Hekimler barış için yürüdü

İstanbul, Ankara ve Adana’dan yola çıkan hekimler Diyarbakır’da “Hekimler Barış İstiyor” sloganıyla bir yürüyüş gerçekleştirdi.

İstanbul, Ankara ve Bölge Tabip odalarının aktivisti olan hekimler önce Diyarbakır'da Dağkapı Meydanı’nda biraraya geldiler. Burada, eski İstanbul Tabip Odası Başkanlarından Prof. Dr. Taner Gören etkinliğin amacını ve önemini anlattı.  

Ardından, TTB Merkez Konseyi üyeleri Dr. Hüseyin Demirdizen, Dr. Şeyhmus Gökalp ve İstanbul, Ankara ve Diyarbakır Tabip Odaları temsilcilerinden oluşan bir heyet merhum Dr. Abdullah Biroğul'un ailesine ziyaret etti. 

Ziyaretin ardından, Silvan İlçe Devlet Hastanesi’nde buluşan sağlıkçılar, hastanede çalışan ve nöbette olan sağlıkçılarla görüştüler.

Sağlıkçılar buradan, Silvan 4 No’lu Aile Sağlığı Merkezi’ne yürüdüler ve burada basın açıklaması yapıldı.
 

06.09.2015

BASIN AÇIKLAMASI

ABDULLAH'IN, EYÜP'ÜN ÖLDÜRÜLMEDİĞİ,

AYLAN'LARIN SAHİLLERE VURMADIĞI BİR DÜNYA İSTİYORUZ!!!

Bizler insan ve insanlığa adanmayı iş edinmiş sağlık çalışanları olarak, doğaya, insana ve insanlığa zarar veren ve verecek olan savaşı reddediyoruz ve BARIŞ istiyoruz...

Biz savaş istemiyoruz... Çünkü;

Savaş öldürür, biz yaşatırız; savaş sakat bırakır, biz iyileştiririz; savaş hasta eder, biz tedavi ederiz.

Savaş ruh ve bedenen yaralar, biz ruh ve beden bütünlüğü için yaşarız. Savaş hep güçten beslenir, biz mağdur için yaşarız.

Ey savaş severler, ey savaş çığırtkanları; siz saniyelerle milyonları yok etmek isteyebilirsiniz. Biz tek bir insanı yaşatmaya bir ömür harcarız. Bütün savaşların tarihi kirlidir, bütün savaşçıların tarihi insanlık utancıyla eşdeğerdir.

Sağlık çalışanları olarak; ülkede fiilen başlamış ve yok edici yanı gün geçtikçe artan savaşa hep beraber ve hep bir ağızdan “Hayır!” diyoruz. Savaşsız bir dünya varlık sebebimizdir. Varlık nedenimize yönelen her şeye karşı tarafız... Bizleri taraf olarak görenler bilsin ki biz tarafız. Üstüne basa basa söylüyor ve haykırıyoruz: ''Evet Biz Savaşa Karşı Tarafız!''

Hekimler ve sağlık çalışanları olarak; çocuklarımızı ve torunlarımızı gömecek dünya değil, çocuklarımızın, torunlarımızın bizleri gömeceği bir dünya istiyoruz.

Biz sağlıkçılar nasıl insanlarız  bilir misiniz? Kendine iş olanağı olmayan bir dünya için çalışırız. Hiç bir insanın bize ihtiyacı olmaması için yaşarız. Her şeyin ve herkesin normal olduğu koşullarda bize ihtiyaç yoktur. Ve bunun için buradayız, bize ihtiyaç duyulmayan bir ortam için bugün buradayız... Hekimlik mesleğinin insanlık tarihi boyunca gelişen ve bugün bize yüklenen misyonu görevi ve sorumluluğu gereği buradayız...

Maalesef  yine bugün bize en fazla ihtiyaç duyulduğu için de buradayız...

Savaşlar en çokta bize ihtiyaç duyar... Biz bizlere ihtiyaç olmasın diye buradayız... Biz savaş değil barış olsun diye buradayız... Hiçbir insanın kim olursa olsun ölmemesi için buradayız...

Bugün  başka sebepler için de buradayız...

Baskı görüyoruz, tehdit ediliyoruz, sürgün ediliyoruz ve öldürülüyoruz...

Öldürülen Dr. Abdullah Biroğul için,

Öldürülen Eyüp Ergen için,

Silvan'da araçları yakılan, saldırıya uğrayan sağlık kuruluşu için,

Silopi’de, Cizre'de ve en son Dersim’de darp edilen, hakarete uğrayan, tehdit edilen hekimler ve sağlık çalışanları için buradayız...

Ulusal ve uluslararası  hukuk kuralları yok sayıldığı için ve hekimlerin kafasına silah dayandığı için;

Hastaneler ve sağlık kurumları basıldığı için;

Ağrı Tabip Odası Başkanımız Dr. Ulaş Yılmaz ve 12 Kamu çalışanına görevden el çektirildiği için buradayız.

Yani insanlık suçlarından olan savaş  ve savaş koşulları olduğu için buradayız...

Savaşa karşı çıkmak ve barışı egemen kılmak için buradayız...

Nihai karar verici erk olmadığımızı bilerek buradayız...

Ve başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bu savaşları sonlandırma erkine sahip olanlara sesleniyoruz...

Barışı buzdolabından çıkarmanızı ve savaşı insanlık tarihinin çöplüğüne göndermenizi istiyoruz...

Barış ve kardeşliğin hüküm sürdüğü bir ülke istiyoruz...

Göçmenlerin, evsizlerin, yoksulların olmadığı,

Sokaklarda dilenen çocukların olmadığı,

Sağlıksız koşullarda vatansız ve yurtsuz koşullarda yitip giden insanların olmadığı,

Denizlerde hayatları sonlanan mültecilerin olmadığı,

Çocukların, kadınların acı çekmediği, ölmediği 

Ve...

AYLAN'ların  GALİP'lerin  ve REYHAN'ların  sahillere vurmadığı, insanların insanca ve kardeşçe yaşadığı bir dünya istiyoruz...

Ey muktedirler sizce çok şey mi istiyoruz? 

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