TTB Başkanlar Toplantısı Değerlendirme ve Kararları

1075/2010
27.07.2010

TABİP ODASI BAŞKANLIĞI’NA

24 Temmuz 2010 tarihinde yapılan TTB Başkanlar Toplantısı’nın toplantı divanınca yazılarak Merkez Konseyine iletilen tutanaktan yararlanılarak hazırlanan TTB Başkanlar Toplantısı değerlendirme ve kararları ektedir. (Ek:1)

Ayrıca Başkanlar Toplantısı kararı çerçevesinde yapılacak basın açıklaması için hazırlanan taslak metin de ilişiktedir. (Ek:2)

Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Saygılarımızla,

Dr. Eriş Bilaloğlu
TTB Merkez Konseyi
Başkanı

 

EK:1

TTB BAŞKANLAR TOPLANTISI (24 Temmuz 2010)

  1. “Tam gün Yasası” ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin bilgi aktarımı, yapılanların paylaşılması, hukuksal değerlendirme, olası gelişmeler ve tutumumuzun belirlenmesi,
    gündemi ile bir araya gelinmiş ve
  2. Zorunlu Mesleki Sorumluluk Sigortası ile ilgili bilgi aktarımı ve değerlendirme,
  3. TBMM’de 23.07.2010 günü kabul edilen Torba Yasanın değerlendirilmesi,
  4. Referandum süreci,

başlıklarının eklenmesi ile toplantı yapılmıştır.

  1. “Tam gün Yasası” ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin bilgi aktarımı, yapılanların paylaşılması, hukuksal değerlendirme, olası gelişmeler ve tutumumuzun belirlenmesi:
  • “Tam gün Yasası” Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın bir parçasıdır. TTB’nin bu yasaya ilişkin yürüttüğü çabalar bu bütün içerisinde ele alınmalı, gözden geçirilmeli ve değerlendirilmelidir.
  • TTB’nin “tam gün Yasası”na karşı oluş gerekçesi nettir: Bu yasa piyasacı bir sistemde hekim iş gücü piyasası düzenlemesidir ve hekim emeğini ucuzlaştırma ve güvencesizleştirmedir.
  • Sağlık Bakanı’nın Anayasa Mahkemesi kararı ile birlikte hekimlere yönelik (suçlayan, hedef gösteren vb.) söylem ve tutumları büyük bir tepkiye yol açmıştır. Bu nedenle 29 Temmuz 2010 Perşembe günü Saat:12.00’da her tabip odası tarafından uygun görülen bir hastanede hekimlerin katılımıyla kitlesel bir basın açıklaması yapılmalıdır. Açıklamada tam gün ile ilgili TTB görüşü paylaşılmalı ve Sağlık Bakanı’nın bu süreçteki tutumu protesto edilmelidir.
  • Hekimlerce “Sağlık Bakanı’nın hekimleri kamuoyu/hastalar nezdinde küçük düşürücü söylemleri nedeniyle tabip odalarınca disiplin soruşturması açılması” başvuruları tabip odası yönetim kurullarınca değerlendirilmelidir.
  • TTB Merkez Konseyi, Yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptali sonrası ortaya çıkan durumu TTB değerleri ışığında bütün yönleriyle ele almak,  gerekli hazırlıkları yapmak için  (Sağlık Bakanlığı’nda performans sisteminin akıbeti ve yerine öneri hazırlanması, “TTB Tam Süre Yasa Tasarısı”nın gözden geçirilerek iletilmesi vd.) geniş katılımlı bir toplantı düzenlemeyi değerlendirmelidir.
  • TTB/tabip odaları bu süreçte hekimlerin önerilerini almalı, önümüzdeki sürecin hep birlikte yürütülebilmesi için toplum sağlığı merkezinde çalışan pratisyen hekimden öğretim üyesine, kurum hekiminden 112 hekimine, asistan hekimden mecburi hizmetteki hekime (…) her düzeyde ilişkiyi güçlendirmeli, hekimlerin “her zaman çalabilecekleri bir kapı” olarak çalışmalarını kuvvetlendirmelidir.
  • Merkez Konseyi Sağlık Bakanlığı, Hazine Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın ilgili birimi ve sigorta şirketleri ile irtibat halinde süreci yakından izlemekte, hekimler adına en avantajlı sonuca varılması için değerlendirmelerini sürdürmekte ve resmi web sayfası aracılığıyla duyurmaktadır (son duyuru 23 Temmuz 2010).
  • Zorunlu Mesleki Sorumluluk Sigortası ile ilgili yasal düzenlemeye karşın, bu sigortayı yapabilecek alt yapıya sahip hiçbir sigorta şirketinin henüz mevcut değildir.
  • Sigorta poliçelerinin hali hazırda mevcut olmadığı, hekimlerin sigorta poliçelerini değerlendirip seçim yapmasına olanak sağlayan bir süre bulunmadığı dikkate alındığında; 30 Temmuz 2010 tarihinde sigorta yaptırma zorunluluğunun başlatılması, sigorta yaptırmayanlara ceza verilmesi hukuken mümkün değildir.
  • Merkez Konseyi, sigorta şirketleri ile yaptığı görüşmelerle en uygun sigorta poliçesini belirleyip duyurana kadar hekimlerin sigorta yaptırmamalarını önermektedir. (Bu konuda ayrıntılı bir açıklama en geç 30 Temmuz 2010 tarihi itibariyle Merkez Konseyi tarafından tabip odalarına iletilecektir).
  • Hükümet; ülkemizin “yüksek işsizlik, kayıt dışı ve güvencesiz çalışma, yoksulluk ve gelir dağılımı bozukluğu” ile dünya ligindeki liderliğini “iş kazaları ve meslek hastalıkları” alanında da korumak hatta geliştirmek istemektedir.
  1. Zorunlu Mesleki Sorumluluk Sigortası ile ilgili bilgi aktarımı ve değerlendirme:
  1. TBMM’de 23.07.2010 günü kabul edilen Torba Yasanın değerlendirilmesi:

