Emniyetin Gezi'de Gözünü Kaybedenlerin Listesini İstemesinin Nedeni Ortaya Çıktı!

31 Mayıs günü Gezi olaylarında gözünü kaybeden Çağdaş Küçükbattal, tedavisi devam ederken, yeni ameliyat gününün belirleneceği hafta polis tarafından gözaltına alındı.

Konuyla ilgili İstanbul Tabip Odası tarafından basın açıklaması yapıldı.

 

BASIN AÇIKLAMASI

Gezi parkına sahip çıkanlara karşı polis şiddetinin en net göstergelerinden biri Çağdaş Küçükbattal’ın yaralanmasıdır. Gezi parkına çadır kuran ve parkı korumak isteyen gençlere karşı polisin tutumunun başta hoşgörülü olduğu, sonradan “radikalleştiği” için polisin sertleştiğine dair “tevatürlerin” ne kadar anlamsız olduğunu Çağdaş Küçükbattal’ın yaralanma biçimi, yarasının niteliği ve şimdiki tıbbi durumu çok iyi özetlemektedir.

26 yaşındaki Çağdaş Küçükbattal,  31 Mayıs günü demokratik hakkını kullanarak Gezi parkına sahip çıkmış ve eylemlerin ilk günü doğrudan yüzüne isabet eden polis gaz fişeğinin yarattığı travma sonucunda sağ gözünü kaybetmiştir. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göz Kliniğinde tedavi altına alınan, iki kez ameliyat edilen ve çok kısmi bir ilerleme umuduyla bu hafta yeniden 3. ameliyatı planlanacak olan Çağdaş Küçükbattal henüz tedavisi tamamlanmadan ve hiçbir gerekçe gösterilmeden dün evinden gözaltına alınmış durumdadır.

Geçen ay Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Türk Tabipleri Birliği’nden Gezi sürecinde gözünü kaybedenlerin listesini istemesi, TTB’nin “hastaların güvenliklerini tehlikeye sokacağı, tedavi süreçlerini engelleyebileceği ve etik olmayacağı” gerekçesiyle isimleri vermeyeceğini açıklaması malum medya çevrelerince TTB’ye karşı bir “güvensizlik yaratma ve itibarsızlaştırma” kampanyasına dönüştürülmüştü. Şimdi Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ve “malum medya organlarına” soruyoruz: Çağdaş Küçükbattal örneğinde olduğu gibi, gözünü yitirenlerin isimlerini istemenizin nedeni onları gözaltına almak, tutuklatmak ve tedavi süreçlerini engellemek midir?

Hasta haklarını, hukuku, etik değerleri bir yana bırakalım… Bu ülkede “vicdan” diye bir şey de mi kalmadı?

Çağdaş Küçükbattal’a yönelik, öncelikle insanların yaşam hakkının ve sonrasında tedavi olma hakkının engellenmesi olarak değerlendirdiğimiz bu tutumu kınıyoruz. Polis şiddeti sonucu gözünü kaybeden Çağdaş Küçükbattal’ın yine polisin bu gözaltısı sonrasında gecikecek ya da yapılamayacak olan ameliyatı nedeniyle son umudunun da yok edilmesini kabullenemiyoruz.

Son dört ayını hastane, ameliyat, pansuman ve kontrollerle geçiren Çağdaş Küçükbattal’ın tedavi sürecinin aksatılmamasını, 3. ameliyatının ivedilikle yapılmasına olanak verilmesini ve hasta hakkı ihlaline son verilmesini istiyoruz.