğimiz şekilde ve vicdanımız rahat olacak şekilde yapmaya devam edeceğiz.