Bu nedenledir ki 2003 yılından bu güne sürdürdüğü “iş sağlığı ve işgüvenliği alanını piyasalaştıran, taşeronlaştıran, çalışma hayatını kuralsızlaştıran, emeği ucuzlatan politikaları doğrultusunda bu alanda onlarca yıldır devam eden TTB ve TMMOB gibi meslek örgütlerinin düzenleyici, denetleyici rolünü ve varlığını ortadan kaldırmaya yönelik ısrarlı tutumunu aksi yöndeki birden çok mahkeme kararına rağmen (daha önce çıkardığı yönetmelik, yönergeler mahkemelerce iptal edilmiştir.) torba yasa ile devam ettirmektedir.

  • Torba Yasadaki yeni düzenlemeler ile hükümet bu alandaki yetkilendirme, eğitim ve ücretleri kendi tekeline almaya çalışmaktadır. Yapılan yeni düzenlemeler ile bir taraftan işçi sağlığı alanındaki eğitimler bir kez daha özel sektöre rant alanı haline getirilmekte (dershane işletmek biçiminde açılmakta); ortak işyeri sağlık birimi adı altında işyeri hekimliği hizmetleri taşeronlaştırılarak bir yandan da hekim emeği sömürüsü ve işçilerin sağlık hizmetine erişimle ilgili sorunları artırılmaktadır.
  • Merkez Konseyi bu yasanın yürürlüğe girmemesi için Cumhurbaşkanı’ndan bir randevu alarak Yasa ile ilgili kaygılarımızı açıklamalıdır.
  • Merkez Konseyi ivedi olarak hazırlayacağı hukuksal değerlendirmeyi Anayasa Mahkemesine götürülmesi talebiyle ana muhalefet partisine iletmelidir.
  • Tabip odaları gelinen durumu üyelerine ayrıntılarıyla anlatmalı ve milletvekilleriyle paylaşmalıdır.
  • Merkez Konseyi (24.07.2010 tarihinde yapılan “işçi sağlığı işyeri hekimliği kol” toplantısında da kararlaştırıldığı gibi) Torba Yasa ile ilgili yürütülecek mücadele için Yasa öncesi bir araya gelerek düzenleme ile ilgili görüşlerini kamuoyu ile paylaşmış olan KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin birlikte yürüttükleri mücadeleyi daha geniş bir toplumsal muhalefet düzlemine taşımak için çaba harcamalıdır.

Son gündemde yer alan referandum konusu, toplantının başlangıçta belirlenen süreden daha fazla sürmesi ve bazı başkanların toplantıdan ayrılmak zorunda kalması nedeniyle görüşülememiştir. Başkanlar Kurulu bu konunun önemli olduğunu düşünmekte ve TTB Merkez Konseyi’nin referandum öncesinde düzenleyeceği ilk toplantıda bu konunun gündeme alınarak tartışılmasını sağlamasını beklemektedir.

