Sağlık Hakkı İçin Toplanan İmzalar Sağlık Bakanlığı'na İletildi

altAralarında Türk Tabipleri Birliği’nin de (TTB) bulunduğu sağlık meslek örgütleri, 22 Mayıs 2013 tarihinden bu yana Türkiye’nin her yerinde, talepleri ve sağlık hakkı için topladıkları imzaları Sağlık Bakanlığı’na ilettiler.

Konu ile ilgili, TTB (Türk Tabipleri Birliği), TDB (Türk Dişhekimleri Birliği), SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası), DEV SAĞLIK İŞ (Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası), THD (Türk Hemşireler Derneği), Türk Ebeler Derneği, TÜM RAD DER (Tüm Radyoloji Teknisyenleri/Teknikerleri Derneği), SHUD (Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği), Türk Psikologlar Derneği, TMRT DER (Türk Medikal Radyoteknoloji Teknisyenleri Derneği) ve SÖZSEN (Sağlık Çalışanlarının Sözü Sendikası) tarafından 27 Haziran günü Sağlık Bakanlığı önünde bir basın açıklaması yapıldı ve toplanan imzalar Sağlık Bakanlığı’na verildi.

Basın açıklaması metni, tüm katılımcı sağlık meslek örgütleri adına SES Genel Başkanı Çetin Erdolu tarafından okundu.

BASIN AÇIKLAMASI

(27 Haziran 2013)

SAĞLIĞI HAK OLMAKTAN ÇIKARAN,

ÇALIŞANLARI GÜVENCESİZLEŞTİREREK KÖLELEŞTİREN,

TAŞERON ÇALIŞMAYI YAYGINLAŞTIRAN SAĞLIK SİSTEMİNE;

 “SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMINA KARŞI MÜCADELEMİZ KARARLI BİÇİMDE DEVAM EDİYOR…….!

Sağlık Hizmeti"nin tüm aşamalarında birlikte çalışanlar olarak; hekiminden/diş hekiminden hemşiresine-ebesine, sağlık teknisyeni/teknikerinden idari personele, biyologundan psikologuna, radyoloji teknisyeni/teknikerine, laborantına, diyetisyenine, Sosyal Hizmet Uzmanına, Fizyoterapistine, Tıbbi sekreterine... Taşeron, sözleşmeli, kadrolu çalışma ayırımı olmaksızın, yıllardır dillendirdiğimiz, mücadelesini verdiğimiz taleplerimize yönelik düzenlemeler için adım atılmadı, bu düzenlemelerle ilgili olarak bizlerle, sağlık alanındaki Emek ve Meslek örgütleriyle iletişim kurulmadı, oluşturduğumuz görüşler görmezden gelindi, sesimiz duyulmadı. Halkın sağlık hakkı, sağlık hizmetine engelsiz ulaşması ve çalışanların nitelikli sağlık hizmeti vermeleri açısından zorunlu olan düzenlemeler konusunda hiçbir düzenleme yapılmadı. Bunlar yetmiyormuş gibi, çalışanları daha da güvencesizleştirecek, hizmet alanlara yeni katkı-katılım payı ve ilave ücretler getirecek düzenlemeler sürüyor.

Bizler; Sağlık alanındaki Emek ve Meslek Örgütleri olarak

  • 5 Ocak 2013 günü Türkiye’nin dört bir yanından gelen temsilcilerle “Türkiye Büyük Sağlık Meclisi” toplantısı yaptık, çalışanların sorunlarını ve halkın sağlık hizmetine erişimi ile ilgili engelleri belirledik, kamuoyuyla paylaştık, görülmedi-duyulmadı.
  • Türkiye’nin her yanında “Bölge Sağlık Meclisleri” toplantıları yaptık; Trabzon’dan İzmir’e, İstanbul’dan Diyarbakır’a, Denizli’den Adana’ya-Mersin’e, Gaziantep’ten Bursa’ya, Van’a…. Kadar sağlık çalışanları ve halkın temsilcileriyle bir araya geldik, sorunlarını paylaştık, kamuoyuna açıkladık, görülmedi, duyulmadı.
  • 14 Mart 2013 Tıp Haftası’nda “14 Mart’ta 14 Talep” diyerek Sağlık alanındaki karmaşanın çözümü için Türkiye’nin her yanında beyaz yürüyüşler yaptık, görülmedi, duyulmadı.
  • Sağlık Çalışanları olarak her gün şiddete maruz kaldık. 17 Nisan 2013 günü sağlıkta şiddeti doğuran ve besleyen nedenlere karşı, sağlık çalışanlarına yönelik şiddete karşı bir günlük G(ö)REV’deydik, görülmedi, duyulmadı.
  • 4 ve 5 Haziran 2013 günleri hizmet üretiminden gelen gücümüzü taleplerimiz ve Taksim Gezi Parkı Direnişi’ni desteklemek üzere kullandık, yine görülmedi, duyulmadı.

