Ölümün değil yaşamın galip gelmesi için, sorunun değil çözümün bir parçası olalım

altDİSK, KESK, TMMOB ve TTB açlık grevleri ile ilgili olarak bugün (3 Kasım 2012) TTB"de ortak bir basın toplantısı düzenlediler. Basın toplantısında, KESK Başkanı Lami Özgen, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, DİSK Genel Başkan Yardımcısı Metin Ebetürk ile TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Gülriz Erişgen ve TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Arzu Erbilici katıldılar. Ortak basın metnini TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Gülriz Erişgen okudu. 

 

03.11.2012

Basın Açıklaması                         

ÖLÜMÜN DEĞİL YAŞAMIN GALİP GELMESİ İÇİN

SORUNUN DEĞİL ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI OLALIM

Cezaevlerinde başlayan açlık grevlerinin 53. gününe geldiğimiz bugün, artan ölüm riskleri karşısında hepimiz kaygı duymaktayız.

Bilindiği gibi 1980 yılından bu yana Türkiye cezaevlerinde 144 kişi açlık grevleri ve ölüm oruçları nedeni ile yaşamını yitirmiştir. Bu durum toplumun vicdanında derin yaralar açmış, ülkemizin insan hakları karnesine kara bir leke olarak geçmiştir. Yaşanan sorunlarla bugünkü açlık grevlerinin de 1982-2007 yılları arasında olduğu gibi ölümlerle sonuçlanma riski yüksektir.

Söz konusu olan insan yaşamıdır ve geçmişte yaşadığımız acıların tekrarlanmaması için herkes sorumlulukla davranmalıdır.

Öncelikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Ekim Resepsiyonu’nda ve daha sonrasında söylediği “Aç kalan falan yok, herkes her şeyi yiyor” şeklindeki sözleri fevkalâde vahim bulduğumuzu belirtmek istiyoruz. Açlık grevlerine bu tür yaklaşımların sorunu çözmediğini, tam tersine çözüm ihtimallerini de ortadan kaldırıp açlık grevlerinin yaygınlaşmasına ve sonuçta ölümlere ve kalıcı sakatlıklara yol açtığını geçmişteki acı tecrübelerimizden biliyoruz.

Öte yandan, Türk Tabipleri Birliği’nin oluşturacağı tıbbi izlem heyetlerinin cezaevlerine girebilmesi için Adalet Bakanlığı’na yaptığı başvuruya hâlâ bir cevap verilmemiş olması da endişelerimizi arttırıyor.

Açlık grevleri siyasi ve insani taleplerle yapılmaktadır. 21. Yüzyıl dünyasında siyasi ve insani taleplerin, yine siyasi ve insani diyaloglarla çözümlenmesi yerine sorunu ifade eden insanları ölüme sürüklemek veya sürüklenmesine seyirci kalmak, onarılması imkansız derin yaralar açacaktır. Bu nedenle, niteliğini siyasi ve insani taleplerin belirlediği açlık grevlerinin diyalog yöntemi ile çözülmesi en doğru yaklaşım olacaktır.

Şüphesiz ki hepimizi derinden endişelendiren bu sürecin tek bir can kaybı olmadan sonlanmasının insani ve vicdani sorumluluğu hepimizin omuzlarındadır.

Bizler de emek ve meslek örgütleri olarak bu sorumluluğumuzu yerine getirmek istiyoruz. Bu amaçla, 2 Kasım 2012 günü Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve Sayın Adalet Bakanı’ndan randevu talebinde bulunduk, talebimize bir an önce cevap verilmesini bekliyoruz.

Bütün kamuoyunu; ölümün değil yaşamın galip gelmesi için sorunun değil çözümün bir parçası olmaya, çözüm için hep birlikte davranmaya çağırıyoruz.

            DEVRİMCİ İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU

KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU

TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