 

EK:2

29.07.2010

Basın Açıklaması

“SAYIN” SAĞLIK BAKANI’NI,

DOKTORLARA YÖNELİK SEVGİSİZ, HÜRMETSİZ, DEĞERBİLMEZ ÜSLUP VE TUTUMUNDAN VAZGEÇMEYE DAVET EDİYORUZ!

Tuzu kuru doktorlar.

"Neden bir üniversite öğretim üyesi, bir anabilim dalı başkanı ’muayenehanem olacak’ der? O anabilim dalı başkanlığını muayenehanesi için bir şekilde kullanıyor da ondan.”

“Bir şef doktora Tabipler Birliği’nin dediği gibi sekiz bin lira verirsem çalışmazlar.”

“TTB sağlık hizmetlerinin paralı olmasını savunuyor.“

“TTB tarih önünde hesap verecektir.”

Bu sözler; “Sayın” Sağlık Bakanı Dr. Recep Akdağ’ın, “Tam Gün Yasası” tartışmaları sırasında kamuoyunda sık sık kullandığı ifadelerden sadece bazıları.

Öncelikle;

Bu ifadelerin (ve Sayın Başbakan’ın “Bana da kartvizit verdiniz. Beni de muayenehanenize çağırdınız.”  şeklindeki sözlerinin) meslektaşlarımız arasında büyük bir tepkiye yol açtığını belirtiyoruz.

Ve devamla…

“Sayın” Sağlık Bakanı’na hatırlatırız;

“Tam Gün” Yasası, hiçbir şekilde, hem kamuda hem muayenehanelerinde çalışan 4.500 hekimle sınırlı değildir. Bütün hekimleri ilgilendiren bir işgücü piyasası düzenlemesidir.

“Sayın” Sağlık Bakanı’na hatırlatırız;

TTB’nin, tabip odalarının ve hekimlerin karşı çıktığı; tam süre çalışma değildir. Bir yandan sağlık alanının özelleştirilme kapsamına alınması, diğer yandan, tam da bu nedenle, hekim emeğinin ucuzlatılması, hekimlerin düşük ücretlerle ve güvencesiz çalışmaya zorlanmasıdır.

“Sayın” Sağlık Bakanı’na hatırlatırız;

Her bir muayene için 15 TL “katılım payı” ödeten, özel hastanelere giden sigortalılara yüzde 70, yüzde yüz “ilave ücret” zorunluluğu getiren; TTB değil, Hükümet olmuştur.

“Sayın” Sağlık Bakanı’na hatırlatırız;

Eğer amacı ucuz popülizm yapmak, doktorlara “vurarak” oy toplamak değil de, gerçekten vatandaşın yararını düşünmekse; TTB’nin her zaman ve açık sözlülükle savunduğu gibi bütün sağlık hizmetlerinin ücretsiz olmasını sağlamalıdır.

“Sayın” Sağlık Bakanı’na hatırlatırız;

Biz hekimler “doktorları ağaca bağlayın, kaçmasınlar” diyen cuntacıları da, “bu doktorların gözü doymaz” diyen siyasetçileri de hatırlıyoruz. Ama hiçbirinin bu ülkenin sağlık sorunlarını çözdüğünü hatırlamıyoruz.

“Sayın” Sağlık Bakanı’na hatırlatırız;

Hiç kimsenin, hiçbir bahaneyle; bu ülkenin insanlarına sağlık hizmeti sunmak için fedakârca çaba gösteren hekimlik gibi saygın ve değerli bir mesleğin mensuplarına saygısızlık yapmaya hakkı yoktur.

“Sayın” Sağlık Bakanı’na hatırlatırız;

Hekimlere yönelik her türlü küçük düşürücü ifade; hastalarla aramızdaki güven ilişkisini tahrip etmekte, sağlıkta yaşanan sorunların faturasının hekimler olduğu algısına yol açmakta ve bizlere, hemen her gün polikliniklerde, acil servislerde, hastane koridorlarında şiddet olarak geri dönmektedir.

Bu nedenlerle…

“Sayın” Sağlık Bakanı’nı;

Sevgisiz, hürmetsiz, değerbilmez üslup ve tutumundan vazgeçmeye ve doktorlara karşı saygılı olmaya davet ediyoruz.

 

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ                                                             TABİP ODASI