Görmeyenlere, duymayanlara inat mücadelemiz sürüyor, sürecek……..!

 

TALEPLERİMİZ:

1. Sağlıkta Dönüşüm Programı, bu programın uygulamaları ve en son uygulamaya geçirilen Kamu Hastane Birlikleri sürecinde gerek birlik içinde yer alan hastaneler arası, gerekse birlik dışına geçici ve kalıcı görevlendirmeler yaşanmaktadır. Aile Sağlığı Merkezlerinde görevli çalışanlar, hekim, hemşire ve ebeler hastanelerde görevlendiriliyor, esas görevlerine ek olarak nöbet tutmak zorunda bırakılmaktadır. Çalışanlar nerede çalışacaklarıyla ilgili olarak sürekli belirsizlik içindedir. "İş ve İşyeri güvencesi" kalmamıştır. Tüm sağlık çalışanları olarak bu güvencemizin sağlanmasını istiyoruz.

2. Performansa göre çalışma sağlık hizmetinin niteliğini alabildiğine düşürmüş, çalışanları baskısı altına almıştır. Bu yetmiyormuş gibi, performansa göre yapılan ek ödemelerin "ödeme güvencesi" ortadan kalkmıştır. Kaldı ki bu ödemeler emekliliğe yansımamakta, gelecek güvencesi sağlamamaktadır. Bizler, “performans yerine, emekliliğe yansıyacak, ödeme güvencesi olan ücret”, ücretlerimizin vergi dilimi ile erimesine son verilmesini istiyoruz.

3. Özellikle Kamu Hastane Birlikleri uygulaması sürecinde daha da artan iş yoğunluğu, eksik kadro ile hizmet vermek zorunda kalmamız, 56-65 saate varan haftalık mesailere neden olmakta, bizleri esnek-kuralsız, görev tanımı dışında çalışmak zorunda bırakmaktadır. Nitelikli bir sağlık hizmeti için eksik kadroların tamamlanması, görev tanımı dışında, esnek-kuralsız ve insan yaşamıyla bağdaşmayan, angaryaya varan çalışma biçimine son verilmelidir. Sağlıkta "taşeron" olmaz, taşeron çalıştırma biçimi ve güvencesiz çalışma terk edilsin istiyoruz.

4. Özel Sağlık kurumlarındaki sağlık çalışanları hem iş, hem ücret güvencesinden yoksun, günde 12 saate varan sürelerle kölece çalıştırılmaktadır. Özel Sağlık Kurumlarındaki Sağlık Çalışanlarının iş ve gelir güvencesinin sağlanması, Sendikalar, Meslek Örgütü ve Derneklerinin bu konuda taraf olmasını istiyoruz.

5.  Sağlık Haktır ve herkesin sağlık hizmetine engelsiz erişimi sağlanmalıdır. Oysa;  sağlık hizmetine erişimin önünde birçok bürokratik engel dışında, Genel Sağlık Sigortası Primi"nden, her kademede ödenmesi zorunlu katkı-katılım payı ve ilave ücretler gibi parasal engeller mevcuttur. Bu engeller ve nitelikli bir sağlık hizmetine ulaşamama, hizmeti alamayanlarla sağlık çalışanlarını karşı karşıya getirmekte, bize şiddet olarak yansımaktadır. Sağlık hizmetine ulaşmanın önündeki parasal engellerin, katkı-katılım payı ve ilave ücretlerin kaldırılmasını istiyoruz.

Bir ayı aşkın süredir Türkiye’nin her yanında bu taleplerimiz için çalışanlara, sağlık hakkı için de halka sorduk, imzalarını topladık. Şimdi bu imzaları, başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, bizi  görmezden gelen, duymayan yöneticilere veriyor, gereği yerine getirilsin istiyoruz.

Bilinmelidir ki, bu konuda adım atılmaması halinde  görmeyenlere, duymayanlara inat mücadelemiz, Gezi Direnişi ruhu ve ondan aldığı güçle,  daha örgütlü ve daha kararlı biçimde sürecektir.

TTB (Türk Tabipleri Birliği)

TDB (Türk Dişhekimleri Birliği)

SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası)

DEV SAĞLIK İŞ (Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası)

THD (Türk Hemşireler Derneği)

Türk Ebeler Derneği

TÜMRAD-DER (Tüm Radyoloji Teknisyenleri/Teknikerleri Derneği)

SHUD (Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği)

Türk Psikologlar Derneği

TMRT DER (Türk Medikal Radyoteknoloji Teknisyenleri Derneği)

SÖZSEN (Sağlık Çalışanlarının Sözü Sendikası)

 


alt